Turkcell, Çanakkale Savaşı’nda aileleri ve sevdikleriyle iletişim kurmak için cephelerinden mektup gönderen ve cevap alamayan askerlere, isteyenlerin mektup yazabileceği canakkaleyemektuplar.com platformunu hayata geçirdi.
Turkcell, ’Çanakkale’ye Mektuplar’ projesi ile geçmişle günümüz arasında köprü kurdu. 1915’te savaşın içinde sevdikleriyle iletişim kurmak için cephelerinden mektup gönderen ve cevap alamayan askerlere, dileyen herkesin mektup yazabileceği canakkaleyemektuplar.com platformunu hayata geçirdi. Web sitesine girenler Türk ve Anzak askerlerinin mektuplarını okuyabilecek ve onlara mektup yazabilecekler.
Turkcell Grup Kurumsal İletişim Direktörü Engin Gedik, konuyla ilgili olarak "Turkcell, Çanakkale Savaşı’nda dünyaya veda eden askerlerin anısına özel bir projeye imza atarak cephede korkularını, hayallerini ve özlemlerini, belki de hiçbir zaman yerine ulaşmayan mektuplara sığdıran askerler, günümüzden gelen mektuplarla hayat buluyor" dedi.
Cepheden yazılan mektupların, türlü zorluklar ve yoksunluklarla mücadele eden askerlerin paylaşım ve iletişime duydukları büyük ihtiyacı gösterdiğini dile getiren Gedik, "Biz Turkcell olarak, sevdiklerimize ulaşmak için tek bir tuşa basmanın yeterli olduğu günümüzden, 1915 yılına, tam bir asır öncesine uzanan bir projeye imza attık. Çanakkale’ye Mektuplar projesi ile cevaplanmayı hak ettiğine inandığımız bu mektupları tek bir platformda bir araya getirdik” şeklinde konuştu.
canakkaleyemektuplar.com adresine girildiğinde, hayatlarının baharında hem Anadolu’nun dört bir yanından hem de dünyanın diğer ucundan Çanakkale’ye gelip kendilerini amansız bir savaşın içinde bulan askerlerin isimlerinden oluşan bir Çanakkale haritasıyla karşılaşıldığını söyleyen Gedik, "Bu harita içerisinde Eskişehirli Mustafa’dan Avustralyalı Oliver’a, Gaziantepli Mehmet’ten Yeni Zelandalı Benny’ye savaşa katılan askerlerin isimleri görülüyor. İsimlere tıkladığınızda askerin künyesine ulaşıyor ve ona mektup yazabiliyorsunuz. Posta kutusunda ise cevapsız kalan mektupları yer alıyor. Dilerseniz bu mektuplara da yanıt yazabiliyorsunuz" dedi.
"HER BİR MEKTUP BİR FİDAN"
Proje kapsamında cevaplanan her bir mektup için Çanakkale’de bir fidan dikileceğini belirten Gedik, "Böylece 2016’dan 1915’e kurulan zaman köprüsü ile Çanakkale’de barışa uzanan bir orman oluşturulması planlanıyor. Çanakkale Şehitliği’ne giden ziyaretçiler, şehitlikte kurulacak dijital ekranlardan tüm mektuplara ulaşabilecek. Kısa süre sonra Çanakkale Şehitliği’nde sürekli sergilenecek olan mektupların yanıtlanması ve seslendirilmesi gibi projelerin de hayata geçirilmesi planlanıyor" diye konuştu.
Cevap alınamayan mektuplardan örnekler aşağıdaki şekilde verilmiştir:
Müfreze 6. Bölük’ten mektubun sonuna adını yazmayan bir asker, 15 Kasım 1915 tarihli mektubunda şöyle diyor:
“Sevgili Babacığım
Bir süreden beri Limni’deki hastanedeydim. Ateş hattına yeni döndüm. Dizanteri yüzünden çok zor günler geçirdim. Şimdi daha iyiyim. Savaşın bitmesini istiyorum. Artık canıma yetti. 1. Tugayın Tekçam mevkiine yaptığı taarruzu okumuşsundur. Ben de o taarruzda yer aldım. Daha fazlasını görmek istemiyorum. Türk siperlerine ulaştığımızda her şeyin ve hepsinin deniz topçu atışıyla paramparça edildiğini, Türklerin orada burada üçerli dörderli üst üste yığıldığını gördüm. Burada bir Connaught Taburu var. Bir haftadır ölüleri gömüyorlar.”
Kadir Oğlu Mehmet Çavuş’un hastaneden cephedeki komutanına yazdığı mektup:
“Muhterem Komutanım,
Sağ kolumu kaybettim, zararı yok, sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni üzen şey; yaramın kapanmamasından dolayı kıta’ma katılamamam ve düşmanla çarpışamamak. Hastaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için, beni mazur görünüz, affediniz, muhterem komutanım”."
Bir askerin kızına yazdığı mektup:
(Kızım Nuriye Küçük Hanıma Özeldir)
“Benim Sevgili Kızım,
İlk önce iki gözlerinden öperim. Seni çok göreceğim gelmiştir. Lakin askerlik engel oluyor da görüşemiyoruz. Bunun çaresi nedir kızım? Bunun çaresi Cenab-ı Hakk’a tevekkül olupta sabır etmektir. Ben sizi, siz de beni Cenab-ı Hakk’a emanet edelim. Elimizden geldiği kadar da mektupları sık sık gönderelim. Birbirimize duada kusur etmeyelim. Şimdilik sana elbiselik almak üzere dedenize 310 kuruş gönderdim. Ama elinizden geldiği kadar paraları muhafaza edip harcamayınız, ileride bu paralar çok itibarlı olacaktır. Hatta yüzü yüz kuruşa kadar itibar bulacaktır. Bilginiz olsun.
Kızım niçin mektup göndermiyorsunuz? Zannedersem darıldınız. Canım kızım, mektup gönder de, neden darıldığını mektupta yaz ki, ben de anlayayım. Darıldığınız doğru mu? Bizim tarlalardan ne kadar arpa elde edildiğini yazmadınız. Uşaklar Kars’a ne götürdüler ve ne kadar kazandılar ve yahut kayıp mı ettiler? Yazmadınız. Ben bunlar için size darılacak yerde siz mi bana darılıyorsunuz?
Komşulardan kim kalmıştır. Mehmet Efendi tohum verdi mi? Ne kadar verdi ise bu tarafa yazınız. Kış için ne kadar un ve ne kadar bulgur ve yarma yaptınız. İnşallah bu sene idareniz iyicedir. Bizim binek atının tayı var mıdır? Teyzenize çok selam söyle, sana güzel baksın. Valideniz namaz kılıyor mu? Şayet kılmaz ise bu tarafa yazarsınız. O vakit icabına bakarız.
Allaha emanet olasınız. İki gözüm kızım”.
Kaynak: IHA-YEREL
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...