Gıda Ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme Ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (Gimdes) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, “Bu Değişimde Ülkemizin Öncü Olup Yerli Ve Milli İlaç Geliştirmelidir.” Dedi.
Koronavirüsten sonra birçok şeyin değişeceğini söyleyen Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, “Bu değişimde ülkemizin öncü olup yerli ve milli ilaç geliştirmelidir.” dedi.
Koronavirüs musibetinin bitmesinden sonra dünya düzeninin eskisi gibi devam etmeyeceği dünyanın her tarafında dillerde yaygınlık kazandığını belirten GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, "Tamam, bu görüşe gelinmesi çok önemli. Ama ister istemez soruyor insan; Eskisi gibi olmayacak derken neler değişecek ve değişenlerin yerine neler gelecek? Beslenmek için yediğimiz gıdalarımız, hastalandığımızda kullanmak zorunda kaldığımız ilaçlarımız ve aşılarımız. Temizlenmek için kullandığımız kozmetiklerimiz en az yüz yıldır, bir Müslüman için şüpheli ve şaibelidir. Yıllardır Müslümanların bu konulardaki feveranlarına resmi makamlar da üreticiler de sessiz kalmışlardır." ifadelerini kullandı.
"Bizi öncü olmaktan engelleyecek hiçbir neden yok"
İlaçlarda domuz ve alkol gibi kullanımı dinen uygun görülmeyen haram bir katkının olmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Büyüközer, sözlerin devamında şunlar kaydetti: "İster gıda maddesi, ister ilaç, isterse kozmetik olsun, helallik ve tayyiblik vasfını taşımayan her ürün, bir Müslüman için tehdittir. Unutmayalım ki kullandığımız ilaçlardan da hesaba çekileceğiz. Bu sebeple ilaçların herhangi birinin içeriğinde domuz ve alkol gibi kullanımı dinen uygun görülmeyen haram bir katkının olmaması gerekir."
Helal aşının da milli şartlarda üretebilecek aşamaya gelmesini engelleyecek bir sebebin olmadığını ifade eden Büyüközer, "Koronavirüs musibetinin, dünya üzerindeki en önemli sebeplerinden biri olabileceğini düşündüğümüz ilaç ve aşılarımız konusunda devletler, üreticiler ve tüketiciler radikal kararlar alarak haram ilaçlarla ve aşılarla tedavi olma zaruretinden artık kurtulmalıyız. İlaçlardaki, haramın önemli kritik noktalarını belirleyip helal ve tayyib bir ilacın üretilebilirliği için gerekli olan koşulları hazırlayarak işe koyulmalıyız. Ülkemiz askeriyede kendi uçağını, kendi helikopterini, kendi tankını, kendi tüfeğini milli şartlarda üretecek aşamaya gelirken, Müslüman için elzem olan helal ilacını, helal aşısını da milli şartlarda üretebilecek aşamaya gelmesini engelleyecek ne sebep olabilir?" dedi.
"Helal ilaç talebimiz devam edecek, bu en tabii hakkımızdır"
Amaçlarının ilgili kurumlardan içeriğinde haram ve şüpheli bir madde bulunmayan helal ilaç talep etmek olduğunu belirten Dr. Büyüközer, "Bu konuda da öncelikle imani bir meselemizi hatırlayarak söze başlamalıyız. Maalesef şifayı Allah’tan bekleyeceğimiz yerde Allah’ın kullarından ve de ilaç denilen bir takım maddelerden bekler duruma geldik. Allah, şifanızı size haram kılınan şeylerde yaratmamıştır. Şüphesiz Allah, derdi de dermanı da indirmiş, her derdin dermanını yaratmıştır. O halde tedavi olunuz fakat haram şeylerle tedavi olmayınız. Amacımız, ilgili kurumlardan içeriğinde haram ve şüpheli bir madde bulunmayan helal ilaç talep etmektir. Çünkü bir Müslümanın helal ilaç araması onun imanî bir meselesi, helal ilaç talep etmesi de onun en tabii tüketici hakkıdır." dedi.