Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Video Konferans Yöntemiyle Gerçekleştirilen Kabine Toplantısının Ardından Açıklamalarda Bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin sağlık alanında tarihi bir beka mücadelesi verdiği dönemde milletimi böyle tatsız konularla meşgul olmaktan dolayı da üzüntülüyüm. Ancak karşımızdaki kirli zihniyet kendisine cevap verilmedikçe azgınlaşmakta yalanların çıtasını yükseltmektedir. Ülkemizin bu hastalıklı siyaset zihniyetinden kurtulmasını en az Covid virüsünden arınması kadar önemli görüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye devleti ve milletiyle el ele vererek salgın hastalıkla mücadele ederken maalesef CHP başını çektiği bir kesim yine bozgunculuk peşinde koşuyor. Bilindiği gibi salgınla mücadele merkezi bir planlamayı ve güçlü bir koordinasyon gerektiriyor. Uygulamanın her il ilçe mahallede bu anlayışla yürütülmesi şarttır. Peki CHP’li belediyeler ne yapıyor. Cumhurbaşkanlığını, Sağlık Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, valiliği, kaymakamlığı hiçe sayarak kendi başlarına yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya hastaneye kurmaya benzeri işler yapmaya kalkışıyorlar. Asli işlerini yürütemeyen CHP belediyelerinin kuralları hiçe sayarak bu tür faaliyetlerin amacı halka hizmet vermek değil, şov yapmaktır. Özellikle İstanbul, Mersin, Adana Belediyelerinin hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasındaki sergiledikleri tavrın başka bir izahı yoktur. Elbette kurallara uygun şekilde faaliyet sürüyen CHP’li belediyelerde var. Mesela Mersin’de CHP’li Büyükşehir Belediyesi salgın kurallarını hiçe sayarak şov yaparken aynı partinin Yenişehir ve Mezitli Belediyeleri valilikle işbirliği halinde faaliyet yürütmüştür” dedi.
“Hukuka hem inancımıza aykırı şekilde zekat toplama peşine düştüler”
“Bu tür teşebbüsler geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından denenmişti” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii buradaki amacın milletimizin takdirle takip ettiği sağlık, gıda, ekonomik destek, sosyal yardım hizmetlerini itibarsız hale getirmek olduğu açıktır. Salgın sebebiyle sağlık sisteminin çökmesini, kamu güvenliğinin zaafa uğramasını, halkın sokaklara dökülmesini bekleyenler umdukları olmayınca gözlerini yapılan hizmetlere diktiler. Geçmişte Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadelesini akamete uğratmak sınırlarını koruma gayretini kırmak, ekonomisini yıkmak için uğraşmışlardı. Şimdide maalesef salgın hastalıkla mücadele için alınan tedbirleri sabote etmeye çalışıyorlar. Ülkemizin İtalya, İspanya, Amerika gibi ciddi kayıplar veren yerler arasına girmesini bekliyorlardı. Baktılar öyle olmadı umutlarını Uganda’ya bağlayacak kadar küçüldüler. Bununla kalmayıp kendilerince hükümetle yarışa kalktılar. Biz Şehir hastanelerini anlatırken, onlar fuar merkezlerini panellere bölerek içindeki stantları sahra hastanesi diye yutturmaya kalktılar. Foyaları ortaya çıkınca da biz şehir hastanelerini hiç eleştirmedik diyerek daha büyük bir yalana sarıldılar. Halbuki bugün Türkiye’yi salgınla mücadelede dünyada farklı bir yere taşıyan şehir hastanelerine yıllarca demediklerini bırakmamışlardı. Biz geliri olmayan vatandaşlarımıza devletin yıllardır var olan sistemi üzerinden nakit yardımı yaparken onlar hem hukuka hem inancımıza aykırı şekilde zekat toplama peşine düştüler. Dediler ki zekat toplama noktasında herhangi bir engel yok, devlet bu noktada devlet herhangi bir engeli koymaz. Bu noktada tek yer Diyanet İşleri Başkanlığına sorarsanız zekatı kimler toplar, kimler toplayamaz onlar size gerekli cevabı verir. Siz kendinize ait olmayan böyle bir konuda konuşma hakkına sahip değilsiniz” diye konuştu.
“Ülkemizin bu hastalıklı siyaset zihniyetinden kurtulmasını en az Kovid virüsünden arınması kadar önemli görüyorum”
“Devlet kuralları uygulayarak yardımları tek hesapta toplayınca da paralarımıza el koyuldu yalanına sarıldılar” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz devlet olarak kimsenin parasına el koymadık ve bu noktada böyle bir yanlışın içerisine girmedik girmeyiz. Biz insani hareketliliğimiz neyi gerektiriyorsa onu yaptık ve bu kurallar çerçevesinde ikna yöntemiyle bu gayretlerimizi sürdürüyoruz. Onlar toplu taşıma seferlerini hesapsızca azaltarak halkımızı mağdur ettiler. Belediyelerinin sorumluluğundaki faaliyetleri yönetemeyip her şeyi birbirine karıştıranlar Hükümetin aldığı tedbirleri sabote ederek beceriksizliklerini örtmeye kalktılar. Biz infaz düzenlemesiyle hem kalıcı bir sistem kurmak, hem cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak için uğraşırken onlar, tecavüzcüler serbest kalacak yalanıyla ortalığı bulandırdılar. Buradan şu hususun altını çizmek istiyorum. Belediyeler elbette diğer sorumluluklarının yanına sıra sosyal yardım yapabilir. Ama bunu kanunların belirlediği sınırlar içerisinde şehrin mülki amirinin bilgisi ve koordinasyonu dahilinde kendi kaynaklarıyla yapar. Belediye, bakanlığı, valiliği, kaymakamlığı diğer kamu birimlerini yok sayarak kendi başına iş yapmaya kalkarsa karşısında hukuku bulur, devleti bulur. Sorun ekmek dağıtmak değil, diğer faaliyetlerle uyumsuz plansız, izinsiz şekilde yapmaktır. Sorun vatandaşımız için sağlık tesisi hazırlamak değil, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatmaktır. Sorun herhangi bir konuda farklı düşünmek, konuşmak, hareket etmek değil, yalan söylemektir, iftira atmaktır, gerçeği çarpıtmaktır. Türkiye’nin sağlık alanında tarihi bir beka mücadelesi verdiği dönemde milletimi böyle tatsız konularla meşgul olmaktan dolayı da üzüntülüyüm. Ancak karşımızdaki kirli zihniyet kendisine cevap verilmedikçe azgınlaşmakta yalanların çıtasını yükseltmektedir. Ülkemizin bu hastalıklı siyaset zihniyetinden kurtulmasını en az Covid virüsünden arınması kadar önemli görüyorum. Geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sinde her şey gibi muhalefet anlayışının da özlediğimiz seviyeye çıkacağını ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.