İstanbul'da Aşı Yaptırmak İçin Götürdüğü İki Köpeğinden Birinin Kliniğin Açık Kapısından Kaçtığını İddia Eden Eda Kılıç, Klinik Sahiplerine 20 Bin Liralık Tazminat Davası Açtı.
İstanbul’da aşı yaptırmak için götürdüğü iki köpeğinden birinin kliniğin açık kapısından kaçtığını iddia eden Eda Kılıç, klinik sahiplerine 20 bin liralık tazminat davası açtı. Kılıç, “Türk adaletine güveniyorum. Eğer bu davayı kazanırsam hepsini sokak hayvanlarına bağışlayacağım” dedi.
Eda Kılıç, 13 Haziran 2019 günü saat 20.00 sıralarında iki köpeğini iç ve dış parazit aşılarını yaptırmak için Beylikdüzü’nde bir veteriner kliniğine götürdü. Köpeklerini veterinere teslim eden Kılıç, daha sonrasında köpeklerin karnelerini almak üzere arabasına gitti. Kılıç’ın ‘Chihua Blue Tan’ cinsi olan Chef isimli köpeği klinikten kaçtı. Eda Kılıç, klinik görevlileriyle birlikte aradığı köpeğinin kalp krizi geçirerek öldüğünü öğrendi. Köpeğinin öldüğünü öğrenmesinin ardından Kılıç, Büyükçekmece Adliyesi 1. Asliye Hukuk Mahkemesine klinik aleyhine dava açtı. Kılıç’ın avukatı Esra Danışman’ın sunduğu dava dilekçesinde 15 bin lira maddi, 5 bin lira manevi tazminat talep edildi. Olaya ilişkin Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davanın 2’inci celsesi görüldü. 6 Şubat’ta görülen duruşmada tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmada olaya ilişkin tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme, tarafların yazılı savunmalarını hazırlamaları için ek süre vererek tarafların sorumlulukları, kusurları ve maddi tazminat hususunda rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verdi.
“Kimse bize yardım etmedi”
Klinikte yaşanan olaya ilişkin konuşan Eda Kılıç, “Olay Haziran ayında oldu, 13 Haziran’da gerçekleşti. Oğlum ve babasını, ikisini birlikte aşıya götürmüştüm kliniğe. Beylikdüzü’nde bir klinik. Kliniğin içerisinde çocuklarımı teslim ettim, karnelerini almak üzere arabaya geçtim ve arkamdan bir çığlık koptu. Oğlum hekimin kucağında, diğeri tasmasından sıyrılmış bir şekilde koşuyor. Oradaki stajyer hekimle birlikte çocuğu yakalamak için koştuk ama maalesef yakalayamadık ve kimse de bize yardım etmedi” dedi.
“Kapılar kapalı olsa oğlum oradan kaçmayacaktı”
Kılıç, “Şu an dava süresindeyiz ve 3’üncü duruşmamız olacak Nisan ayında. Biz haklarımızı arıyoruz, çünkü tamamen kliniğin ihmali. Bu olaydaki en büyük ihmal kapılarının açık olması, sensörlü kapı olmasına rağmen iki kapıyı da açık tutmaları. Eğer o kapılar kapalı olsa benim oğlum oradan kaçmayacak ve ölmeyecekti. Ben ilk başta dava açmayacaktım ama kendilerini telefonla aradım. Dedim ki, ‘Benim oğlum bu kapı açıktı, kaçarak gitti ve öldü sizin tamamen ihmaliniz yüzünden. Hiç mi vicdan azabı duymuyorsunuz?’ Bir bayan ile görüştüm oradan, ‘Biz yıllardır böyle çalışıyoruz ve böyle çalışmaya devam edeceğiz. Dilediğiniz yere şikayet edin’ dedi. Öyle mi dedim ve ben de yasal yollara başvuracağımı söyledim. Yapabileceğimi söylediler. Yapabileceğimi zaten biliyorum. Şu an Esra Hanım var avukatım. Kendisi zaten bu süreçte en başından beri ilgileniyor” şeklinde konuştu.
“Veteriner veya klinik sahibi hiçbir şekilde bu sorumluluğu kabul etmiyor”
İnsanların bu gibi olaylarda bilinçlenmesini istediğini dile getiren Kılıç, “Kliniğe girdiğiniz an o hayvanın sorumluluğu kliniktedir ve kendilerinde bu sorumluluğun olmadığını da iddia ettiler ilk etapta. Sorumluluğun benim olduğunu söylediler ama ben teslim etmiştim çocuğumu zaten, nasıl bende olabiliyor. Veteriner veya klinik sahibi hiçbir şekilde bu sorumluluğu kabul etmiyor. Aynı klinikte oğlumu kaybettikten birkaç hafta sonra bir beyefendi de kedisini oraya götürüyor, ben kişileri tanımıyorum sadece Facebook üzerinden gördüm. Aynı şekilde kapıdan kaçarak kedileri ölmüş” diye konuştu.
“Bizden başka kimseleri yok onların”
Kılıç, “Sadece kliniklerin bilinçlenmesini istiyorum ve denetimlerin artmasını istiyorum. Çünkü, kliniklerde asla denetim yok. Adamlar kapıları sonuna kadar açık E-5’in kenarında klinik işletiyor. Yani bu çocukları bir hayvan olarak gördükleri için önemsemiyorlar canlarını. Ben şunu eklemek istiyorum; biz hayvan sahiplerinin hakları var, birçoğuna göre hayvan bunlar ama bize göre evlatlarımız. Ben gerçekten evladımı kaybetmiş kadar çok kötü bir süreç geçirdim. Hem benim olayı yaşadığım klinikte hem birçok klinikte benzeri vakaları görüyorum. Ya kaçarak ölmüş çocukları ya da orada yanlış bir tedaviden dolayı ölmüş ama insanlar arkasını aramıyor. Bizim böyle bir hakkımız var, onlardan hesap sorabiliriz. Ben Türk adaletine güveniyorum. Eğer bu davayı kazanırsam, maddi manevi tazminat davası açtım. Hepsini sokak hayvanlarına bağışlayacağım. Sadece çocuklarınızın arkasını bırakmayın. Kendi evladınız, doğurduğunuz çocuk ölse arkanızı dönüp gidecek misiniz aman öldü kazaydı deyip. Çünkü bizden başka kimseleri yok onların” diyerek sözlerini sonlandırdı.