Adnan Oktar Suç Örgütü’ne ilişkin davada mütalaasını açıklayan savcılık, Oktar’ın 15 ayrı suçtan 150 yıldan bin 365 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mütalaada öte yandan örgütün FETÖ ile benzerlik gösterdiği kaydedildi.
Adnan Oktar Suç Örgütü’ne ilişkin 78’i tutuklu 236 sanığın, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada savcılık esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcılık mütalaasında, “Adnan Oktar silahlı suç örgütünün (AOSSÖ), Adnan Oktar’ın mehdiyeti inancı etrafında, lüks ve eğlenceyi merkezine alan modern bir İslamiyet yorumu iddiasında bulunan ve mehdiyet inancının gereği olarak küresel bir güç olmayı amaçlayan, amaçlarını gerçekleştirmek, maddi, manevi ve beşeri güç elde etmek için ahlaki ve hukuki normları hiçe sayan, kırk yıla yakın süredir her dönem ve şarta göre amaçları doğrultusunda şekil alan kendine özgü yapıda bir örgüt olduğu anlaşılmıştır” ifadelerine yer verdi.
“Elitlerin statüleri ve sosyal ağlarından yararlanılmaktadır”
Mütalaada, “Örgütün, tasavvur ettiği aşırı lüks ve hazza dayalı din anlayışı ve yaşam tarzını bir yandan üyelerine temin etmekte, diğer yandan da temin ettiği bu koşulları kendi medya kuruluşları ve sosyal medya üzerinden örgüte üye ve nüfuz temin etmek için kullanılmaktadır. Böylece örgüt bir yandan maddi varlığa sahip kent elitlerine, ılımlı bir İslam tasavvurunda bulunarak onların hayatlarında hiçbir değişikliğe gerek kalmadan inanç ihtiyaçlarını karşılayacağı ve dünyayı kurtaracak ‘mehdinin’ elit cemaati olma vaadinde bulunup devşirmekte, örgüte mali katkı sağlamakta, ayrıca bu elitlerin statüleri ve sosyal ağlarından yararlanılmaktadır. Diğer yandan ise, örgütün imajını tesis edecek, lojistik ve güvenlik ihtiyacını karşılayacak, örgüte tam teslimiyetleri garanti altına alınan eşya hüviyetinde alt-orta sınıf gençler örgüte kazandırılmaktadır” denildi.
“Evlenme vaadinin hukuki anlamda hileli hareket olarak kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır”
Örgütün kullandığı iddia edilen ‘turnike sistemi’nin anlatıldığı mütalaada, “Bu sistem, en başından itibaren hedef olarak seçilen kadınların ve küçük yaşta kızların süreçten ve ana hedeften haberdar olmadan, ancak sürece katılan örgüt üyelerinin, defalarca tekrarladıkları ve ustalaştıkları, başından sonuna kadar gerçekleşen/gerçekleşecek olayları bildiği ve nihai hedefin mağdur olarak seçilen kişinin Adnan Oktar’ın sürekli kendi emrinde bulunan ve tüm emirlerini sorgusuz yerine getiren, cinsel saldırı başta olmak üzere hakaret, dayak gibi eylemlerine tepki veremeyen bir ‘köle/eşya’ haline getirilmesi örgüsüne sahiptir. Özellikle genel toplumsal ahlaki normlar dikkate alındığında, turnike sistemine sokulan ve bu sistemden çıkmak istediğinde ilişkiye girenlerin silahlı olmasının sağladığı korkutucu güç, ilişkilerin kayda alınması ve bunun şantaj malzemesi olarak kullanılması, evlenme vaadinde bulunanın olayları ailesine ve çevresine anlatacağı tehdidinde bulunması, bu çerçevede onlarca kişinin cinsel saldırısına maruz kaldıktan sonra artık gerçekleşeceğini umduğu ‘evlenme’ olayının bir süre sonra gerçekleşmeyeceğini anlaması ve tüm bu sistemden kurtulmanın tek yolunun Adnan Oktar‘a teslim olmak/Adnan Oktar‘ın eşi olmak olduğunu anlayarak teslim olmaları birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda ‘evlenme’ vaadinin hukuki anlamda hileli hareket olarak kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Mütalaada örgütün FETÖ ile benzer olduğu anlatıldı
Mütalaada, “Örgüt FETÖ silahlı terör örgütü benzeri biçimde, imam, bacılar, imam erkek kardeşler ve düz bacılar, kız kardeşler şeklinde birbirleri içerisinde keskin bir astlık-üstlük ilişkisinin ve örgüt lideri Adnan Oktar‘a mutlak itaatin bulunduğu hiyerarşik yapılanmaya sahiptir. Bu hiyerarşik yapılanma içerisinde bulunan yönetici ve üyeler, örgütün amaçlarına, emir ve talimatlarına tam bir teslimiyet içerisindedir. Dosya kapsamında bulunan sanıklara ait whatsapp gruplarına ilişkin bilgiler, örgütün bu hiyerarşik yapılanmasını doğrulamaktadır” denildi.
Adnan Oktar’a bin 365 yıla kadar hapis istemi
Savcılık mütalaasında örgüt elebaşı sanık Adnan Oktar’ın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek’, 7 kişiye yönelik ‘birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı’, ‘suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdide azmettirme’, 20 kişiye yönelik ‘birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı’, 5 kişiye yönelik ‘kişisel verilerin kaydedilmesi’, 2 kişiye yönelik ‘kendisini savunmayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, 15 kişiye yönelik ‘örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kişisel verilerin kaydedilmesi’, ‘özel belgede sahtecilik’, ‘resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘kaçakçılık’, 12 kişiye yönelik ‘cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, 7 kişiye karşı ‘örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi’, 2 kişiye karşı ‘eziyet’, ‘siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs’ suçlarından 150 yıldan bin 365 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Örgütün yöneticisi konumunda olan sanıklar Alev Babuna ve Ulviye Didem Ürer’in de aralarında bulunduğu 13 sanığın ‘örgüt yöneticisi olmak’ suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmasını isteyen savcılık, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen tüm suçlardan da hapse mahkum edilmelerini talep etti. Mütalaada, sanık Halil Hilmi Müftüoğlu’nun 6 kişiye yönelik ‘birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı’ ve ‘birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı’ suçlarından 231 yıla hapsini isteyen savcılık, sanık İbrahim Tuncer’in 2 kişiye yönelik ‘birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı’ suçundan 63 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Sanık Bora Yıldız’ın ‘cinsel saldırı’, 8 kişiye yönelik ‘birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı’ ve ‘birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı’ suçlarından 396 yıla kadar hapsini talep eden savcılık, sanık Mehmet Noyan Orcan’ın 3 kişiye yönelik ‘birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı’, ‘birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘silahla, birden fazla kişiyle birlikte cinsel saldırı’ suçlarından 162 yıla kadar hapsini istedi.
Mütalaada, sanık Tarkan Yavaş’ın 6 kişiye yönelik ‘birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı’, ‘birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı’, ‘gerçeğe aykırı bildirimde bulunma’ ve ‘resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan’ suçlarından 239 yıla kadar hapsi talep edilirken, haklarında ‘örgüt üyeliği’ ile ‘örgüte üye olmamakla birlikte yardım’ suçundan haklarında iddianame düzenlenen 222 sanıktan bazılarının cezalandırılması, bazılarının ise beraati talep edildi.
Öte yandan mütalaada, Kübra Kartal, Turgut Aksu, Ozan Süer ve Mustafa Kuşçu’nun tahliyesine karar verilmesi istendi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede, 226 kişi ‘şüpheli’, 26 kişi ‘mağdur’, 99 kişi ise ‘müşteki’ sıfatıyla yer alıyor.
Adnan Oktar’ın elebaşı olduğu örgütte 1’i firari 13 yöneticinin bulunduğunun belirtildiği iddianamede, şüphelilerin, ‘Siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, ‘Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme’, ‘Cinsel istismar’, ‘Cinsel saldırı’, ‘6136 Sayılı Kanun’a muhalefet’, ‘Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi’, ‘Şantaj’, ‘Eziyet’, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’, ‘Hakaret’, ‘3628 Sayılı mal varlığı bildiriminde bulunulması’, ‘Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’na muhalefet’, ‘Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması’, ‘Dolandırıcılık’, ‘Tehdit, ‘Kişisel verilerin kaydedilmesi’, ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’, ‘Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme’, ‘5607 Sayılı Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet’, ‘Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’, ‘Resmi belgede sahtecilik’ ve ‘Suçluyu kayırmak’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın, ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme’, ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme’, ‘Terör örgütüne (FETÖ) üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek’, ‘Kasten adam öldürmeye teşebbüs’, ‘5607 sayılı Kaçakçılık Kanununa Muhalefet Etmek’, ‘Resmi belgeyi yok etmek’, ‘Resmi belgede sahtecilik’, ‘Nitelikli cinsel saldırı’, ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’, ‘6136 Sayılı Kanuna muhalefet etmek’, ‘Eğitim öğretim hakkının engellenmesi’, ‘Eziyet etme’, ‘Şantaj’, ‘Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’, ‘Dolandırıcılık’, ‘3628 Sayılı Kanuna Muhalefet’, ‘Hakaret’, ‘Tehdit’, ‘Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek’, ‘Suçluyu kayırma’ ve ‘Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması’ suçlarından 420 yıldan 871 yıla kadar hapisle cezalandırılmasının talep edildiği iddianamede, diğer şüphelilerin de benzer suçlardan hapse mahkum edilmesi istendi.