Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, TFF Başkanı Nihat Özdemir’in açıklamaları sonrası, "Nihat Bey tüm Fenerbahçelilerin gerçeği görmesi açısından çok yerinde bir açıklama yapmıştır, iç dünyasını dışarı çıkarmıştır. Biz 3 Temmuz sürecinde sıkı sıkı kenetlenmiştik, yıllar sonra bir kez daha bizi sıkı sıkı kenetledi" dedi.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, TFF Başkanı Nihat Özdemir’in konuşmasına yanıt verdi. Kulüp televizyonuna konuşan Koç, "Başkanvekili Semih Özsoy’un yaptığı açıklamaların sonuna kadar arkasındayız. Gönül isterdi ki, bu süreçte bu gibi konularla spor camiasını üzecek konularla meşgul olmasaydık. Biz bekledik, dün gece gelen açıklamalardan sonra. Neden bekledik? Çünkü hepimiz canlı röportajlarda hata yapabiliriz. Kendimizi yanlış ifade etmiş olabiliriz. Dolayısıyla da bekledik. Özür dilemek bir erdemdir. Belki, Nihat Özdemir bir açıklama yapar dedik ancak olmadı" dedi.
"Gerçek yüzünü gösterdiği için teşekkür ederim"
TFF Başkanı Nihat Özdemir’in yaptığı açıklamalar ile ilgili olarak Ali Koç, "Nihat Bey’in açıklamaları bana sorarsanız ilk açıklamalarından da beter ve daha talihsiz. Ben Nihat Özdemir’e şahsım ve camiam adına teşekkür ederim. Aslında Nihat Bey tüm Fenerbahçelilerin gerçeği görmesi açısından çok yerinde bir açıklama yapmıştır, iç dünyasını dışarı çıkarmıştır. 3 Temmuz sürecinde sıkı sıkı kenetlenmiştik. Yıllar sonra 3 Temmuz’a yakın bir tarihte, 3 Temmuz’a benzer açıklamalarla bizi yıllar sonra bir kez daha bizi sıkı sıkı kenetledi. Başkana sıkı sıkıya teşekkür ediyorum. Söz konusu Fenerbahçe ise gerçek yüzünü gösterdiği için teşekkür ederim. Neyle mücadele ettiğimizi bir kez daha hatırlara getirmiştir. Onun için bu teşekkürü söyleyeceğim" dedi.
"Fenerbahçe’ye kurulan tuzaklar, kumpaslar alenen ortaya çıkmıştır"
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tabii biz muhtelif zamanlarda federasyonlarla yaşadığımız sıkıntıları dile getiriyoruz. Hakem kararları, kurullar, harcama limitleri olur. Biz bu konularda çok çektik. Bir federasyon başkanı, bu söylemleri sarf etmiştir. Düzeltmedi sözlerini ve tam tersi istikamette gitti. Fenerbahçe’ye 3 Temmuz 2011’de başlayarak yapılan saldırı, kurulan tuzaklar, kumpaslar alenen ortaya çıkmıştır. Devletimiz tarafından da bu yapılanların kumpas olduğu kabul görmüştür.
3 Temmuz kumpasını savunan, hatırlatan, ne diyor, ’9 yıldır şikeye rastlamadık.’ diyor. Sanki o tarihte rastlanmış gibi. Düzeltmedi bu sözlerini. 18 yıl boyunca Fenrbahçe’ye hizmet etmiş biri, bu ülkede bu örgüte karşı bayraktarı olan bir kulübe bu sözleri söyleyebiliyor. Camiamızdaki infial, tepki, mektuplar, mailler, telefonlar bu infialin bir ispatıdır.
Kendisi, asıl rezaleti bizim konuyu saptırmamıza bağlıyor. Velev ki biz fırsatçıyız, bizim kongre üyelerimiz, taraftarlarımız, mesaj yağdıranlar, rakip taraftar olarak bunu söyleyenler de farklı algılamamışlar. Onlar da aynı şeyi söylüyorlar.
Zamanlama manidardır. Liglerin başlamasına 1 hafta var. Çok daha önemlisi, 3 Temmuz davaları var temmuzda. Mahkemeler başlamadan önce bu lafları etti. Kurgulanmış bir röportajdır yoksa spontane bir cevap mıdır bilemiyoruz, sorgulamak zorunda hissediyoruz. Bu sözler aslında, sadece Fenerbahçe camiasına değil. O zaman büyük bir mücadele veren, kulübümüzün liderliğini yapan başkanımız sayın Aziz Yıldırım, yani Nihat Bey’in de dostu olan kişiye karşı da yapılmış büyük bir saygısızlıktır."
"Kongre üyeleri, tarihte örnekleri olduğu gibi kulübü sahiplenmişlerdir. Burada benzer bir durum görüyorum"
Başkan Koç, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Başkanın itinayla seçildiğini, manevra alanının kısıtlı olduğunu birkaç kez belirtmiştim. İstifa edeceğini veya etmesini beklemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Kulüp üyeliğinden ihraç bir sürece bağlıdır. Tüzüğümüzde de net bir şekilde tarif edilmiştir. Bu yönetim kuruluna kalan bir karar değildir. Bu gelen yoğun talepler, tepkiler, mesajlar, başvurular ilgili kurullar tarafından değerlendirilecektir. Taraftarlarımıza söylemek istediğim şu. Fenerbahçe’yi gerçek anlamda, gönülden, özümsememiş biri için çok da fazla etkisi olacağını düşünmüyorum. Belki de fayda sağlayacaktır. Mükafat olacaktır. Fenerbahçe’nin gücü, kulübün sahibi olan kongre üyeleri ve taraftarlarıdır. Kongre üyeleri, tarihte örnekleri olduğu gibi kulübü sahiplenmişlerdir. Burada benzer bir durum görüyorum."