On yıl önce nasılsa, şimdi de öyle

Kimi bütün hayatını, kimi ömrünün belli bir bölümünü daha iyi ve daha rahat yaşama imkânlarını bir kenara bırakarak başta, vatan, millet, bayrak sevgisi, din ve iman sevgisi ile dava ve sevda bildikleri yollarda gözlerini kırpmadan harcamışlardır.
 
İllaki seveni vardır, sevmeyeni vardır. İllaki yanlışları vardır, hataları vardır, kusurları vardır. Kimin yok ki. Âmâ ne var ki bu aralar en çok konuşulan en çok merak edilen kişi.
 
Sultangazi Belediyesi’nde çalışıyor mu, görevi ne, ne iş yapıyor soruları, teşkilat içerisinde çok merak ediliyor.
 
Dava adamıdır. Adı hiçbir şaibeli işe karışmamış biridir. Bunları neden söyleyebiliyorum. Çünkü yaklaşık on yıldır tanıyorum. On yıl önce nasılsa, şimdi de öyle.
 
Sultangazi Belediyesinde çalışmıyor. Sultangazi Belediyesinde bir görevi yok. Sultangazi Belediyesinden hiçbir menfaat ve çıkar beklemiyor. Akçeli işlerin peşinde koşan biri değil.
 
Recep Tayyip Erdoğan, diyor ya  "Bize hesap adamı değil hasbi adam lazım". Onun için bize; dava adamı, hizmet adamı, milletin adamı olarak görev yapacak AK Parti kadroları lazım”.
 
Ak Parti’nin kurulduğu günden itibaren davaya gönül vermiş, o günden bu güne hiçbir makam ve mevki peşinde koşmamış. Bundan sonrada koşacak biri değil.
 
Mesela,  geriden idare ettiği ticari bir faaliyeti yok. Yardım ettiği ve yanında yer aldığı, destek verdiği uyanık iş adamları yok. Kendisine sağladığı herhangi bir maddi menfaat yok.
 
Maddi ilişkilerle hiç alakası olmayan bir adam. Onun en büyük derdi, en büyük sevdası bu millete ve bu ülkeye hizmet. Ak Parti kadrolarında görev yapan dava adamı hizmet adamı hasbi adam.
 
 
Mütevazı, tutarlı ve samimi. Gönül adamı, dava adamı, mücadele adamı.
Şahsına, partisine ve davasına karşı yapılan her türlü saldırı ve hücumlar karşısında yılmayan ve dik duran, benzerine az rastlanan bir adam. Epeydir yazmayı düşünüyordum bu konuyu. Kısmet bugüneymiş.
 
Bu hasbi adamlardan bir tanesi olan Erdoğan ARAS’tan bahsediyorum..