Aromatik Ve Tıbbi Bitki Üretiminde Ses Getirecek Bir Projeyi Hayata Geçiren Büyükçekmece Belediyesi, 2 Yıldır Devam Eden Çalışmaların Ardından Aromatik Ve Tıbbi Bitkiler Borsası’Nı Kuruyor.
Aromatik ve tıbbi bitki üretiminde ses getirecek bir projeyi hayata geçiren Büyükçekmece Belediyesi, 2 yıldır devam eden çalışmaların ardından Aromatik ve Tıbbi Bitkiler Borsası’nı kuruyor.
Dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını, sağlığın doğada olduğunu bir kez daha ortaya koyarken Büyükçekmece’de 2 yıl önce hayata geçirilen Karaca Tıbbi ve Aromatik Bitki Üretim Merkezi sağlık alanında devrim oluşturacak projeyi hayata geçiriyor. 100’den fazla tıbbi ve aromatik bitki üretimi yapılan merkezde açıklama yapan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Dünyanın en büyük çiçek borsasının Hollanda’da olduğunu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Borsası’nın da Büyükçekmece kurulacağını söyledi. Akgün şöyle konuştu: “Bu konuda çok büyük sesler çıkartacağız. Dünya çapında ses çıkartacağız. Aromatik ve tıbbi bitkilerin satış merkezini dünyada Büyükçekmece’de olması için çalışacağız. Çok büyük alanlarımız var. Burada yüze yakın bitki yetişiyor. Daha da fazla çeşidin yetişmesi söz konusu. Büyükçekmece’de başlatılan aromatik ve tıbbi bitki üretim faaliyetleri önce İstanbul’un ilçelerine sonra bütün Türkiye’ye yaygınlaştırılarak, üreticileri çoğaltmak ama satış merkezini borsasını Büyükçekmece’de yürütmek gibi bir projeyle yola çıktık. Bunun İstanbul’da Büyükçekmece’de çok rahat yapılacağını gördük. 2 yıldan beri bu iş başladı bundan sonrada büyük çapta Türkiye’ye yayılması için bilimsel ve teknik altyapımızı hem ulusal bazda hem de uluslararası bazda yeni gelişmeleri takip ederek yaygınlaştıracağız. Büyük bir kazanç elde etmek ve ülkemizde tarım çeşitliliğini arttırmak için projemizin sonuna kadar takibini yapacağız.”
“Potansiyelimiz çok yüksek ama bugüne kadar değerlendiremedik”
Karaca Tıbbi ve Aromatik Bitki Merkezi Yüksek Ziraat Mühendisi Furkan Tınmaz, içinden geçtiğimiz süreçte sağlığın doğada olduğunun bir kez daha kabul gördüğünün altını çizerek şunları söyledi: “Türkiye’nin inanılmaz bir bitki zenginliği var. Potansiyelimiz çok yüksek ve son yıllarda bu potansiyeli çok iyi değerlendiremediğimiz bilim kurullarınca, ziraat mühendisleri kurullarınca gerçek bir şekilde ortaya kondu. Biz şunu anlatmak istiyoruz; İngiltere adasını düşünün yaklaşık 2 bin 500 türü var. Ve bu 2 bin 500 türle beraber bütün tıbbi olanların arkasına İngiliz tıbbi bitkisi unvanını koyuyor. Halbuki Türkiye’de üretilen bitkiler, bitki zenginliğimiz, bitki floramız çok daha zengin. Sadece İngiltere’nin 2 bin 500 türüne karşılık İstanbul bölgesinde 2 bin 500 türümüz var. Anadolu’yu da hesaba kattığımızda yaklaşık 12 bin tür bitki çeşitliliğimiz var. Bunların İstanbul’da 40’dan fazlası endemik. Sadece İstanbul bölgesinde yetişen türler ve bunları birçoğu tıbbi olarak kullanılabilen Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanmış bitki türleri. Maksadımız bunları önce Türkiye’de özellikle kendi bölgemizde sonra İstanbul’un genelinde ve sonrada Türkiye’nin genelinde üretmek. Bunları üretmek isteyen çiftçilere destek vermek, ham madde sağlamak ve onların ürettikleri ürünleri de nihai tüketiciyle buluşturabileceğimiz bir kanal oluşturmak. Ve bu kanalla hem çiftçimizi hem de bu ürünleri tüketmek isteyen halkımızı ürünlerle buluşturmak. Sağlığı doğadan bulabileceğimizi şu içinden geçtiğimiz zor günlerde bir kez daha görmüş bulunmaktayız. Burada görmüş olduğunuz türlerden birçoğu antiviral etkiye sahip özel türler. Önemli olan hem fizyoterapist hekimler hem eczacılar hem de ziraatçıların ortak bir proje yapması ve bu projenin de halka nihai olarak sunulması gerekmektedir.”