Anayasa Mahkemesi, 'Paralel Yapı' soruşturmaları kapsamındaki tutuklular hakkında tahliye kararı veren ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ile Mustafa Başer'in bireysel başvurularını, 'açıkça dayanaktan yoksun olması' ve 'olağan kanun yollarının tüketilmemesi' nedeniyle kabul edilemez buldu.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 22 Temmuz 2014'ten beri sürdürülen 'casusluk, yasa dışı dinleme, 25 Aralık kumpas, Selam Tevhid'de kumpas, Tahşiye grubuna yönelik kumpas ve emniyetteki paralel yapı'' soruşturmaları kapsamında tutuklu şüphelilerin avukatları, İstanbul Adliyesi'nde görevli 10. Sulh Ceza Hakimi'nin reddi ile tutuklu tüm şüphelilerin tahliyesini içeren dilekçeleri, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sundu.
İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinin reddi talebini kabul eden İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik, tahliyeler konusunda İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin görevlendirilmesine karar verdi. İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer de şüphelileri tahliye etti.
İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği ise İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza mahkemelerinin yetkisi dışında karar verdiğine, kararların bu nedenle yok hükmünde olduğuna hükmetti.
HSYK Başmüfettişliği, Metin Özçelik ve Mustafa Başer hakkında, 'yetkisi olmayan konularda karar vermek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek, gizliliğin ihlali ve görevi kötüye kullanmak' ve benzeri suçlardan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından haklarında soruşturma yürütülen şüphelilerle fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri gerekçesiyle tutuklama kararı çıkarılmasını istedi.
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Özçelik ve Başer'in 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek ve silahlı örgüt üyesi olmak' suçlarından tutuklanmalarına karar verdi.
Özçelik ve Başer, HSYK Başmüfettişliğinin hazırladığı rapor doğrultusunda HSYK 2. Dairesince görevden uzaklaştırıldı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da Özçelik ve Başer hakkında hazırladığı iddianameyi Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesine sundu. Mahkeme, iddianameyi kabul ederek, son soruşturmanın Yargıtay görevli ceza dairesinde açılmasına karar verdi.
Özçelik ve Başer, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak, basında yer alan haberlerle masumiyet karinesinin, şeref ve itibarın korunması haklarının ihlal edildiğini, haklarında kuvvetli suç şüphesi bulunmadığını, tutuklama kararı veren sulh ceza hakimliklerinin doğal hakim ilkesine aykırı olduğunu, bağımsız ve tarafsız olmadıkları yönünde yeterli kuşkunun mevcut olduğunu ileri sürdü.
Yüksek Mahkeme, başvuruyu, şeref ve itibarın korunması hakkının ihlali yönünden 'başvuru yollarının tüketilmemesi', diğer iddialar yönünden 'açıkça dayanaktan yoksun olması' nedeniyle kabul edilemez buldu.
Kararda, Adalet Bakanlığının, başvurucuların basında çıkan haberlere ilişkin olağan kanun yollarına başvurmadığı, genel mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddiaların, Anayasa Mahkemesi önüne getirilemeyeceği yönündeki görüşüne yer verildi.
Başvurucuların, ulusal bir gazetede yayınlanan bir haber nedeniyle şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddiaları yönünden, olağan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuruda bulunulduğu belirtilen kararda, yapılan haberlerle belirli bir dini grupla ilişkilendirilerek sahip olunan dini duygu ve düşüncelerinin sorgulanması nedeniyle özel hayatın gizliliğine saygı hakkı ile din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiği iddialarının kanıtlanamadığı kaydedildi.
Kararda, doğal hakim ilkesine aykırı olarak kurulmuş, bağımsız ve tarafsız olmayan yetkisiz bir mahkemece tutuklandıkları iddiası yönünden bir ihlalin olmadığı sonucuna varılarak başvurunun bu kısımları yönünden de kabul edilemezlik kararı verildiği bildirildi.
Kaynak: AA
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...