Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul projesinin Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılmasını arzu ettiğini söyleyerek, “Benim gönlümün arzu ettiği Yap-İşlet-Devret sistemiyle bunu yapmaktır. Bulamadığımız takdirde milli bütçeden bunu yaparız. İstanbul Boğazı’nın sıkıntılar yaşadığını bizler geçmişten bu yana biliyoruz. Montrö’yle bağlantılıymış, engelleyemezmişiz? Benim Asya ve Avrupa yakamı tehdit eden konuda biz gereği neyse bunu yaparız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk ve Kanal D ortak yayınına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Hakan, Buket Aydın ve Başak Şengül’ün sorularını yanıtlayarak gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Putin’in 8 Ocak’ta Türkiye ziyaretine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’de burada bizim Rusya ile olan mutabakatımız ve müşterek gayretlerimiz çok farklı. Orada Libya’da yaşandığı orada 40 tane fidan orada vuruldu, bunlar şehit oldular. Vuran Hafter. Bizim özellikle Putin’le yapılan mutabakatta biz sivilin öldürülmesine fırsat vermeyeceğiz. Ama ne yazık ki rejim sivil katliama devam ediyor. Bizim orada gözetleme kulemiz var. Bu kulelerimiz görevde, onlar başarılı bir şekilde görev yapıyor. Bizim Putin’le geçen pazartesi bir heyeti Moskova’ya gönderdik. Orada bir çalışma yaptılar, burada bizim adım atmamız lazım. Buradaki insanları biz dünyaya acı içinde, hele de bu kış mevsiminde bırakamayız. Burada ateşkesi sağlayalım, mümkün olduğu kadar yumuşatıldı. Ama gelişmeler bunu göstermiyor. Sayın Putin’le bunu konuşacağız. Temennim odur ki görüşmede biz ateşkesi sağlayalım bombalar sivillerin üzerine inmesin” dedi.
“Şubat ayı içerisinde 4’lü zirveyi yapacağız”
Merkel’le yarın görüşme yapacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yarın benim Merkel’e görüşmem var. Yarın yapılacak görüşmede büyük ihtimalle Irak, İran bu olayı konuşacağız. O önemli bir konu olarak da Berlin sürecini önümüze getirecek. Bununla da Libya’yı masaya yatıracağız. Liderler seviyesinde Berlin sürecini devam ettirmek istiyor. Bende şunu söyledim Sayın Putin gelecekse bende gelirim. Bizim özel temsilcilerimiz nasıl geldiyse yine onlar gelsin. Bizim 4’lü daha önce zirvemiz vardı. Bu zirveyi de biz o zaman Putin’de katılmıştı, şimdi katılacağını sanmıyorum. Şimdi yeni aktör Boris Johnson, Londra’da konuştuk. O zaman biz İstanbul’da 4’lü zirveyi yapalım, dediler. Şubat ayı içerisinde 4’lü zirveyi yapacağız. Bütün bu konular yer alacak. Burada üzerinde durmamız gereken şey, böyle bir harekat olacak mı olmayacak mı deyince, şu ana kadar yapılan hareketlerle 8 bin 200 kilometre alandan fazlasını biz terörden arındırdık. DEAŞ’ı yenilgiye uğratarak sahadan silinmesine giden yolu açtık. PKK ve YPG ayrılıkçı gündemine darbe vurduk. Bunlar bir emeğin neticesinde oldu. Bir tarafta diplomasi, bir tarafta savunma bakanımızla yapılan çalışmalarla buralara kadar taşıdık” diye konuştu.
“Halkımızın cebini de rahatlıkla sıkıntıya sokmadan alabileceği otomobil olacak”
Yerli ve milli otomobille ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tasarımı ilk getirdikleri zaman bana ayrı bir heyecan vermişti. 5 babayiğit derken o kararlılıkla başladık. Bu babayiğitler ülkemizdeki önemli iş adamları, bu iş böyle olur. Bunu birisinin üzerine yıksan bu olmaz. Ben daha önceleri bazı sektörde olanlarla görüşmüş ama netice alamamıştım. Atılan adımda CEO durumunda olan arkadaşımız, gerçekten yurtdışında kendini ispatlamış bir arkadaşımız. Konusuna hakim bir arkadaşımız. Bunlarla beraber bu adımı attık. 5 ayrı tasarım, 5 ayrı tasarımda da hakikaten lacivert acayip benim favorim. İçinde hakikaten iç rahatlık var. Konfor var. Ben boyuma rağmen içinde rahat oturabiliyorum. Hız noktasında test bittikten sonra mesafe alıyor, bayağı iyi konumda. Bu yılın sonu itibariyle testte daha ileri adım atmış olacaklar. Fabrikanın yerini belirledik, 1 milyon metrekarelik alanda Gemlik deniz kenarında bir yer veriyoruz, oradan ihracatı kolay olsun. İhracatta yüksek olmazsa bunu devamlı hale getiremezsiniz. İhracat alt yapısı iyi olursa hem kazandıracak, hem de dünya piyasasında artık otomobiliniz olacak. Halkımızın inanıyorum, cebini de rahatlıkla sıkıntıya sokmadan alabileceği otomobil noktasında olacak diye düşünüyorum. O olmazsa sürümden kazanma felsefesi yürümez. İlk dönemde çok daha önemli, ama biz şimdi elektrikli bir otomobil yapıyoruz. Tamamen çevreci bu özelliği var. Ön ve arka koltukların olduğu bölgede ciddi bir rahatlık var” dedi.
“Kanal İstanbul’u Yap-İşlet-Devret modeliyle yapmak, gönlüm bunu arzu ediyor”
Kanal İstanbul projesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu işin planlaması yapılmıştır. Projelendirme çalışmaları yapılmıştır. İşin finans noktasında burada biz Yap-İşlet-Devret ile yapabiliriz. İki milli bütçeyle yaparız. Benim gönlümün arzu ettiği yap-işlet-devret sistemiyle bunu yapmaktır. Kasamızdan bir kuruş para çıkmaz, bunu yüklenen firmalar kendileri yaparlar. Gönlüm bunu arzu ediyor, milli bütçeden çıkmasın. Bulamadığımız takdirde milli bütçeden bunu yaparız. Türk müteahhitleri bu işe girer mi girmez mi? İstanbul Havalimanı’na nasıl girdiyse ben inanıyorum, buna da girerler. Buradaki asıl sıkıntı şu; yolda gelirken bana bir mesaj atıldı, birinci köprünün yapımında o zaman maalesef, bir gazetede 50 yıl önce diyor ki, ‘Birinci köprünün yapımı İstanbul’un felaketidir’ diyor. Aynı zihniyet bunu iki de ve üçte de yaptı. Marmaray’da bizim bitirmemizi geciktiren bir sebep mimar ve mühendisler odası oldu. Hiçbir hayırlı işin teşvikçisi olmamış karşısında dikilmiştir. Külliye’yle ilgili hala CHP bununla uğraşıyor. Birçok şeyleri yapmaya devam ediyoruz. Bir ay içerisinde Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesinin açılışını yapacağız. Oradaki ruh güzelliği, açıcılığını ve teşvikini gördüğünüzde hayran olacaksınız. 5 milyon cilt kitap bulunacak. Bende şu anda kitap vereceğim diyen büyüklerimiz, kitaplarını alınca kayda alıp raflara yerleştiriliyor. Türkiye’nin en büyüğü olacak. İstanbul’da Rami Kışlası’nı da yapacağız. Bunlarla bir ülkenin kültürel noktada ayağa kalkacaksa, bunlarla ayağa kalkacak. AKM hızlı devam ediyor, Ankara AKM var o da hızla devam ediyor. Özellikle bu kesim maalesef insanlara yanlış bilgilendirmelere yaparak millet ile devleti yönetenleri karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Bırakın bunu bir dayanışma içine girip milletimizle el ele, omuz omuza verelim. Biz niye yaptığımızı açık açık anlatıyoruz” dedi.
“Benim Asya ve Avrupa yakamı tehdit eden konuda biz gereği neyse bunu yaparız”
Müteahhit firmaların projeler gönderdiğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu ana kadar birçok müteahhit firma bize proje gönderdiler. Dikey ve yatay mimariyle ilgili projeler yapılacak. Burada ağırlıklı yatay olacak. Bizim derdimiz, önümüzde boğazımız var. İstanbul Boğazı’nın sıkıntılar yaşadığını bizler geçmişten bu yana bizler biliyoruz. Bizler bu sıkıntıları yaşamayalım diyoruz. Niçin bizim boğazımızdan neden devasa petrol gemileri geçsin. Montrö’yle bağlantılıymış, engelleyemezmişiz. Benim Asya ve Avrupa yakamı tehdit eden konuda biz gereği neyse bunu yaparız. Biz Roman tankeriyle facia yaşadık. Biz bunlara engel olmazsak yarın daha büyük facianın bizim karşımıza gelmeyeceğini kim söyleyebilir. Kanal İstanbul’da böyle bir sıkıntı söz konusu olmayacağı gibi. Asya ve Avrupa’yı biz çevrecilik ve şehircilik olarak tasarlayacağız. 1979, 1991-1994-2019 yılında tanker kazaları yaşandı. Boğaz farklılık arz ediyor. şimdi bu yeni inşa edeceğimiz yerde bütün olumsuzluklara karşı tedbir alıyoruz. Derinlik yatay v şeklinde 45 kilometre uzunluk var. Burada 500 bin kişinin iskan edileceği imkan diyorlar. Bir de özellikle deprem gibi olaylarla çektiğimiz sıkıntılar nedeniyle buraları rezerv alanı olarak bu imkanı getirelim dendi. Seyir emniyetini sağlayacak, boğazdaki trafik yükü azaltılacak. Boğazdan hafif kuru yük gemileri geçecek, boğazın tarihi doku korunacak güvenlik sağlanacak. 10 binin üzerinde yeni istihdam sağlanacak, uluslararası suyolu ve yeni bir kent oluşturulacak. Montrö sadece boğazı bağlar, Montrö bir tarihtir. Kanal İstanbul bizim inşa ettiğimiz bir projedir. Montrö kapsamında değildir. Savaş gemilerine de bir çözüm buluruz” ifadelerini kullandı.
“Bunlar şecaat arz ederken, sirkatini söylüyorlar”
Kanal İstanbul’la projelerinde bütün çalışmaların yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilim adamlarıyla benim başbakanlık dönemimde çalışma yaptık. Burada 7 üniversite var. Çalışmalar yapılıp, Bakanlığımıza verildi. Onlarda bu bilimsel çalışmalar sonucunda projeler oluştu. A’dan Z’ye 33 bilim dalında bütün çalışmalar yapıldı. Bunlar ortada bir şey yokmuş gibi hareket ederek, bir çalışma yapılmamış gibi. Bu konuyu, böyle yok farz etmenin gayreti içerisine giriyorlar. Çevresel ölçümde 97 noktada yapılmış. 15 noktada gürültü ve titreşim yapılmış. Bin 700 metre sondaj, karada, denizde ve gölde yapılmış. Bu adamlar atıldı. Bunlar şecaat arz ederken, sirkatini söylüyorlar. Biz sadece 17 yıldır sadece İstanbul’u değil, Türkiye’yi yönettik. Haliç’te de benzer şeyleri yaptılar. Bize dediler ki burayı hafriyatla dolduralım dediler. Haliç altın boynuz, burayı hafriyatla dolduracaksın. Sağ olsun bir firma o özel bir çalışma yaptı. Haliç’teki bütün çamuru 9,5 kilometre mesafedeki Alibeyköy’e taşıyarak taş ocağını doldurdu. Orada eğlence merkezi meydana geldi. Çıkan suyu tekrar Haliç’e geri gönderdi. Balık falan kalmamıştı, şimdi Haliç’te balık avlanıyor” dedi.
“2020’de tek haneli rakama faiz ve enflasyon gelecek”
Faiz oranlarının düşmesiyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2008 yılındaki krizde bu bizi teğet geçecek demiştim. Parti kurma çalışması yapan arkadaşlar, o zaman onlarda bana karşı çıkmışlardı. Çünkü talimatı IMF’den alıyorlardı. Ben inandığımı kararlı bir şekilde sürdürdüm. Bunlar faizciydi, ben faizlerin devamlı düşürülmesini istiyordum. Biz yüzde 63 politika faiziyle Türkiye’yi devraldık. Biz 4,6’ya kadar indirdik. Enflasyon 6,5-7’ye gelmişti. Benim alanım ekonomi, inancım şu, faiz sebeptir, enflasyon neticedir ve doğru orantılıdır. Faiz düşerse enflasyonda düşer. Olay öyle domates patates meselesi değil, bunların hepsi hikaye, onlar yan meseledir. Yeni hükümet sisteminde Merkez Bankasının başkanının görevden alma yetkisi var. Bu yetki verilince dedim ki, laf dinlemiyor, bildiğini okuyor, görevden aldım, yeni arkadaşımızla yola devam ettik, faizci ekonomi olayını bir kenara koyup, hazine ve maliye bakanımız olsun, bunun yanında Merkez Bankası Başkanı olsun, yaptığımız toplantılarla faizi düşürmemiz gerekiyor. Çok kısa zamanda 2019 yılı içerisinde faizi düşürdük. Düştükçe de neredeyse tek haneli rakamı yokladı. Şimdi 2020’de tek haneli rakama faiz ve enflasyon gelecek. Bu yatırımı getirecek, ciddi manada yatırımlar artacak. Eylül 2019 16,75, Aralık 2019’da 12 oldu. Ülke ekonomisi güçlendikçe, ne kadar düşürürsek, o kadar iyi. Dünyaya bakalım faiz oranlarına bakalım. Bunlar ulaşıyor da biz niye ulaşamayalım. Yatırım aratacak, istihdam artacak, rekabet artacak ve üretim artacak. Faiz yüksek olunca bunların hiçbiri olmaz. 2020 bizim için sinyallerinin verildiği yıl olacak” diye konuştu.
“Terörle arasına mesafe koyan, şiddet ve provokasyondan uzak duran herkesle görüşürüm”
Cumhurbaşkanı olarak Büyükşehir Belediye başkanlarıyla tekrar bir araya gelebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyükşehir Belediye başkanlarıyla görüşme konusunda hiçbir mani yok. Vakit saat geldiği anda tekrar bu arkadaşlarımızla, sadece CHP’li değil, bütün hepsiyle bir araya geliriz. Bu iş hizmet ve gönül siyasetidir. Bunu yapmalıyız. Bunlar ülkemiz, milletimiz, halkımız için, vatandaşımıza daha iyi hizmet götürülecekse bunu yapmalıyız. Benim görevim genel başkanlık değil, ülkemin cumhurbaşkanıyım. Bütün belediye başkanlarımızın talepleri nedir, ne değildir, bunların kendilerinden dinlemek ve buna göre onlara yapabileceğimiz, destekleri halletmek. Milletimizin çıkarına olacaksa, terörle arasına mesafe koyan, şiddet ve provokasyondan uzak duran herkesle görüşürüm” şeklinde konuştu.