Mısır Dışişleri Bakanı İTT Zirvesi'nde Sisi'nin mesajını okudu

Şükri, konuşmasının Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin mesajı olduğunu belirterek, 'Mısır, İİT 12. Dönem Başkanlığı'nda İslâm ülkelerinin çıkarını koruyacak şekilde yapıcı bir rol oynamaya çalışmıştır. Terör ve katliamlar son dönemde ortaya çıkmış değildir. Bölgesel hareketlilikten değildir. Aslında bunun arkasında sadece dış etkenler değil iç etkenler de bulunmakta. Burada Avrupalıların ulaşmış olduğu güç dengesini tesis etmemiz lâzım. Güç dengesi, bir devletin diğer devlete saldırıda bulunmaması esasına dayanmaktadır' dedi.“IRAK ORDUSU'NUN DAEŞ'E KARŞI ETKİN MÜCADELE EDEMEDİĞİNİ GÖRMEKTEYİZ'

Şükri, “Modern hayat içinde soğuk savaş dönemi yaşandı. ABD ile Sovyetler Birliği arasında güç dengesi olmuştu ama silahlı çatışmaya dönüşmemişti. 90'lı yıllar sonrası SSCB'nin yıkılmasıyla birlikte Batı kampının güçlü olması, modelin engin olması sürecini doğurdu. Bu model zorla diğer taraflara dayatıldı. Diğer tarafın özellikleri dikkate alınmadı, imarla ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Irak işgal edildi, maalesef bunun sonucu olan yıkımla Irak Ordusu'nun DAEŞ'e karşı etkin mücadele edemediğini görmekteyiz. Yine burada bir tarafın komşu ülkelere müdahalesini veya mezhepsel bir yaklaşımla çatışmaların körüklendiğini görmekteyiz. Bunu kabul edilebilir görmüyoruz' diye konuştu.“BÖLGESEL TEŞKİLATLARIN AKTİF EDİLMESİ GEREKİR, BUNUN BAŞINDA DA İİT GELMEKTEDİR'

“Son aylarda çatışmalar daha da derinleşiyor. Terör örgütleri daha çok faaliyet gösteriyor' diyen Şükri, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rusya ve ABD'nin ortak politikası ve bizim de bu bağlamdaki çabalarımız sonucu sahada iyileşmelerin gözükmesi, olumlu bir adımdır. Bu da krizin uluslararası kurallar çerçevesinde çözülmesinin önemini gösteriyor. Bölge ülkelerinin özellikleri de dikkate alınarak, ülkelerin ve bölgelerin çıkarına adımların atılması gerekiyor. Burada kardeş ülkeler arasındaki işbirliği öne çıkıyor. Bölgesel teşkilatların aktif edilmesi gerekir, bunun başında da İİT gelmektedir. Çatışmaya giden her türlü adıma karşı mücadele vermeli, halklar arasındaki birlikteliği güçlendirmeliyiz. Diğer bir husus İslamofobi... İnsan haklarının açık bir ihlâli olarak İslâm dininin kutsallarına karşı ifade özgürlüğü adı altında saldırılar devam ediyor. Bizler de burada hoşgörü değerlerini artıracak bir mekanizmayı kurmalı ve Semavi dinler içinde gerçek bir diyaloğu tesis etmeliyiz. Herhangi bir siyasi taraftarlık yapmadan, çifte standart uygulamadan samimi bir şekilde çalışmak gerekiyor. Ülkelerin çıkarlarını ön plana çıkarıp uluslararası değerlerin bir kenara atılması doğru değildir.'

Kaynak: DHA