İçişleri bakanı Süleyman Soylu, Uluslararası Göç Filmleri Festivali’nin online gerçekleşen basın toplantısında yaptığı açıklamada “Göç sadece pasaport ve oturma izinleri üzerinden yönetilecek bir olgu değildir” dedi.
Gaziantep’te düzenlenmesi planlanan ancak Korona virüs nedeniyle ertelenen Uluslararası Göç Film Festivali’nin basın toplantısı İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun katılımıyla online olarak gerçekleştirildi.
“Türkiye 21. Yüzyıldaki bu göçün en kritik aktörü konumunda”
Online gerçekleşen tanıtım toplantısında açıklamalarda bulunan İçişleri bakanı Süleyman Soylu, “Suriye ve Ortadoğu kaynaklı kitlesel göç hareketiyle ilgili olarak son 10 yıldır yaşanan gelişmeler hepimizin gözü önünde cereyan ediyor. Mesele sadece Ortadoğu kaynaklı Asya kaynaklı değil. Ege’de yakaladığımı kaçak göçmen taşıyan botlarda Afrika’nın adını duymadığımız ülkelerden vatandaşlara rastlıyoruz. Güney Amerika’da farklı göç dramları yaşanıyor. Tarihi boyunca hep var olan göç bugün 21. Yüzyılı bir karakter olarak etkilemiş durumda. Türkiye 21. Yüzyıldaki bu göçün en kritik aktörü konumunda. Göçü üretmiyor ama göçü yönetmekle yüz yüze kalan bir ülke olarak göçe kaynaklık eden Ortadoğu coğrafyasına tam tamına komşu. Farklı göç yollarına ve hedef ülkelerin geçiş güzergahında olan bir ülke. Göç sadece pasaport ve oturma izinleri üzerinden yönetilecek bir olgu değildir. Sadece evrak tazminiyle kaçak göçmen yakalayarak birkaç mekanik düzenleme ile yönetilecek bir konu da değil” dedi.
21. Yüzyıl medeniyetinin iyi bir sınav vermediğini kaydeden bakan Soylu, “Bir yandan insanların yaşadığı topraklarda terörü, şiddeti ve istikrarsızlığı körükleyip sonra da bu insanlar yer değiştirmek istediğinde karşılarına maddeci bir bakışla çıkamazsınız. Gelişmiş dünya maalesef tam da bunu yapmaktadır. Burada insanlar ve yaşamları söz konusu. İnsanların birbirleriyle ilişkileri, yaşamları ve beklentileri söz konusu. İnsanların ne yapacaklarını birbirimize sormalıyız. Su yok, sağlığa erişim yok, eğitim yok adalet yok ve vekalet savaşlarının, silah tüccarlarının gelir elde etmek için kıyasıya mücadelelerinin arasında kalmış çocuklar var, yaşlılar var, anneler var. Ülkesinden dünyanın başka taraflarındaki hayatları bir nebze olsun izlediğinde dönüp kendine bakan ve buradan nasıl kurtulabileceğini düşünen binlerce kilometre çocuklarıyla beraber yolculuğa çıkıp, özellikle göç kaçakçılarının göçmen kaçakçılarının yalanlarıyla ellerinde kalan insanlar var. Hiç birimiz 21. Yüz yılı böyle tahmin etmiyorduk. Dünyanın bu umursamazlığına rağmen biz büyük bir milletin evlatlarıyız. Dünyada en çok mültecinin yaşadığı en çok bu ülkenin topraklarının dışında insanların gelip sahip çıkıldığı milletin evlatlarıyız” diye konuştu.