Elif Özde Uzun
Esenyurt’ta eşini öldüren ve 3 gün boyunca kızı ile birlikte cesedin bulunduğu evde yaşayan sanık hakim karşısına çıktı. Sanık, savunmasında olaydan dolayı pişman olduğunu söyleyerek “Kızımı annesiz bıraktım” dedi.
Esenyurt’ta kendisini aldattığından şüphelendiği resmi nikahsız eşi Elif Özde Uzun’u evlerinde bıçaklayarak öldüren ve kızıyla birlikte cesedin bulunduğu evde 3 gün yaşayan Erhan Taslı’nın yargılanmasına başlandı.
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Erhan Taslı ile müştekiler hazır bulundu. Duruşmaya müşteki avukatları da katıldı.
“Kendi kendime bir şeylerden şüphelenmeye başladım”
Duruşmada savunma yapan sanık Taslı eşinin bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalıştığını ve olay tarihinden önce giyiminin, makyajının değiştiğini söyleyerek “Kendi kendime bir şeylerden şüphelenmeye başladım. Olay tarihinden yaklaşık 1 hafta kadar önce işten çıktım. Sat 19.00 sıralarıydı. Eşimi aradım ve kızım Sude’yi telefona istedim. Tuvalette olduğunu söyledi. Daha sonra yine aradığımda oyun oynadığını söyledi. Daha sonra eşimi yine aradığımda komşuda olduğunu, kızımızın da komşunun çocuğu ile oynadığını söyledi. Kızımın oyun oynadığı Dilek Hanım’ın evine gittim. Kızımı aldım ve annesinin nerede olduğunu sordum. Kızım ‘bana sürpriz yumurta getirecek’ diye cevap verdi. Dönerken eşimi aradım saat 23.00 sıralarıydı önce açmadı. Israrla arayınca açtı yolda olduğunu geleceğini söyledi” dedi.
“Kızımı annesiz bıraktım”
Sanık eşinin kendisine yalan söylediğini düşündüğünü söyleyerek, “Gözümden sakındığım bir insandı. Yalan söylemesine rağmen başka bir şey demedim. Suç tarihinde de eşim gece vardiyasında nöbetteydi. Normalde görevi biter sabah saat 8.30 gibi eve gelirdi. Saat 8.30’u geçtiği halde eşim eve gelmedi. Saat 10.30’da eve geldi. Eşim yorgun olduğunu söyleyerek yattı. Son zamanlarda telefonunu orta yere bırakmamaya başlamıştı. Kuşkulandım. Telefonunu aldım. Şifresini açtım. Dilek Kartal isimli arkadaşıyla mesajlarını gördüm. Mesajlardan da ‘Onu görmeden duramıyorum. Kokusu halen üzerimde. Beni öpmesini istiyorum artık. Yoksa o benden mi bekliyor” yazıyordu. Eşimi uyandırdım. Beni aldatıyor musun? diye sordum. O da ‘hayır ben seni hiçbir zaman aldatmadım, aldatmam da’ dedi. Israr edince ‘ben o kişiyi seviyorum, benim de nefsim var’ dedi. Bir anda şuurumu kaybettim. Mutfağa gidip bıçak aldım. Sonrasını hatırlamıyorum. Ne şekilde kaç adet vurduğumu hatırlamıyorum. Pişmanım. Böyle yapmamalıydım. Kızımı annesiz bıraktım” şeklinde savunma yaptı.
“3 gün boyunca kızımla aynı evde kaldım”
Kızının bir şekilde içeri girmesi halinde annesini o şekilde görmemesi için eşinin kollarını bağladığını söyleyen sanık “Üzerine yorgan attım ve odadan çıktım. Kızımın görmemesi için kapıyı kilitledim. 3 gün boyunca kızımla aynı evde kaldım. Kızımın odasında beraber yatıyorduk. Hem benim iş yerimden hem eşimin iş yerinden arıyorlardı. Eşimin dışarıda olduğunu söylüyordum. Son olarak eşimin arkadaşı Yonca eve geleceğini söyledi. Bunun üzerine kızıma ‘Yonca teyzen gelecek’ diyerek evden çıktım. Aslında kendimi de öldürmek istiyordum. Boş arazilerde dolandım. Defalarca bağırdım, çağırdım isyan ettim. Neden yaptım, keşke yapmasaydım diye kendi kendime düşündüm. 2 ay boyunca kendimi devamlı öldürmek istedim. Ayrıca beni kimse yakalamadı. Müdürümü arayıp gel buluşalım beni teslim edin dedim. Buluşacağımız sırada sivil polisler beni yakaladı” dedi.
Duruşmada söz verilen Elif Özde Uzun’un ablası Fatma Parim şikayetçi olduğunu söyleyerek yeğeni S.U’nun psikolojisinin bozulduğunu aktardı. Parim, sanığın cinayeti canavarca hisle yaptığını belirterek, “Ablam 1.90 boyunda 150 kilodur. Güçlü dirayetlidir. Ablam karşı gelmesin diye sanık ablamın kollarını bağlamıştır” dedi.
Mahkeme dinlenilmeyen tanıkların dinlenmesine karar vererek sanık Erhan Taslı’nın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Eksikliklerin giderilmesi için duruşma ertelendi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 10 Haziran 2019’da gerçekleşen olay anlatılmıştı. İddianamede maktul Elif Özde Uzun ile sanık Erhan Taslı’nın 10 yıldır gayri resmi olarak birlikte yaşadıkları ve 13 Haziran 2019’da maktulün bıçaklanmış biçimde ölü bulunduğu aktarılmıştı. Maktul üzerinde otopsi incelemesi yapan Adli Tıp Kurumu, ölümün kesici delici alet yaralanması nedeniyle gerçekleştiğini açıklamıştı. Sanık Erhan Taslı iddianamede yer alan savunmasında, eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini söylemişti. Eşine aldatma konusunu sorduğunu söyleyen sanık, maktulün önce inkar ettiğini, ancak daha sonra başka bir erkeği sevdiğini söylediğini açıklamıştı. Sanık savunmasında kendisini kaybettiğini söyleyerek mutfaktan aldığı bıçakla eşini rastgele bıçakladığını da belirtmişti. İddianamede ifadesine yer verilen tanıklar ise maktul Uzun’u işe gelmemesi üzerine merak ettiklerini ve aradıklarını, telefonunu ise sanık eşinin açtığını ve şehir dışında olduklarını söylediğini anlatmışlardı. Maktul ile sanığın müşterek çocukları ise şüphelinin olayın gerçekleştiği odanın kapısını kilitleyerek ‘sakın odaya girme, sessiz ol annen uyuyor onu rahatsız etme’ dediğini söylemişti. Durumdan şüphelenen iş arkadaşlarının cinayetin gerçekleştiği eve geldiğinde yoğun koku ile karşılaştığı ve cesedin 3 gün sonra evde bulunduğu da iddianamede aktarılmıştı. Sanık Erhan Taslı’nın ‘eşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması talep edilmişti.