2019 Yılının En Çok Yarış Kazanan Jokeyi Gökhan Kocakaya, Sezon Başında Kafasındaki Birincilik Sayısının 250 Ve Üstü Olduğunu Belirterek, "'En Fazla Birincilik Alan Jokey Ben Olmalıyım' Diye Bir Hedef İle Bu Başarıya Odaklanmadım. Koşu Kazanma Sıralamasında Birincilik, Benim Çok Takıldığım Bir Konu Değil. Gerçekten Çok İyi Bir Sezon Geçirdik" Dedi.
2019 yılının en çok yarış kazanan jokeyi Gökhan Kocakaya, sezon başında kafasındaki birincilik sayısının 250 ve üstü olduğunu belirterek, "’En fazla birincilik alan jokey ben olmalıyım’ diye bir hedef ile bu başarıya odaklanmadım. Koşu kazanma sıralamasında birincilik, benim çok takıldığım bir konu değil. Gerçekten çok iyi bir sezon geçirdik" dedi.
2019’un 225 ile en çok yarış kazanan jokeyi olan Gökhan Kocakaya, başarısının perde arkasındaki sırları, geride kalan yıldaki sevinçlerini, üzüntülerini, ekip çalışmasının önemini, hedeflerini TJK’nın SESİ Dergisinin Ocak sayısına anlattı. 2019 yılında en çok birincilik alan beklediğini ifade eden Kocakaya, "Sezon başında kafamdaki birincilik rakamı 250 ve üstüydü. Ama, ’En fazla birincilik alan jokey ben olmalıyım’ diye bir hedef ile bu başarıya odaklanmadım. Koşu kazanma sıralamasında birincilik, benim çok takıldığım bir konu değil. Gerçekten çok iyi bir sezon geçirdik. Ekip olarak belirli bir hedefimiz vardı. Sayı da belliydi. 2019, diğer senelere kıyasla tam anlamıyla zirve yaptığım bir yıl oldu. Daha önce 2009’da 237 birinciliğim vardı. Rekorumu bu sene geliştirdim. 12 ayı da Türkiye’ye ağırlık vererek tamamladık. Sezonun başında, kış yarışlarında işi sıkı tuttuk, yılın ortalarında da hedefe doğru emin adımlarla ilerledik. Öncelikle sağlıklı ve kazasız bir sezonun bitmesi bizler için en önemlisi. Her şeyin başı sağlık" diye konuştu.
"En son kararı ben veririm"
Bineceği atlarda en son kararı kendi verdiğini belirten Gökhan Kocakaya, "Evet bir ekibim var, onların da büyük katkısı oluyor tartışmasız. Çok inandıkları ancak tam manasıyla emin olamadığım bir safkanla ilgili beni ikna ederlerse, tercihim o tarafa doğru değişebiliyor. Ancak daha önce bindiğim ve tanıdığım atlarla alakalı bir tercih söz konusu olunca, son noktayı ben koyarım" şeklinde konuştu.
"Arap atlarına binerken gücünüzün üzerine çıkmalısınız"
Biniş stilinin hikayesini anlatan başarılı jokey, "Bu işin içinde ata etki eden önemli unsurlar var. Bizde bunun üçü yaygın. Birincisi, atı iterek teşvik etmek. İkincisi uyarı ve teşvik amaçlı kamçı kullanımı ve üçüncüsü de jokeyin ağzından çıkardığı seslerle, konuşarak yönlendirme. Yurt dışında bazı jokeyler bunların yanı sıra yarış içerisinde ata topuklarını sürtüyor ve eyerin üzerinde oturup, kalkıyorlar. Ben geçmişimde, saydığım ilk üç faktörle at biniyordum. Kendimi geliştirmiştim ancak bir seviyeden sonra performansımın belirli bir noktada kaldığını hissettim. Özellikle Arap atlarına binerken, gücünüzün üzerinde bir performans sergilemeniz gerekiyor. Bazen yarış içerisinde ne yaparsanız yapın, o at size gitmek istemediğini vücut diliyle beyan ediyor. Bu durum İngiliz atlarında da oluyor ancak çok nadir. Yurt dışındaki bazı jokeylerin uygulamakta olduğu oturma, kalkma tekniğiyle ata bindiğiniz zaman, altınızdaki canlının zaman zaman daha da hızlandığını hissediyorsunuz. Bu stili diğer ülkelerdeki bazı jokeyler zaten kullanıyorlar, ben de o tekniği son dönemde kendime adapte ederek başarılı oldum. Türkiye’de bu yöntemi ilk kez denediğimde huyları gereği rakiplerinden ayrılmayan bazı atların, bu kez sıyrılarak farkı yarım boy, 1.5 boy açtığını gördüm. Bunu bir Maiden Yarış’ta da Grup 1 Yarışta da denedim, istediğimi aldım. Ne yaparsanız yapın belli bir anda, o anki pozisyonda hızlanmayan bazı atların uyguladığım biniş stiliyle, rahatça rakiplerini ayırarak birinciliğe ulaşması sonrası farkı anladım. Belki at üzerindeki görüntüm kötü ama yaptığım bana göre kesinlikle doğru. Ben bir stil yaratmadım. Dünyanın en iyi bazı jokeylerinin bunu yaptığını görüp ben de burada denedim ve uyguladım. Bu stili uygulamada şu an yüzde 50’lerdeyim. Zaman içinde çok daha iyi bir şekilde bu stille at bineceğim" açıklamasında bulundu.
"Bu stili zaten her atta denemiyorum"
Bu stilinden dolayı ilk dönemlerde sancılı dönemler yaşadığını ifade eden Kocakaya, "Normalde gelen teklifler inanılmaz azaldı, iyi atlar bana gelmemeye başladı ancak ben yaptığımın kendime göre doğru olduğuna inandım. Bu stili zaten her atta denemiyorum. Atın beline vurduğum eleştirileri yapıldı. Ben eyerin üzerinde yalnızca atı daha iyi teşvik etmek için oturup, kalkarak hareket ediyorum. Fiziken atın beline zaten yetişemem. Tüm yarışları izleyin, bu stilde at binen jokeylerin safkanın beline vurduğunu, oturduğunu göremezsiniz. Bu stilde amaç; ata hükmetmek, yanındaki rakiplerden onu alıp, ayırıp, önündeki yola tamamen kendisini vermesini sağlamak" diye konuştu.
"Kısraklar beni bu kez fena yanılttı"
Geçmiş sezonda en çok sevindiren ve üzen yarışları açıklayan Gökhan Kocakaya, "Bu yıl en sevindiğim yarış Cumhurbaşkanlığı Koşusu oldu. Ankara’ya gidiyoruz. Ahmet Çelik ile aynı uçaktayız. İnene kadar yarışı kimin kazanacağına dair sohbet ettik. Ahmet, ’Bu yarışı ben kazanacağım’ dedi. ’Bugüne kadar kaç kez kazandın?’ diye sordum. ’Hiç kazanmadım ki’ diye cevap verdi. Ben de; ’Hiç kazanmamışsın, yine kazanamayacaksın. Ben üçüncü kez kazanacağım’ dedim. O yarışı, mükemmel koşan Long Runner ile kazanarak eve döndüm. Sezon içinde ise aldığım ceza sonrası Tarım ve Orman Bakanlığı Koşusu’nda Altıncı His’e binememek beni çok ama çok üzdü" dedi.
"Büyük ihtimalle Fransa ve Dubai’ye gideceğim"
Bu yıl yurt dışında yine yarışacağını açıklayan başarılı jokey, "Büyük ihtimalle, bir aksilik olmazsa önümüzdeki aylarda Fransa’da ter dökeceğim. Şimdilik bir yarış günü için düşünüyorum. Sonrasında karnaval yarışları kapsamında Dubai’de yarışlara katılmayı planlıyoruz" şeklinde konuştu.
Beşiktaş’ı tuttuğunu ve fanatik olmadığını ifade eden Kocakaya, "Maçları çok iyi takip ettiğim de söylenemez. Ama, Şampiyonlar Ligi maçlarını kaçırmamaya özen gösteriyorum. Juventus, Barcelona, Real Madrid. Bu tip takımların maçlarını seyrederken büyük keyif alıyorum. Milli Takımımız da son dönemde harika işlere imza attı. Onlarla gurur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Enyalios ile kaybettiğim Gazi’nin üzüntüsünü unutamam"
2014 yılındaki Gazi Koşusu’nu asla unutamadığını belirten Gökhan Kocakaya, "Enyalios’a biniyorum. Son düzlüğe o kadar rahat çıktım ki önümde de bir boşluk oluştu. ’Hadi’ dediğim an safkan atak yapmadı, tekrar denedim yine karşılık alamadım. 200’lerin orada bana yanıt verdi. Çok iyi geldik ama yarış bitti. Blaze To Win kazanırken biz Suzi Gold’un ardından üçüncü olduk. Kaybedeceğim aklımın ucundan geçmiyordu ama yol sıkıntısı yaşamadan, her şey çok iyi gitmişken de kaybedebiliyorsunuz bu tarz koşuları. O günün üzüntüsünü hala yaşıyorum" dedi.
"iyi değil en iyi olmak zorundasın"
2019 yılında belli bir süre cezaları nedeniyle at binemediğini söyleyen Kocakaya, "255 birincilik çok daha fazla olabilirdi. Ben kariyerimde her zaman zirvedeki ilk 3 ya da dönem dönem ilk 5 jokey arasındaydım. Bu başarıyı bekliyordum. Her sene tecrübe olarak üstüne koyuyorsunuz. Performansınız da tecrübenizle orantılı artıyor. Stilinizi yeniliyor, daha farklı rakiplerinizi gözlemliyor, altınızdaki atı çok daha başka faktörlerle anlıyorsunuz. Yarış kazanmaktan çok iyi jokey olmak önemli. Her zaman da iyi değil, en iyi olmak zorundasın bu sahada" diye konuştu.
"Zirveyi kolay kolay bırakmam"
Sezonu zirvede tamamlayan Gökhan Kocakaya, TJK Asli Üyeleri’nden at sahibi ve yetiştirici Selman Taşbek ile çalışmasının başarısında önemli rol oynadığını söyledi. Gökhan Kocakaya, geçmiş yarışlarını zaman zaman seyrettiğini belirterek, "Bugün aynı yarışları tekrar o safkanlarla koşsak, asla kaybetmem. Çünkü hatalarımı çok net görüyorum. Jokeyin en büyük kazancı, tecrübesinin artması" ifadelerini kullanırken, "Bundan sonra ya birinci olurum, ya birinci olurum. Zirveyi kolay kolay bırakmam. Veliefendi Hipodromu’nun her zaman beni çok etkiliyor ve motive ediyor. Yediğime, içtiğime, uyku saatlerime çok dikkat ediyorum. Bu da başarımda büyük bir faktör oluyor" diyerek sözlerini tamamladı.