KKTC Başbakanı Ersin Tatar, "Deniz meselesine gelince bir çalışma var, resmi bir şey yok ama. Geçitkale Havalimanının ardından İskele tarafında bir yerde çalışmalar olduğunu duyuyoruz" dedi.
KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Türkiye Gazetesi ve İhlas Haber Ajansı’na gerçekleştirdiği ziyarette Cumhurbaşkanlığı seçimleri başta olmak üzere, Kapalımaraş’ın açılacağı tarih, müzakere süreci, Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları ve Geçitkale Havaalanı hakkında açıklamalarda bulundu. Kıbrıs’ın gündeminin seçim ve doğu Akdeniz’deki olayların, Libya’daki durumun ve Tunus’taki ziyaretinin olduğunu ifade eden Tatar, “Bütün bunlar da KKTC’nin önemini arttırmaktadır. Türkiye 1974’te garantörlük hakkını kullandı” dedi. Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’nın tek model ve federasyon dediğini kaydeden Tatar, “Federasyon ortaklık demek. Rumlarla ortaklık her şeye rağmen pek mümkün görünmüyor. Türklerle Rumların eşitlik temelinde paylaşımına hiçbir zaman sıcak bakmadılar” ifadelerini kullandı.
“Masa, Rum tarafının üzerine devrildi”
“En önemli aşama Annan Planı’ydı” diyen KKTC Başbakanı, Annan Planı’nda Türklerin fedakarlık gösterdiğini dile getirerek şu ifadeleri kullandı: “100 bin tane göçmen olacağını, mal mülk meselelerinin olacağını, KKTC ekonomisinin büyük darbe alacağını biliyorlardı. Ama bir anlaşma için, gelecek için, umut için Kıbrıslı Türkler Evet dedi, Rumların yüzde 75’i hayır dedi. BM’nin planını reddettiler. Ondan sonraki gelişmelere baktığımızda en son şans 2 sene önce Crans Montana’daydı. Sayın Akıncı orada haritayı da verdi, başka açılımlar da yaptı. İlk kez 5’li dediğimiz Türkler, Rumlar, Türkiye Cumhuriyeti İngiltere ve Yunanistan garantörlük de dahil tüm meseleleri tartıştılar. Masa, Rum tarafının üzerine devrildi. Rum tarafı yine caydı. Son 40 yılda Türk tarafı el uzattı, rumlar hep reddetti. Kıbrıs Adasının kendilerinin olduğuna ve Kıbrıs Türkleri’nin bir anlaşma ile azınlık olacağına, Türkiye’nin Kıbrıs’tan elini eteğini çekeceğine inandılar” açıklamasını yaptı.
Kıbrıs’ta bir anlaşma olmadan tarafların uluslararası kurumlara üye olmasının anayasal düzene uygun olmadığını söyleyen Ersin Tatar, “Kıbrıs’ta çözüm olmadan, Rumların Annan Planı’na hayır demesine rağmen Rum tarafı Avrupa Birliğine alındı” dedi.
“KKTC çok önemli pozisyondadır”
Doğu Akdeniz’de yaşananların 30 sene sonra ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini sözlerine ekleyen Ersin Tatar, “KKTC’nin egemenlik haklarından dolayı, Türkiye ile ruhsatlandırma faaliyetleri. Mavi Vatan dediğimiz Türkiye’nin son yıllarda geliştirdiği kavramlarla Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarların korunmasında KKTC çok önemli pozisyondadır ve statü kazanmıştır” açıklamasını yaptı.
“Libya ve Tunus olayları ile karşı tarafın ezberleri bozulmuştur” diyen Tatar “Bu coğrafyada Türk ulusunun büyük menfaatleri, büyük çıkarları, uzun vadeli kazanımlarla halklarımız için hem Türkiye Cumhuriyeti hem de KKTC için hayırlı olur” ifadesini kullandı.
KKTC Başbakanı Tatar, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Savaş olmaz. Çünkü herkes kaybeder. Türkiye’nin son hamlesi çok yerindedir. Bu coğrafyada, bu denizlerde muhaliflerimiz de Türkiye’nin iddialı, Türkiye’nin güçlü olduğunu kabul etmiştir. İş gerçekten çok derindir, hem deniz hukuku hem silahlı kuvvetler hem Türk hükümeti hem başka aktörler de devrededir. Çapında iş yapılmıştır”
İsrail’in Türkiye ile anlaşma zorunluluğuna değinen Tatar, “Menfaatler o kadar büyüktür ki uzlaşılması herkesin faydasına olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tunus ziyaretini İstanbul’da öğrendiğini ifade eden Tatar, “Biz de mutlu olduk. Demek ki Türkiye oradaki etkinliğini yayıyor” dedi.
“Kabullenmeleri ve direkt uçuş engeli önceliklerimizdir”
Ersin Tatar ekonomik gelişmenin önemli olduğunu dile getirerek, “Tanınma sonradan gelir. Bizim için şu anda önemli olan ekonomiyi geliştirmektir. Bunun için de direkt uçuşlar. Biz hep Türkiye üzerinden aktarmalı gerçekleştiriyoruz. Direkt uçuş olduğu takdirde KKTC ekonomisi daha fazla gelişecektir. Tanınmadan daha fazla ilk aşama direkt uçuşların sağlanmasıdır. Kabullenmeleri ve direkt uçuş engeli önceliklerimizdir” dedi.
“Kıbrıs’ı kimse bizden alamaz”
“1974’e kadar olan süreçte, Kıbrıs Türk halkının kahramanda her türlü mezalime ve soykırıma direnebilmesi garantörlüğe bağlıdır” diyen Başbakan Tatar, “sadece 1974’te Mehmetçiğin adaya gelmesiyle değil 1963-1964’lerde Erenköy olaylarında Geçitkale olaylarında, ki insanlarımıza silahlı saldırı düzenlendi, binlerce insanımızı katlettiler. Bosna’da olduğu gibi. Türk uçaklarının gelmeleri ve ordularını püskürtmeleri hem halkımıza moral verdi hem de direnişimize katkı sağladı” ifadelerini kullandı.
Elde edilen kazanımların şehitlere borçlu olduğunu hatırlatan Tatar, “Kıbrıs’ı kimse bizden alamaz. Kolay değil o iş. Millete mal olmuş ulusal dava, ulusal davayı da biz her zaman şu şekilde ifade ediyoruz. Türkiye ile yürüdük o yolu ve Kıbrıs’ın geleceğine, bu coğrafyadaki durumuna Türkiye ile karar vereceğiz” dedi.
“Kapalı Maraş, KKTC’ye aittir”
Maraş’ın açılmasına ilişkin açıklama yapan Tatar, şu ifadeleri kullandı: “Maraş büyük bir kararlılıkla, öyle bir proje ortaya attık. Bizim hükümetimiz yaptık 45 yıldır kapalı olan bir yer. Osmanlı kayıtlarda da bütün bu toprak Türklerin vakıflarına ait. 1960’lı yıllara kadar Vakıflar İdaresine kira ödeniyordu. İngilizler döneminde de malları dağıtmışlar. Mahkemelere itiraz edilmediği için üzerine binalar yapmışlar. Rum’u da İngiliz de ABD’lisi. De. Bir anlaşma olursa Maraş iade edilecekti. Bir anlaşma olmadı. Bırakın Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’de öyle bir sahil, öyle bir kumsal yok. O kadar değerli. Zamanında yabancıların rağbet ettiği, Sophie Loren gibi oyuncuların ziyaret ettiği yer. Bizim niyetimiz orayı açmak ve orayı eski sakinlerine iade etmek.”
Maraş’ın kısa sürede açılmasının beklendiğini kaydeden KKTC Başbakanı Ersin Tatar, “Orası KKTC’ye aittir” dedi.
“İskele tarafında bir yerde çalışma olduğunu duyuyoruz”
Geçitkale Havalimanı’na değinen Tatar, “TSK’dan talep geldi ve biz de değerlendirdik. Çok yerinde bir uygulama. Çünkü İHA’lar Dalaman merkezli oldukları için 4 saatte geliyorlar, 4 saatte gidiyorlar. Dolayısıyla Geçitkale’ye inmeleri ve kalkmaları zaman tasarrufu. Hem KKTC’nin güvenliği için hem Türkiye’nin güvenliği için, hem doğu Akdeniz’de dolaşan gemilerimiz için hem de istihbarat için kullanımları, özellikle Güney’de İHA’ların olduğu haberinden sonra yerinde bir karardı. İHA’lar geliyor, kalkıyor, iniyor şu anda. Türkiye’nin gücü , büyüklüğü ve bizim de güvenliğimizi sağlaması bakımından olumlu gelişme olarak değerlendirdik. Deniz meselesine gelince bir çalışma var, resmi bir şey yok ama. İskele tarafında bir yerde çalışma olduğunu duyuyoruz” açıklamasını yaptı.
“Annan Planında bile Türkiye’nin garantörlüğü tartışılmadı”
Tatar açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Crans Montana’da tartışılan Guterres çerçevesi. Sıfır asker sıfır garanti. Esas kilit mesele budur. Akıncı ile de ters düştüğümüz mesele budur. Orada sıfır asker sıfır garantiye kapı açtın. Annan Planında bile Türkiye’nin garantörlüğü tartışılmadı. Türkiye garantördür, garantörlüğü devam edecek. Türkiye karar verecek buna. Bu hak Türkiye’nin hakkıdır. 1960 yılında Türkiye, garantörlük ile geri geldi. Buna Türkiye karar verecek başkası değil. Biz sıfır asker, sıfır garanti noktasındaki müzakerelerin devam edilmesini de uygun görmedik”
“Başkanlık sistemi yasasında gündemdedir”
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik soruyu yanıtlayan Tatar, “KKTC’de bir hükümet var ben de Başbakanıyım. Bunu çok iyi ölçüp tartmam gerekir. Ocak ayında netleşir. Bizim partimizden teşkilatından gelecek mesaj ve halkımızın değerlendirmeleri enine boyuna tartışıldıktan sonra Ocak ayının başlarında bir karar vermek durumundayız. Başkanlık sistemi yasasında gündemdedir. Her partinin söylediği ve olumlu bulduğu bir olaydır. Anayasal düzenleme ister. Önümüzdeki süreçte o da değerlendirilebilir” açıklamasını yaptı.
“Türk kamuoyu ile yakın olmamız lazım”
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde insanlarla temas halinde olacağını sözlerine ekleyen Tatar, “Ben Cumhurbaşkanı seçilsem, Türkiye’yi gezeceğim. Sıkıntı olamaması lazım, daha da yakınlaştıracağım. Dr. Küçük de öyle söyledi, Denktaş da öyle söyledi. Türk kamuoyu ile yakın olmamız lazım. Buradaki hükümet de Türk kamuoyunun beklentilerini yansıtıyor. Eğer Türk halkı beni severse, Kıbrıs’tan gelecek beklerse, Kıbrıs daha emin ellerde olur. Yavuz suyunu getirdik. Bu da bizim projemizdir. Yıllardır tartışılan projeydi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan tamam dedi, Veysel Eroğlu’na talimat verdi. Yaptık.” Kıbrıs’ta her çeşmeden Anadolu suyu akıyor. Umut vererek, heyecan vererek mücadeleye devam” ifadelerini kullandı.