Üsküdar Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Şube Başkanı Kazım Cihat Kılınçarslan yaptığı basın açıklmasında;''2019 yılının son günlerini yaşıyoruz.Bugünlerde de İkinci Dünya Savaşının ardından geçen 74 yıla rağmen yeryüzünde barış ve adaletin tesis edilemediğine tanıklık ediyoruz. Dünyanın birçok yerinde insan hakları ihlallerinin yaşandığını, temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığını görüyoruz.
Başta ABD olmak üzere, emperyalist ülkeler, işgallerle, iç Savaşlarla, şiddet ve korkuyla, zayıf bırakılmış ülkeler ve halklar üzerindeki baskı ve tahakkümlerini sürdürmektedir.''dedi
Baskı ve şiddet politikalarının uygulayıcılarından biride maalesef Çin’dir.
Çin yönetimin küresel ekonomik gücü ve boşluk bırakmayan bir diplomasi yürütmesi DoğuTürkistan’la ilgili sağlıklı bilgi almak ve oradaki Müslümanlarla iletişim kurmanın önüne geçmektedir.
DoğuTürkistanlı kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına,katliam,zulüm,işkence ve baskılarla inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır.
Afrika’dan Asya’ya birçok İslam ülkesiyle ticari ilişkileri olan Çin, Müslüman Doğu Türkistan Halkına ve Çinli Müslümanlara karşı tutumunu gözden geçirip iyileştirmezse, bizimde Çin mallarına karşı boykot sergilememiz kaçınılmaz olacaktır. Çin yönetimi, Müslüman Doğu Türkistan Halkının ve Çinli Müslümanların haklı taleplerini susturmak, ört bas etmek ve bu halkların dış dünyayla irtibatlarını kesmek yerine farklı kimliklerin temel hak ve özgürlüklerini yaşayabilecekleri bir zemin oluşturmanın gereklerini yerine getirmelidir.
Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin, Müslüman Doğu Türkistan halkının talepleri doğrultusunda Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile getirmeleri Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses katacaktır.Türkiye, Doğu Türkistan meselesinde daha net bir tutum sergilemelidir.
Türkiye’nin Çin ile ticareti DoğuTürkistanlı kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerinden daha değerli değildir. Yetkililerimiz, bunu Çin yönetimine en açık şekilde hissettirmelidirler.
Diğer taraftan biz tüm dünyada savaştan ve çatışmadan değil, barıştan ve diyalogdan yanayız.
İstediğimiz hakkın ve adaletin hâkim olduğu bir dünyadır.
Biz bu coğrafyada hak ve adalet ekseninde tüm farklılıklarımızla birlikte barışı çerisinde yaşamak istiyoruz.
Bizbucoğrafyadainsanlarınhakvehukuklarınıngözetilmesiniistiyoruz.
ABD’nin DoğuTürkistan’a ilgisinin çıkarları gereği olduğunun farkındayız.
Kılınçarslan; Çin’de Doğu Türkistanlılara baskı ve tahakküm uygulanmasıyla ilgili yazılı basın açıklamasında bulunan AGD Üsküdar Şubesi Başkanı Kazim Cihat KILINÇARSLAN “Çin’in, fevri bazı olayları bahane ederek tüm Müslüman Doğu Türkistan halkını şiddetle ilişkilendirmesi doğru olmayan, hukuku hiçe sayan, toptancı bir yaklaşımdır” ifadelerini kullandı. Açıklamasında “Türkiye’nin Çin ile ticareti Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerinden daha değerli değildir” diyen Kılınçarslan yetkililerin bunu Çin yönetimine en açık şekilde hissettirmesi gerektiğini belirtti.
Kılınçarslan açıklamasında ayrıca, Çin’in benzer tutumunu sürdürdüğü sürece AGD olarak Çin mallarına karşı boykot sergilemelerinin de kaçınılmaz olduğunu söyledi.
“ASİMİLASYON ÇALIŞMALARI KABUL EDİLEMEZ”
Açıklamasında Çin’in, 1949’dan bu zamana kontrolü altında bulundurduğu Doğu Türkistan’da Müslümanlara her türlü baskıyı uyguladığını söyleyen Kılınçarslan “Yetmiş yıldır Çin kontrolü altında bulunan ve Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüz ölçümüne sahip olan Doğu Türkistan’da da Müslümanların durumu içler acısıdır. Çin yönetimin küresel ekonomik gücü ve boşluk bırakmayan bir diplomasi yürütmesi Doğu Türkistan’la ilgili sağlıklı bilgi akışının ve oradaki Müslümanlarla iletişimin önüne geçmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde insanların temel haklardan mahrum bırakılarak sistematik baskılarla asimile edilmeye çalışılması kabul edilebilir değildir.
Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır” dedi.
“ÇİN MALLARINI BOYKOT KAÇINILMAZ OLACAK”
ABD ile stratejik ortaklık yapmak ve İsrail ile birlikte hareket etmek insanlığa ve hiçbir İslam ülkesine fayda sağlamaz.Mevcut dünya düzeninde İslam ülkeleri ve Müslüman halklar, ya ABD, İngiltere, İsrail safında yer almaya yada Rusya-Çin ikilisinden birine sığınmaya zorlanmaktadırlar.
Dünyanın her hangi bir yerin de bir insanımızın dahi haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu İslam Ülkelerinin İslam Birliğini kurarak hak ve adalet ekseninde güç birlikteliği yapmasından geçer.
Dünyanın her hangi bir yerin de bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu D-8’incanlandırılmasından,D-60’ınveD-160’ın kurulmasından geçer.
Çin’in, fevri bazı olayları bahane ederek tüm Müslüman Doğu Türkistan halkını şiddetle ilişkilendirmesinin doğru olmadığını vurgulayan Kılınçarslan “Bu hukuku hiçe sayan, toptancı bir yaklaşımdır. Tam tersine insanların temel hak ve özgürlük talepleri karşısında Çin yönetiminin baskı ve tahakküm uygulaması bir şiddettir. Afrika’dan Asya’ya birçok İslam ülkesiyle ticari ilişkileri olan Çin, Müslüman Doğu Türkistan halkına ve Çinli Müslümanlara karşı tutumunu gözden geçirip iyileştirmezse, bizim de Çin mallarına karşı boykot sergilememiz kaçınılmaz olacaktır.
Çin bizim yaptığımız bu açıklamaları duymazdan gelir, kendi askeri gücüne ve ekonomik büyüklüğüne insanların temel hak ve özgürlüklerinden daha fazla inanırsa, tüm İslam dünyasında kendisine karşı nefret büyütmekten başka bir şey elde edemeyecektir” diye konuştu.
“DAHA NET BİR TUTUM SERGİLENMELİDİR”
Türkiye’nin Doğu Türkistan meselesinde daha net bir tutum sergilemesi gerektiğini söyleyen Kılınçarslan, “Çin’in, Müslüman Doğu Türkistan halkının ve Çinli Müslümanların haklı taleplerini susturmak, örtbas etmek ve bu hakların dış dünyayla irtibatlarını kesmek yerine farklı kimliklerin temel hak ve özgürlüklerini yaşayabilecekleri bir zemin oluşturmanın gereklerini yerine getirmelidir. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin Müslüman Doğu Türkistan haklı talepleri doğrultusunda Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile getirmeleri Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses katacaktır. Türkiye, Doğu Türkistan meselesinde daha net bir tutum sergilemelidir. Türkiye’nin Çin ile ticareti Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerinden daha değerli değildir. Yetkililerimiz, bunu Çin yönetimine en açık şekilde hissettirmelidirler” dedi. Program dualarla son buldu