Tarihin önemli dönüm noktalarından biri olan Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yılı vesilesiyle “Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915” sergisi, ziyaretçilerini Çanakkale Boğazı’nın derinliklerinden Gelibolu’daki siperlere uzanan bir tarih yolculuğuna çıkarıyor.
“Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915” sergisinde savaşa dair askeri objeler, yerli ve yabancı arşivlerinden derlenen fotoğraflar ve belgeler yer alıyor. Sergide, deniz ve kara savaşları ayrı bölümlerde anlatılıyor. Deniz tarafında savaşın en şiddetli anlarına tanıklık eden denizaltı ve gemilerin birbirlerine karşı kullandıkları torpidolar yer alıyor. Ayrıca 18 Mart’ta işgalci güçlere karşı kazanılan zafere önemli katkısı olan Nusret gemisinin döşediği mayınlar ve vatan toprağını savunan topların replikaları izlenime sunuluyor. Kara bölümünde ise savaşta kullanılmış askeri obje ve malzemelerin sergilendiği vitrinler ve bir siper canlandırması yer alıyor. Savaşın taraflarına ait askeri malzeme ve özel eşyalara çarpıcı asker anıları ve mektupları eşlik ediyor.
Sergideki ekran ve projeksiyonlarda Çanakkale Savaşları üzerine farklı belgesellerin, tarihi görüntülerinde gösterimi yapılıyor. Kiosklarda (dokunmatik ekranlı bilgi ve servis amaçlı elektronik terminaller) ise Avustralya, İngiltere ve Türk arşivlerinden özenle seçilmiş fotoğraflar açıklamalarıyla birlikte sunuluyor.
Çanakkale Savaşları’nın adeta seyrini değiştiren Nusret mayın gemisinin, düşman gemilerinin projektörlerine aldırmadan Karanlık Liman’a mayınlarını bırakmasının yıldönümü olan 7 Mart’ta Türkiye İş Bankası Müzesi’nde açılan sergi, 15 Ağustos’a kadar gezilebilecek.
“Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915” serginin tarih danışmanı Prof. Dr. Haluk Oral ile de kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sergi, Çanakkale’ye hangi açıdan bakıyor?
- Aslında sergi Çanakkale’ye her açıdan bakıyor. Bu sergide her dönemle ilgili bir şeyler görmek mümkün.
“Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915” sergisi nasıl meydana geldi? Belgeler, arşivler nasıl hazırlandı?
- Bu serginin küratörü Savaş Karataş. Savaş için bu serginin kişisel bir tarafı da var. Çünkü Savaş’ın dedesi de bir Çanakkale gazisi. Savaş, bütün kara ve deniz taraflarını ele alan bir sergi yapmak istedi. Bu sergiyi yapmaya karar verdiği zaman benimle de konuştu. Bende tarih danışmanlığını yaptım. Bu sergide hem Avustralya hem İngiltere hem de Türk Silahlı Kuvvetleri arşivlerinden faydalanıldı. Ayrıca, Onur Akmanlar’ın Çanakkale Objeleri Koleksiyonu’ndan yararlanıldı. Ben de birkaç belgeyle katkıda bulundum.
7 Mart’ta açılan sergiye rağbet nasıl?
- Sergiyi her gün ortalama bin kişi geziyor ve bizim beklediğimiz rakamın çok üstünde. Bu da bizi mutlu etti.
Sergilenen parçaların hikâyeleri var mı?
- Çanakkale Savaşı’yla ilgili yazılmış kitapları okuduğunuzda göreceğiniz mutlaka birkaç isim vardır. Seyit Onbaşı, Nusret mayının gemisi, batan gemilerin isimleri, Anafartalar, Conk Bayırı gibi… Bütün bu isimleri duyup da neden duyduğumuzu bilmediğimiz şeylerin hikâyelerini biraz daha ayrıntılarıyla vermeye çalıştık.
Bu sergiyle verilmek istenen mesaj nedir? İnsanlar bu sergiyi neden ziyaret etmeli?
- Çanakkale Savaşı, bizim tarihimizin dönüm noktalarından biri. Çanakkale Savaşı’na kadar pek çok savaşı kaybetmişiz ama Çanakkale’de birden bire bir şey olmuş. Ve biz bir savaşı kazanmışız. Büyük ihtimalle Çanakkale’nin verdiği güçle Kurtuluş Savaşı’nı yapma özgüvenini duymuşuz. Bunları ve tarihi merak eden herkesin bir takım sorularına cevap bulmak için buraya gelmesi gerekir diye düşünüyorum. Belki buradan çok fazla bir şey öğrenemez ama öğrenme ihtiyacı duyarak buradan gidebilir. Sonrasında da kendi araştırmalarına devam edebilir.
Sizin özellikle eklemek istediğiniz bir nokta var mı?
- Ben çok uzun yıllardır Çanakkale Savaşı ile ilgileniyorum. Gerçekten her gün yeni bir belge gördüğümde ve yeni bir kitap okuduğumda Çanakkale hakkında yeni bir şeyler öğreniyorum. Ve benim için çok önemli bir araştırma oldu. Umarım genç insanlarda böyle bir araştırma ihtiyacı duyarlar ve Çanakkale ile ilgili yeni araştırmacılar kazanırız.