Partisi tarafından düzenlenen toplantıya katılmak üzere Gümüşhane’ye gelen Milletvekili Erol, parti binasında basın toplantısı düzenledi. Ülkede son dönemlerde yaşanan olaylarla ilgili partililerle görüş alışverişi yapmak ve örgütlerin önerilerini, beklentilerini belirledikten sonra parti politikasıyla ilgili genel merkez ve parti meclisine rapor vereceklerini belirten Erol, “Ben 81 ilimizi gezerek politikaların yukarıdan aşağı doğru belirlenmesi değil, aşağıdan yukarı doğru gitmesi gerektiğine inanan birisiyim. Ankara’da genel merkezde 2 akademisyenin yazdığı rapor, CHP’nin politikası olamaz. CHP’nin politikası tabandaki insanların beklentisi ve istemleri doğrultusunda yukarıda şekillenmelidir” dedi.
“PARTİMİZDEKİ EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİSİ KURUMSAL ORTAK SÖYLEMİMİZİN OLMAMASIDIR”
Doğru bir politika belirlenecekse kendi örgütlerinin içerisinde bunun tartışılması gerektiğine vurgu yapan Erol, “Örgütlerimizin önerilerini alabilmeliyiz ve alttan üste doğru bir söylemi geliştirebilmeliyiz. Partimizdeki en büyük sorunlardan birisi kurumsal politikalarımızla ilgili kurumsal bir ortak söylemimizin olmamasıdır. Bir parti yöneticimiz aynı konuyla ilgili bir şey söylerken, başka bir yöneticimiz aynı konuyla ilgili farklı bir yorum yapıyor. Ve toplum üzerinde güven oluşturamıyoruz. Bundan kaynaklı da partimiz kamuoyunda sürekli bu sorunlarla karşı karşıya kalıyor” diye konuştu.
“TERÖRLE MÜCADELEDE ULUSAL POLİTİKA OLMAMASI NEDENİYLE SONUÇ ALINAMIYOR”
Konuşmasının büyük bir kısmının terörle mücadele ve son dönemde yaşanan olaylara ayıran Erol, terörle mücadelede ulusal politika olmaması nedeniyle sonuç alınamadığını savunarak, “32 yıllık terörle mücadelede politikalardan olumlu sonuç alınamadı. Gelişmiş ve çağdaş ülkelerin uyguladıkları ulusal politikaları vardır. Yurttaşlarının ve ülkelerinin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu uygularlar. Yani hükümet ve siyasetçilere bağlı olmayan politikalardır. Mesela ABD’nin başkanı kim olursa olsun dış politikası asla değişmez, Almanya’nın endüstri politikası asla değişmez, Hollanda’nın tarım ve hayvancılık politikası asla değişmez, Japonya’nın milli eğitim politikası asla değişmez. Gelişmiş ülkelerde böyle ulusal politikalar uygulanır. Türkiye’de artık terör meselesinin çözümü artık bir siyasi partinin veya bir hükümetin becerebileceği, çözebileceği bir sorun değildir. Bu sorun artık Türkiye’nin ulusal bir sorunu olmalı ve ulusal değerleri üzerine devlet politikası oluşturulmalı. Bunun yeri de TBMM’dir” ifadelerini kullandı.
“CHP TEK BAŞINA İKTİDAR DA OLSA TERÖR SORUNUNU ÇÖZEMEYİZ”
Terör sorunun çözümüyle ilgili ulusal politika üretilmesi gerektiğini belirten Erol, “Bizim bu sorunun çözümüyle ilgili CHP olarak politikalar üretmemiz lazım. Bunun adına da ulusal sorun dememiz lazım. CHP tek başına iktidar da olsa bu sorunu çözemeyiz. 32 yıllık süre içerisinde hiçbir parti bu sorunu çözmüş değil, çözemez. Bu ancak parlamentonun çözmesi gereken ve TBMM’de devlet politikası haline getirilmesi gereken bir süreç olmalı” diye konuştu.
TBMM’de kurucu değerler ve üniter devlet yapısının değiştirilmesi haricinde her şeyin konuşulup tartışılması gerektiğine vurgu yapan Erol, “İktidar olmasak bile biz Türkiye Cumhuriyetini kuran partiyiz. İktidar olmasak bile iktidarmışız gibi sorunun çözümüyle ilgili sorumluluk hissetmeliyiz. Çünkü bu ülkede yaşayan 76 milyon yurttaşımızın ortak sorunudur” dedi.
“ARTIK TÜRKİYE’DE HİÇBİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İNSAN KAYNAĞI SORUNU KALMADI”
Savaş nedeniyle ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye sığınan 3 milyon Suriyeli ile ilgili tespitlerde bulunan Erol, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin 81 ili artık terör bölgesi. Terör örgütleri Türkiye’nin her tarafında artık eylem yapabilecek güce sahip. Eskiden terör örgütlerinin en büyük sorunlarından birisi insan kaynağı sorunuydu. Çünkü bir terör örgütü mensubunun yaşam süresi 5 yıldır. Ama artık Türkiye’de hiçbir terör örgütünün insan kaynağı sorunu kalmadı. Artık bu sorunu giderdikleri yer Suriyeliler. Çünkü Türkiye’nin 81 ilinde yaşayan 3 milyon Suriyeli var. Bunlar sınırlardan ellerini kollarını sallayarak geçiyorlar, istedikleri gibi Türkiye’nin her tarafını gezebiliyorlar. Bunlar ilerde 2 açıdan daha tehlikeli bir süreç yaşatabilirler bize. Gayri resmi örgütlenme, mafya, uyuşturucu örgütlenmesi içerisinde olabilirler. İktidarın düşüncesi de eğer mülteci olarak bir ülkeye gelmiş 5 yıl aradan geçmişse siz yurttaş olabilirsiniz. Bana göre hükümet 3 milyon Suriyeliyi yurttaş yapacak, vatandaşlık verecek. Çünkü vatandaşlık verince seçmen olacak. Türkiye’de siyasi dengeleri değiştirmek için Suriyelileri vatandaş yapabilirler. Eğer bu olursa ülkemiz bugün yaşadığımız sorunların çok daha ötesinde sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Suriyeliler eğitim, kültür ve tarz olarak bizim en az 70-80 yıl gerimizdeler. İstanbul’da son 5 ayda suç oranı yüzde 80 arttı. Bu 80’in yüzde 90’ı Suriyelilerin katıldığı eylem ve suçlar.”
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sürdürülen terörle mücadele çalışmalarına da değinen Erol, “Eğer biz batıda yüreğine şehit ateşi düşen anneyle, doğuda evladı için veya yaşamı için kaygı duyan annenin kaygılarını birleştiremezsek, birbirlerini anlayamazlarsa büyük şehirlerde kutuplaşmalar başlar. Toplum ayrıştırmaya doğru gidiyor” şeklinde konuştu.
Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
RECEP ERGİN
Kaynak: IHA
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...