ALA, “SOKAĞA ÇAĞIRMAK AYMAZLIKTIR SORUMSUZLUKTUR” DEDİ.

Sultangazi 24 Mart 2025 16:10
Videoyu Aç ALA, “SOKAĞA ÇAĞIRMAK AYMAZLIKTIR SORUMSUZLUKTUR” DEDİ.
A
a

Türkiye'de görmek istemediğimiz Türkiye'de milletimizin artık bundan kurtulmamız, bunlardan kurtulmamız gerekir dediği işlerde maalesef oluyor. Onlar moralinizi bozmasın. Biz onları da çözer, yolumuza devam ederiz.

Biz yolsuzluğu ortaya çıkıyor. Kendileri yolsuzluklarını ifşa ediyorlar. Efendim kendi aralarında bir sürü problem çıkıyor.
Ve bakıyorsunuz Türkiye'nin gidişatına katkıda bulunması gereken alternatif politikalar üretmesi gereken muhalefete yine dönüyor o kendi başlarına kendilerinin getirdiği beladan dolayı Cumhurbaşkanımızı suçluyor, bizi suçluyor ve kardeşim biz istiyoruz ki Türkiye'de muhalefet de kaliteli olsun. Çünkü Türkiye'nin siyasetine muhalefet de dahil. Biz sefil süplü bir muhalefet olmasından memnun olmuyoruz.
Bize yakışır bir muhalefet olsun. Alternatif politikalar üretsin. Türkiye'nin geleceğine katkıda bulunsun.
Söylenecek çok şey var ama Ramazan günü sizi bunlarla meşgul etmeyeceğim fakat güncel bir mevzu olduğu için de birkaç cümle söyleyeyim istiyorum. Kıymetli kardeşlerim yolsuzluk var usulsüzlük var. Bunu kim diyor kendi partisi üyeleri söylüyor.
Kim diyor devletin kurumları söylüyor. Kim diyor yargı söylüyor. Onlar dönüp bizleri suçluyorlar.
Onlar dönüp Cumhurbaşkanımızı suçluyorlar. Yahu siz bizi suçlayacağınıza bu iddialara cevap verin. Çökün deyin ki bunlar şöyle şöyle yoktur diyebiliyor musunuz? Diyebiliyorsunuz.
 

peki yolsuzluğu ortaya çıkaralım diyoruz. Palanca kişi o yolsuzluğu yapmış onu örtün diyorsunuz. Demokrasi var kardeşim demokrasi biraz olduğu için o yolsuzluklar ortaya çıkıyor.
Zaten demokrasi olmazsa hiç çıkmaz. Şimdi demokrasi yolsuzlukları ortaya çıkaran rejimin adıdır. Onu örten rejimin adı değil ki.
Bir de demokrasilerde Palanca adamı seçtik getirdik oraya. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na millet seçti. Tamam sandıktan çıktın geldin.
Kimse bir şey dedi mi? Yok. E be kardeşim geldin ama Türkiye Cumhuriyeti'nin on tane bakanlığından daha fazla bütçen var. E bu bütçeyi nasıl harcadığını millete hizmete dönüştürüp dönüştürmediğini hem bu devlet hem bu millet izlemeyecek mi? Sormayacak mı?
Eğer izlemezse, sormasa, araştırmasa biz o altı yüz elli yıllık Osmanlı'yı kurabilir miydik? Yani biz oradan geliyoruz, biz yetkiyi veririz.
Biz iradeyi ortaya koyarız ama arkasını da takip ederiz. Değerli kardeşlerim, herkes bulunduğu makamın mevkinin mevkinin rütbesini taşıyor ve o mevkide olmanın bunu efendim gereğini yapıyor ise sorumluluğunu da üstlenecek. O sorumluluğu üstlenmeden o makam ve mevkiler insana yük olur.
Millete hizmet bakamı olmaz. Millete maliyet üretir. Onun için de ne söyleniyor? Yargı ne söylüyor? Onların cevabını vereceksiniz.
Olay bu kadar basittir. Olayı böyle siyasi alana çekmek sanki hükümetle efendim bilmem kendileri arasında bir Cumhuriyet Halk Partisi arasında bir problemmiş gibi ele almak şurada işimizi halletmiyoruz. Yani Nasrettin Hoca'nın işine benzer asıl mesele nerede kaybedildi? Bura taraf aydınlık diye burada arıyorlar.

Hayır şunu söylemeye çalışıyorum. Bakıyorlar bu Cumhurbaşkanı bölgesel sorun oluyor ona müdahale ediyor. Dünyada bir sorun oluyor onunla konuşuyorlar.
E o zaman burada da sorun var. partinin içerisinde halk başında da sorun var. Gelsin buraya da müdahale etsin kardeşim o bizim işimiz değil.
O sizin işiniz. Biz nereye müdahale edilip edilmeyeceğini bilenlerdeniz. Biz dünyada bölgede bir sürü problem var.
Onları çözmeye çalışıyoruz. Gelin sizin problemlerinizi iç, içinizdeki problemleri çözmeye zaman ayıramayız. Hoş.
Değerli kardeşlerim. Kendileri de merkezleri belli değil. Kimin ne dediği belli değil.
Neyi eleştirdikleri, neyi onayladıkları belli değil. Kendileri kongre yapıyor, kendileri şikayet ediyor, sonra kendileri olağanüstü kongre çağrısı yapıyor, yine dönüp bu tarafı suçluyorlar. Gerçekten ters doğrusu diyoruz.
Ama yine de ülkenin muhalefetidir. Bak ülke sevgimizi anlatmak için söylüyorum. Bu ülkenin muhalefetidir.
Londra'dan baktığınızda Berlin'den baktığınızda New York'tan baktığınızda Türkiye Cumhuriyeti'nin muhalefet partisi diyorlar. O bakımdan ben onların da iyi olmasını istiyorum ya. Düzgün olsun, iyi olsun.
Bizim İstanbul Belediye Başkanımız dünya çapında işler üretsin, hizmetler üretsin, adı sanatta kültürle hizmetle başka ülkelere yardımla anılsın isterim. Yoksullukta, hırsızlıkta, üçkağıtçılıkta efendim ihaleye fesat karıştırmakla anılmasın. İstemeyiz biz bunu.
Arzu etmeyiz. Ama böyle bir şey olduğunda da devletin kurumları hesabı sorar. Onun için de değerli kardeşlerim şu an itibariyle yargının meselesidir.
Herkes bu yargılamanın sonucunu bekleyecek. Millet ondan sonra yargılamanın sonucuna göre de siyasi kararına varacak. Siyasi kararını oluşturacak.
Milleti, milleti siyaset sokağa çağırır mı? Çağırırsa ona siyaset denebilir mi? Değerli kardeşlerim. Siyaset milletin, memleketin problemlerini şiddete başvurmaksızın, sokağa indirmeksizin, milletimize maliyet yüklemeksizin çözme sanatıdır. Yoksa milletin çoluğunu, çocuğunu, üniversitedeki gençleri, milletin kendisini ben meseleyi çözemedim, iyice berbat ettim deyip sokağa çağırmak aymazlıktır, sorumsuzluktur, sorumsuzluğun da siyasette yeri yok.
Olamaz. Millet sana değerli kardeşlerim bir yetki verdiyse onun milleti düşünerek kullanacaksın. Bir sorumluluk verdiyse onun milleti düşünerek onun çocuklarını, onun geleceğini düşünerek icra edeceksin.
Millete maliyet ödetmeyeceksin. Milleti sokağa çağırmayacaksın. Sokaktaysa evine davet edeceksin.
Sorumlu siyaset budur.
 
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

anket ANKET

alinti yazarlar ALINTI YAZARLAR
hava durumu HAVA DURUMU
e-gazete E-GAZETE
sayfalar SAYFALAR
arşiv HABER ARŞİVİ
linkler LİNKLER
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat