Merkez Bankası, mayıs ayı Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 8,75’ten yüzde 8,25’e indirilmesine karar verdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2020 mayıs dönemi Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarını açıkladı. Buna göre; Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 8,75’ten yüzde 8,25’e indirilmesine karar verdi.
Koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyüme görünümündeki zayıflama derinleşmekte, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları genişleyici yönde adımlar atmaya devam ettiğini belirten Kurul, küresel ekonomideki toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyrederken, ülkelerin attığı normalleşme adımları izlendiğini açıkladı. Salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edildiği kaydedildi.
Ocak ve şubat aylarında finansal koşullardaki iyileşmenin de katkısıyla güçlü bir eğilim sergileyen iktisadi faaliyet, koronavirüs salgınının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başladığını açıklayan Kurul, iktisadi faaliyetteki yavaşlama nisan ayında belirginleşirken, mayıs ayının ilk yarısına ilişkin yüksek frekanslı göstergeler kısmi normalleşme adımlarıyla birlikte dipten dönüş sinyalleri içerdiğini bildirdi. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz ettiği vurgulandı. Bu çerçevede, yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirildi. İhracat ve turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe karşın, emtia fiyatları ve ithalatın sınırlayıcı etkisiyle cari işlemler dengesinin yıl genelinde ılımlı bir seyir izleyeceği öngörüldü.
Enflasyon beklentileri ve iç talep koşullarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimleri ılımlı seyrettiği kaydedilirken, küresel gelişmeler paralelinde Türk lirasında gözlenen değer kaybına karşın, başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilediği gözlendi. Üretim ve satışlardaki düşüşe bağlı birim maliyet artışları takip edilmekle birlikte toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin arttığı tahmin edildiği belirtilirken, gıda fiyatlarındaki dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle tüketici enflasyonunun kısa vadede bir miktar yüksek seyredebileceği, ancak yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği değerlendirildi. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinde ölçülü bir indirim yapılmasına karar verdi. Mevcut para politikası duruşu altında enflasyon görünümünün yıl sonu tahminiyle uyumlu olduğu değerlendirildi.
Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirirken, enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiği açıklandı. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleneceğinin altı çizilirken, Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği kaydedildi.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulandı.