Defacto Cfo’Su Önder Şenol
WEF’e konuşmacı olarak katılan DeFacto CFO’su Önder Şenol, “Kadınların iş hayatında eşit şartlarda çalışmasını, emeklerinin ve hayallerinin hayat bulmasını önemsiyoruz. Bu doğrultuda çalışanlarımızın eğitimi ve gelişimi için sürekli yatırımlar yapıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de ilk olan birçok uygulamayı hayata geçirdik” dedi.
150 ülkede 1,5 milyon üyesiyle iş dünyası profesyonelleri, girişimciler ve ilham kaynağı liderleri aynı çatı altında buluşturarak, kadın girişimciliğini ve liderliğini güçlendirmek için küresel geniş çaplı bağlantı fırsatı sunan ‘Dünya Kadınlar Ekonomik Forumu’, (Women Economic Forum/ WEF) bu yıl Slovenya’nın başkenti Lübliyana’da 6-8 Şubat tarihleri arasında yapıldı.
Birçok ülkenin daimî temsilcileri, parlamenterleri, sivil toplum örgütleri ve şirketlerin üst düzey yöneticilerinin katıldığı etkinlikte DeFacto CFO’su Önder Şenol da ‘Liderlik pozisyonlarında özgün olma endişesi: Konunun özü ve başa çıkma yöntemleri’ (‘Fear of Authenticity in Leading Positions: The Core and the Cure?) başlıklı oturumda konuşmacı olarak yer aldı.
“Otantik liderlik”
DeFacto CFO’su Önder Şenol, yaptığı konuşmada otantik liderlik anlayışı ile ilgili “Öncelikle kendimize karşı dürüst olmamız gerekiyor. Hissettiklerimiz ile söylediklerimiz veya yaptığımız şeyler arasında tutarlı bir davranış sergilemeli ve değerlerimizi temel alan seçimler yapmalıyız” ifadesini kullandı.
Şenol sözlerine şöyle devam etti: “DeFacto liderlerin ahlaki ve etik niteliklerini doğrudan teşvik ederek, özgün davranmalarına imkân tanıyor. Dolayısıyla şirket kültürümüzün yapısı, kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımımız ile yakından ilişkili. Son araştırmalar, otantik liderliğin kurumsal sosyal sorumluluk performanslarını olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Çünkü faaliyetlerin ne derece özgün olduğu, çalışmaların vaat ettiği pozitif etkiyi ortaya koymakta önemli rol oynuyor. Liderin özgünlük hali azaldıkça, sosyal sorumluluğun kurum kültürüne pozitif etkisi de azalıyor. DeFacto’nun Kurumsal Sosyal Sorumluluk yaklaşımı tam olarak bu kültürden besleniyor.”
“Pozitif ve mutlu bir çalışma ortamı”
Şenol, konuşmasında DeFacto’nun yürüttüğü kadın odaklı sorumluluk projeleri hakkında da bilgi verdi: “Kadınların iş hayatında eşit şartlarda çalışmasını, emeklerinin ve hayallerinin hayat bulmasını önemsiyoruz. Bu doğrultuda çalışanlarımızın eğitimi ve gelişimi için sürekli yatırımlar yapıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de ilk olan birçok uygulamayı hayata geçirdik. 2011 yılında “Mutluluk Direktörlüğü” birimini kurduk. ‘Çalışan mutlu ise müşteri de hissedar da mutlu olacaktır’ anlayışı ile mutlu bir ortam oluşturmak için samimi bir gayret içine girdik. Ardından 2015 yılında kadın çalışanlarımıza pozitif ayrımcılığın ötesinde uygulamalar sunan ve ekstra imkanlar tanıyan Mutlu Kadın Hareketi’ni başlattık. Aynı yıl kadınlara iş hayatında verdiğimiz desteği devam ettireceğimizi taahhüt etmek için Birleşmiş Milletler Kadınları Güçlendirme İlkeleri’ne (WEPs) imzacı olduk.”
“Sürdürülebilir kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımı”
DeFacto kurum kültürünün beslendiği sürdürülebilirlik bakış açısının yansıması olan Kumaştan Hayaller projesi hakkında da bilgi veren Önder Şenol, geri dönüşüm, eğitim, mutluluk ve umut odaklı bu projede çocukların ve gençlerin hayatlarına dokunduklarını şöyle ifade etti: “Paydaş katılımı modeliyle kurguladığımız Kumaştan Hayaller projemizi başarıyla sürdürüyoruz. Proje kapsamında, DeFacto fabrikalarından elde edilen üretim fazlası kumaş ve aksesuarları, protokol imzaladığımız Valilik, Kaymakamlık, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla meslek liselerine gönderiyoruz.
Onlar da hayal güçlerini kullanarak bu kumaşlardan ürünler tasarlıyor ve üretiyorlar. Daha sonra bu ürünler mağazalarımızda müşterilerimizin satışına sunuluyor ve elde edilen gelir Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) projelerini desteklemek üzere kullanılıyor. Dolayısıyla Kumaştan Hayaller projesi sürdürülebilir yapısı itibariyle geri dönüşüm, eğitim, mutluluk ve umut alanında eş zamanlı olarak bir farkındalık sağlıyor.”