Türkiye'deki Yenilebilir Enerjiyi Değerlendiren Güriş Holding Enerji Grup Ceo’Su Ali Karaduman, '''Türkiye Yenilenebilir Enerjideki Fırsatı Kaçırmamalı'' Dedi.
Türkiye’deki yenilebilir enerjiyi değerlendiren Güriş Holding Enerji Grup CEO’su Ali Karaduman, ’’’Türkiye yenilenebilir enerjideki fırsatı kaçırmamalı’’ dedi.
Tüm dünyada enerjiye olan talep günden güne hızla artıyor. Enerjiye olan yüksek talep, mevcut enerji kaynaklarının geliştirilmesi ya da yeni enerji kaynaklarının üzerinde çalışılmasına yol açıyor. Enerjide artan taleple birlikte fosil yakıtların hızla tükendiği ve çok yakın gelecekte kaynak problemi yaşanacağı öngörülüyor. Nükleer enerji konusunda ise devam eden tartışmalar biz kez daha yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini ortaya çıkarıyor. Konuyu Güriş Holding Enerji Grup CEO’su Ali Karaduman değerlendirdi.
Türkiye’nin son yıllarda enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, bu yolla yurtdışına ödenen parayı içerde tutmak ve enerji sektöründeki cari açığı kapatmak için yenilenebilir enerji projelerine önem vermesi gerektiğinin altını çizen Ali Karaduman, ’’Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki potansiyeli dikkate alındığında, küresel rekabetten kayba uğramamak için özellikle rüzgar, hidrolik, jeotermal ve güneş enerjisi yatırımlarının artırılması tam anlamıyla bir zorunluluk haline getirilmeli. Temiz enerji kaynakları fosil enerji kaynaklarının aksine tükenmeyerek kendisini sürekli yeniler’’ dedi.
Kurulu güç kapasitesinde artış
Karaduman, sözlerine şöyle devam etti: ’’Yaygın olarak dünyada enerjinin hala çok büyük bir kısmı fosil yakıtlardan elde edilse de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek bunlara olan bağımlılığı azaltmada ve daha yaşanabilir temiz bir dünya oluşmasında kritik rol üstleniyor. Türkiye’ de yenilenebilir kaynakların kurulu güç kapasitesi içindeki payı son 10 yılda ciddi bir artış gösterdi. 2020 yılı Nisan ayı sonu itibariyle yayınlanan Elektrik Enerjisi Piyasası Raporuna göre, geçen yıl Aralık ayında hidrolikten üretilen elektriğin payı yüzde 29,21 olarak hesaplanırken bu yıl Nisan ayı itibariyle yüzde 32,43’e yükseldi. Rüzgarın elektrik üretimindeki payı yüzde 7,20’den yüzde 9,12’ye ve biyo-kütlenin payı yüzde 1,49’dan 1,69’a çıkarken, güneşin payı yüzde 3,31’den yüzde 3,03’e geriledi. Jeotermal kaynaklardan gerçekleştirilen elektrik üretiminin payı da yüzde 2,73’den yüzde 3,38’e yükseldi. Toplamda ise yenilenebilir enerjilerden üretilen elektrik, yüzde 14,73’den yüzde 17,21’e çıkmış oldu’’.
Yıllar içinde toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerji payının yüzde 30 ile yüzde 50 arasında değişim gösterdiğini belirten Karaduman, ’’Özel sektörün toplam kurulu güç içinde artan payı da ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji yatırımlarından geldi. Bu gelişimin en önemli sebebi ise Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması yani ’YEKDEM’ ile birlikte yenilenebilir enerji santralleri fiyat ve satın alınma garantisine sahip oldu. Ayrıca YEKDEM ‘in ülkemiz için önemini anlattıktan sonra şunu da hatırlatmak isterim ki 2020’den sonra YEKDEM’in devam edip etmeyeceği ve sonrasında nasıl bir mekanizma olacağı hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ülkemizin geleceği için bir an evvel yeni sistem açıklanmalı ve yenilenebilir enerji yatırımları devam etmeli” dedi.
’’Yenilenebilir enerji küresel ısınma içinde çok önemli’’
Yenilenebilir enerjinin küresel ısınmaya etkisi değerlendiren Karaduman, ’’Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme sadece enerji konusunda değil ayrıca küresel ısınma ve güvenlik için de son derece önemli. Fosil yakıtlar yüzünden dünya her geçen gün daha fazla kirleniyor. Fosil yakıtlar kullanıldığında havaya karbondioksit salınıyor böylece havada karbondioksit miktarı artıyor. Havadaki karbondioksit yüzdesinde önemli bir artış olduğunda ise karbondioksit gazı ile çekilen ısı miktarı da artıyor. Bu durum küresel ısınma olarak bilinen toprak ve yüzey sıcaklığında genel bir artışa sebep oluyor’’ şeklinde konuştu.
’’Türkiye kendi kendine yetebilecek’’
Yenilenebilir Enerji 2019 Raporuna göre Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasite büyümesinde dünyada 12’nci sırada olduğunun, rüzgar ve güneşin dünya elektrik üretimindeki payının 2024 yılında yüzde 7’den yüzde 12’ye yükseleceğinin altını çizen Karaduman, ’’Uzun vadede Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı ve enerji faturasını önemli ölçüde azaltacak olan yenilenebilir enerji, milli gelirden istihdama, yatırım alanlarından çevresel faktörlere, enerji arz güvenliğinden kaynak çeşitlendirmesine kadar birçok alanda da son derece önemli faydalar sağlayacak. Bu sayede Türkiye enerji ticaretinde merkez ülke olmanın yanında enerjide kendi kendine yetebilen bir ülke konumuna gelebilecek’’ diye konuştu.