Arnavutköy’de 16 yıl önce cinayete kurban giden Arzu Tuncel’in öldürülmesine ilişkin davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan ağabeyleri beraat etti.
Arnavutköy’de askerden gelen nişanlısıyla evleneceği 2004 yılında, bakire olmadığına dair dedikodular çıkan 17 yaşındaki Arzu Tuncel’in öldürülmesine ilişkin dava açılmıştı. Nişanlısının muayeneye götüreceği gün evinin yakınında boş bir arazide 17 yerinden yaralanmış şekilde ölü bulunan Arzu Tuncel’in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturmada komşuları tarafından savcılığa ihbar mektubu gönderilmiş ve Tuncel’ın ağabeyleri Şener Tuncel ve Yemlihan Tuncel tarafından ailelerinin namusunun kirleneceği düşüncesiyle öldürüldüğü iddia edilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlanmış ve Arzu Tuncel’in 16 yıl önce, cinayete kurban gittiği belirtilerek, ağabeylerinin ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edilmişti.
Otopsi raporunda bakire olduğu tespit edilen Arzu Tuncel’in ağabeylerinin kendisini öldürdükleri iddiasıyla yargılandığı dava, geçtiğimiz günlerde karara bağlandı. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanıkların avukatları hazır bulundu. Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcılık, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair yeterli nitelikte somut delil elde edilmediğini belirterek beraatlerine karar verilmesini talep etti. Mütalaaya karşı savunma yapan sanık avukatları, mütalaaya katıldıklarını belirterek, sanıkların beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların ‘kasten öldürme’ suçunu işlediklerine dair kesin bir delil bulunmaması nedeniyle üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığını belirterek, sanıkların beraatine karar verdi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, maktul Arzu Tuncel ile tanık olan nişanlısı Güner Bilgin’in askere gitmeden önce nişanlandıklarını, askerden döndükten sonra evlenmeyi planladıklarını, tanık Bilgin’in 2004 yılında, maktul öldürülmeden iki gün önce evlilik hazırlıklarını konuşmak için maktulün evine gittiğini, maktulün annesinin sanığa, ‘Oğlum sen askerdeyken, Arzu evin çatısında çamaşır asarken çatıdan yere düşmüş. Bu esnada kızlığı bozuldu. Sen erkek adamsın. Gerdek gecesinde kolunu az kesersin kan akıtırsın. Bu olayı fazla büyütme’ dediği anlatılmıştı. Tanık Güner Bilgin’in şok olarak, ‘Niye benim büyüklerime haber vermediniz. Muayene ettireceğim. Kaza sonucu olduğu ortaya çıkarsa evlenirim’ dediğinin kaydedildiği iddianamede, şüpheli Şener Tuncel’in olayı duyduğu ve maktule sorduğu, maktulün ise ağlayarak, ‘Bakireyim. Kimseyle ilişkim olmadı. Komşular bana iftira atıyor’ dediği belirtilmişti.
Maktulün yakınlarına kendisinin öldürüleceğini söylediğinin anlatıldığı iddianamede, çevredekilerin dedikoduları nedeniyle cinayete kurban gideceğini bildiği, daha sonrasında maktulün ağabeyi şüpheli Şener Tuncel’in jandarmaya maktulün kayıp olduğu yönünde ihbarda bulunduğu ve maktulün evlerine yürüme mesafesinde boş bir arsada 17 yerinden delici ve kesici aletle yaralanmış şekilde, canavarca hisle öldürülmüş şekilde bulunduğu anlatılmıştı.
Dosyaya ihbar mektubunun geldiğinin belirtildiği iddianamede, ailenin kendi ahlaki değer yargılarına ve namus anlayışlarına göre çevreye ve akrabaya rezil olacakları, namuslarının kirleneceği endişesi taşıdıkları ve maktulün ağabeylerinin kızlık muayenesi için doktora götürüleceği gün maktulü öldürdükleri vurgulanmıştı.
Maktulün, otopsi raporunda bakire olduğunun tespit edildiğinin anlatıldığı iddianamede, şüphelilerin ‘töre saiki, canavarca his, kasten, tasarlayarak, kendini savunamayacak durumda kişi öldürme’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması talep edilmişti.