Türkiye Gazetesi yazarı Ahmet Demirbaş, ’Gönül Sultanları’ köşesinde, Ramazan ayının ve orucun faziletlerini anlattı.
Demirbaş yazısında, "Âşikâre oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Bu aya hürmet etmeyen, İslamiyet’in namus perdesini yırtmış olur. Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte;
(Özürsüz, ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz)buyuruldu. (Tirmizi)
Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.Bu ayda açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.
Mübarek günlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur...
Din büyükleri buyuruyor ki:
Ramazan-ı şerif ayı, İslam dininin namusudur. Âşikâre oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Bu aya hürmet etmeyen, İslamiyet’in namus perdesini yırtmış olur.
Buyurun,bu aya hürmet gösteren bir gayr-i müslimin kavuştuğu nimetleri ibretle okuyalım...
Bir ramazan günü idi. Müslüman mahallesinde oturmakta olan bir Mecusi’nin küçük yaştaki çocuğu, oruçlu Müslümanların arasında ekmek yiyordu. Hemen babası, çocuğun bu halini fark etti ve;
"Evladım, Müslümanlar bu ayda oruç tutarlar, onların gözü önünde bir şey yeme" diyerek çocuğu azarladı ve eve gönderdi...
Aradan yıllar geçti ve her fâninin başına gelen ölüm, bir gün onu da alıp götürdü bu dünyadan...
Ölümünden sonra mübarek zatlardan birçoğu, o Mecusi’yi rüyalarında Cennet-i âlâda görüp, şaşkınlık içinde sordular:
"Sen ateşe tapan bir Mecusi idin, nasıl oldu da bu nimete kavuştun?"
Cennet nimetleri içinde olan zat, onlara şu cevabı verdi:
"Evet! Doğru söylüyorsunuz. Ben bir Mecusi idim. Fakat bir gün oğlum, oruç tutan Müslümanların gözü önünde ekmek yiyordu. Ben çocuğumun, ortalıkta bir şeyler yemesine müsaade etmedim. Müslümanların hürmet ettiği bir şeye, ben de hürmet ettiğim için Cenab-ı Allah, benim ruhumu mümin olarak aldı... Ölüm anında Azrail aleyhisselam geldiği zaman, Allahü teâlâ ona emretti. Evvela bana Kelime-i şehâdeti söyletti, ondan sonra ruhumu aldı. O sebepten ben, işte bu gördüğünüz nimetlere kavuştum" dedi.