Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz; "Değerli dostlar, öncelikle, sizlerle olmaktan büyük onur duyuyorum. Yeni kurulan derneğimizin Türkiye’ye hayırlı olmasını rabbimden niyaz ederim.
Başta dernek başkanımız Ömer Yıldırım Bey olmak üzere, hepinize bu nazik davetiniz için teşekkür ederim.
Bildiğiniz üzere, Sayın Mustafa Kamar Bey, aynı zamanda bizim yönetimimizde yer alıyor. Beraber çıktığımız bu yolda sağ olsun bizi hiç yalnız bırakmadı. Önemli görevler üstlendi. Çok kıymetli bir çalışma arkadaşı oldu. Kendisine bir kez de sizin huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.
Değerli dostlar,
Gıda sektörü ile uğraşan arkadaşlarımızın birçoğu Ticaret Borsasını yakından tanıyor. Fakat aramızda başka sektörlerden de arkadaşlar var. Onun için, Ticaret Borsası ne yapar, bu konuyu sizlere kısaca izah ederek konuşmama başlamak istiyorum. Kısaca özetlemek gerekirse Ticaret Borsaları, borsaya dâhil maddelerin alım satımı ve borsada oluşan fiyatlarının tespit, tescil ve ilânı işleriyle meşgul olmak üzere kurulan, kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlardır.
Ancak İstanbul Ticaret Borsası bundan çok daha fazlasıdır.
Biz, perşembe günü 94. yılına ayak basmış, Türkiye’nin en köklü kurumlarından biri olarak, hizmetlerimizi geliştirerek sürdürüyoruz.
Örneğin, yeni iş kurmak isteyenler için “uygulamalı girişimcilik eğitimlerimiz” devam ediyor. KOBİ’lerimizin finansmana ulaşımlarını desteklemek için birçok çalışma yaptık. KOSGEB ve İŞKUR gibi önemli kurumların hibe ve destek programları ile ilgili ortak çalışmalar yapıyoruz.
Sizlere burada tek tek bütün teşviklerden, fırsatlardan, hibelerden bahsetmem tabi ki mümkün değil.
Ancak biz şunu yapabiliriz:
KOSGEB destekleri ile ilgili sorularınız mı var?
Buyurun sizleri Borsamızda misafir edelim. İsterseniz görevli personelimiz size bilgi versin, isterseniz en yetkili ağızları ağırlayıp, sizlerin sorularını yanıtlamalarını sağlayalım.
Aynı şekilde İŞKUR’un son dönemde, başta İstihdam Seferberliği kapsamında başlattığı uygulamalar var. Gelin, bu konularda ilgili kurum temsilcileri ile beraber toplantı yapılsın.
Ben iş dünyasının temsilcileri ile birlikte hareket edilmesi ve ortak projeler üretilmesi gerektiğini, sıklıkla dile getiriyorum. Bu noktadan hareketle, meclisimizin ve Borsamızın kapısı size daima açıktır.
Değerli dostlar,
Dünyada bir iyimserlik döneminden geçiyoruz. Geçen yılın ikinci yarısında başlayan canlanmanın bu yıl da devam edeceği öngörülüyor. Gün geçmiyor ki, bir değerlendirme kuruluşu büyüme tahminlerini güncellemesin.
Bu iyimser süreçte ülke olarak öne çıkabilmemiz için, bu dönemde rakiplerimize göre pozitif büyümemiz gerekiyor. Yani daha çok, çalışmamız, daha çok üretmemiz ve yeni pazarlar bulmamız gerekiyor.
Geçen hafta İMF bir rapor yayınladı. Bizim büyüme tahminimizi yüzde 2,5 tan, yüzde 5,1 e yükseltti. 2022’ye kadar Batı ekonomilerinin tümünde durgunlaşma öngörüyor.
Biliyorsunuz 2008 yılında başlayan ekonomik krizin artçı şokları, geçtiğimiz aylara kadar devam etti. Çin ve Hindistan ise, bu durgunluk dönemine rağmen, istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettiler. Bir istisna daha vardı, bu da ülkemizdi. Türk ekonomisi sizin gibi işadamlarının sayesinde, istikrarlı bir şekilde büyüyen bir ekonomi oldu.
Fakat burada bir eleştiriyi yapmayı bir borç biliyorum. Uluslararası değerlendirme kuruluşları, ülkemiz hain darbe girişiminin artçı şoklarıyla uğraştığı bir dönemde, tetikçilik yaparak ekonomimizi bozmaya çalışmışlardı. İşler rayına oturduğunda mecburen böyle dramatik artışlar yapmak zorunda kalıyorlar. Bazılarının hangi çevrelere hizmet ettiğini, bugün Türkiye’ye iyi oranlar verdiği için unutacak değiliz. Bugün dünyada sadece eli silahlı teröristlerle değil, aynı zamanda ekonomik tetikçilerle de baş etmek zorundayız.
Burada dikkat etmemiz gereken bir durum var. İMF tahminlerinde gelecek iki yıl için iyimser tahminler yapıyor. Sonraki yıllarda ise, özellikle Avrupa ülkeleri için yeni bir durgunluk dönemi olacağını tahmin ediyorlar. Buna dikkat etmemiz lazım. Önümüzdeki yıllarda Avrupa pazarı kadar, dünyanın diğer ülkelerindeki pazarlara da yoğunlaşmamız lazım. Tüm enerjimizi Avrupa ülkelerine ihracat için harcarsak, birkaç yıl sonra başlayacak olan durgunluk döneminde, işlerimiz tehlikeye girebilir. Yani Avrupa pazarına ihracatımızı artıracağız ama yeni pazarlar bulmayı da ihmal etmeyeceğiz.
Değerli dostlar,
Diğer yandan önümüzde bir de döviz kurları meselesi var. Amerika Merkez Bankası, geçtiğimiz dönemde faiz artırımı silahı ile politikalarına yön veriyordu. Faiz artıracağım deyince piyasalar ayağa kalkıyor, dolar fırlıyordu. Bu sene “bilanço küçültmesi” silahını da kullanmaya başladı. FED’in bu iki konuda yaptığı her açıklama, kurlarda hareket meydana getiriyor. Bu yüzden bu dönemde başta dolar olmak üzere, yabancı paralardan uzak durmamız ve Türk lirasına güvenmemiz gerekiyor. Türk iş dünyası artık bunu yapıyor.
Nitekim Ağustos ayında yapılan ihracatın 1.3 milyar dolarlık kısmı, Türk lirası ile gerçekleştirildi. Geçen yılın Ağustos ayında bu rakam 578 milyon dolar seviyesindeydi. Yani bir yıllık süreçte, ihracatta Türk lirası kullanımı yüzde 128 artış gösterdi. Ticarette Türk lirası tercih edildiğinde, kazanan bizim ihracatçımız olacak. Ağustos ayı itibarıyla toplam ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre %12,3 oranında artarak 13.2 milyar dolara ulaştı. AB’ye yapılan ihracat ise 2016 yılının aynı ayına göre %9,4 artarak, 6.2 milyar dolar oldu.
Büyümenin lokomotifi olan sanayi üretimimiz de artıyor ancak önemli bir sorunumuz var.
Enflasyonun frenlenmesi gerekiyor. Yıllık enflasyon Eylül ayında yüzde 11.20'ye yükseldi. Bu artış, yüksek faiz, dövizdeki yükseliş ve ekonomik aktivitedeki güçlenmeden kaynaklandı. Çekirdek enflasyon ise yüzde 10.98 arttı ve son 13 buçuk yılın zirvesine yükseldi.
Tüketici fiyatları enflasyonuna baktığımızda, Eylül'de ana harcama gruplarında tek gerileyen kalem gıda fiyatları oldu. Gıda fiyatlarını düşürmek için yapılan çalışmalar, yavaş yavaş faydasını gösteriyor.
Ancak diğer harcama gruplarında artış yaşanınca, gıda fiyatlarındaki bu düşüşün etkisi genel fiyatlara yansımadı.
Büyüme hikâyemizin devam etmesi için, bu konudaki çalışmalara büyük önem vermeye devam etmemiz gerekiyor.
Değerli dostlar,
Biz İstanbul Ticaret Borsası olarak 94. yıllık bir kurumuz. Kadim günlerden kalma alışkanlıklarımızı sürdürüyoruz. Ahilik geleneği bizim için çok önemli.
Ahilik kelimesinin kardeşim anlamına gelen Arapça "ahi" ya da eli açık, yiğit anlamındaki Türkçe "akı" sözcüğünden türediği ileri sürülüyor. Hangi rivayet gerçek olursa olsun, ikisi de bizim için ziyadesiyle manalıdır.
Burada görüyorum ki sizler bu ahilik geleneğinin temsilcileri olarak bir araya gelmiş ve bir dernek kurmuşsunuz. Burada ahlaklı, maneviyatlı, güvenilir tüccarları bir araya getiriyorsunuz. Allah sayınızı artırsın.
Bugün sizlerle bir arada olmak, aynı havayı teneffüs etmek benim için büyük bir mutluluktur. Hepinize tekrar teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum" dedi.