CHP’li Soydan Alkan Meclis kürsüsünde gençlere mesaj yolladı: Kutuplaşmadan Uzak Kalın, Bağımsız Türkiye İçin Mücadele Edin, Özgürlüklerin Kısıtlanmasına da Asla Seyirci Kalmayın!
İBB Meclisinin CHP’li Üyesi Soydan Alkan Meclis kürsüsünde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının anlam ve önemini anlatan gündem dışı konuşma gerçekleştirerek şunları söyledi: “Gençliğine bayram hediye eden bir ülke olmamıza rağmen, hala kendi gençliğinin problemlerini çözemeyen bir ülkeyiz. Son yıllarda gençlerin yaşadığı en önemli sorunları sayarsak; artan işsizlik, gelecek kaygısı, eğitim hakkı, üniversite ve liselere giriş sınavlarının yarattığı stres, uyuşturucu kullanımı, iş kazaları ve en önemlisi “özgürlüklerinin kısıtlanmasını” gösterebiliriz. Yine toplum genelinde oluşan kutuplaşma havası ve toplumsal baskılar en çok gençlik üzerinde negatif etkiler yaratmaktadır. Gençliğin yaşadığı tüm bu sorunları her fırsatta dile getirmeli, onları dinlemeli ve çözümleri için gerekli işbirliğini yine onlarla birlikte sağlamalıyız”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisinin 2015 yılı Mayıs ayı toplantılarında Kadıköy Belediyesi ve İBB Meclisinin CHP’li Üyesi Soydan Alkan’ın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının anlam ve önemini anlatan gündem dışı konuşmasını meclis kürsüsünde gerçekleştirdi, konuşmanın tam metni:
Sayın Başkan, Sayın Meclis Üyeleri, hepinizi saygı ile selamlıyorum: 1. Dünya Savaşı sonuçları itibarıyla Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte Türk halkının yok edilmesi için adımların sıklaştırıldığı bir dönemin başlangıcıydı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk işte böyle bir dönemde Samsun yolculuğuna çıktı. 96 yıl önce 19 Mayıs Günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıktığında; milletinin ve kendisinin karakterini şöyle açıklıyordu: “Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ancak tam bağımsız olarak sağlanabilir. Ne denli zengin ve kalkınmış olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık önünde uşaklıktan öte bir gözle görülmeye layık olamaz. Türk ulusunun onur ve yetenekleri yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Öyleyse ya bağımsızlık, ya ölüm. İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.”
Büyük Önder Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı milli mücadelemiz Türk tarihinde önemli dönüm noktalarından biridir. Milli mücadele sonrası 29 Ekim 1923’te ilan ettiğimiz Cumhuriyetimizle de dünya milletleri arasında şerefli yerini almıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, en büyük eserim dediği demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni Türk gençliğine emanet etmiştir. Türk gençliği olarak bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da Atamızın emaneti Cumhuriyet’e sahip çıkacağız. Gençliğe Hitabede belirttiği “dahili ve harici bedhahlara” karşı ülkemizi korumak için gerektiğinde vazifeye atılacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Gençliğine bayram hediye eden bir ülke olmamıza rağmen, hala kendi gençliğinin problemlerini çözemeyen bir ülkeyiz. Son yıllarda gençlerin yaşadığı en önemli sorunları sayarsak; artan işsizlik, gelecek kaygısı, eğitim hakkı, üniversite ve liselere giriş sınavlarının yarattığı stres, uyuşturucu kullanımı, iş kazaları ve en önemlisi “özgürlüklerinin kısıtlanmasını” gösterebiliriz. Yine toplum genelinde oluşan kutuplaşma havası ve toplumsal baskılar en çok gençlik üzerinde negatif etkiler yaratmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ve dünya ile rekabetin itici gücü eğitimdir. OECD tarafından 3 yılda bir 15 yaş grubundaki öğrencilerin bilgi ve becerilerini ölçmek amacıyla gerçekleştirilen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sınavında Türkiye, 65 ülke arasından matematikte ancak 44, okuma becerisinde 41 ve fen alanında 43. sıra ile sonlarda yer alabilmektedir.
Darbe döneminin simgesi, bilim ve eğitimin önünde egemen güçlerin sopası haline dönüşen YÖK’ün biran önce kaldırılması elzemdir. Gerekli akademik, fiziksel ve bilimsel alt yapıya sahip olmadan, daha çok ticari ya da siyasi amaçlarla ve adeta bakkal dükkânı açar gibi açılan “gecekondu” üniversiteler 200’e yaklaşırken, yüksek öğretimin kalitesi iyice aşağılara düşmüştür. Az sayıdaki gerçek ve köklü üniversitemiz dışında sistem, gençlerimizi ekonomiye ve hayata hazırlamaktan uzaktadır.
Toplamda erkek iş gücünün yüzde 10,3 olan işsizlik oranı, genç erkeklerde yüzde 18,1’a; kadınlarda toplamda yüzde 13,2 olan işsizlik oranı da genç kadınlarda yüzde 23,6’ya ulaşmaktadır. Bu bilgiler ışığında gençliğin yaşadığı tüm bu sorunları her fırsatta dile getirmeli, onları dinlemeli ve çözümleri için gerekli işbirliğini yine onlarla birlikte sağlamalıyız. Bu cennet vatanı bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını, terör yüzünden hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimizi, darbe dönemlerinde fail meçhul ve idamlarla hayatlarını kaybeden ülkenin geleceği gençlerimizi, Gezi parkı eylemlerinde öldürülen gencecik ana kuzularını saygı ve rahmetle anıyorum.
Devlet gücüyle gençlerini öldürmez, onları sahiplenir, her ne sebeple olursa olsun yaşatmaya çalışır ve bilir ki kendi geleceği de “gençliğine” bağlıdır. Sevginin, kardeşliğin, hoşgörünün ve barışın hakim olduğu bir dünyada el ele yaşamak ümidiyle; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı hepimize kutlu olsun.