İstanbul Ekonomik İstişare Toplantısında Konuşan Uluskon İstanbul Beşiktaş İlçe Başkanı Bahar Babacan, Pandemi Sürecine Rağmen Tüketicilerin Harcama Yapmaktan Çekinmediğini Söyledi.
İstanbul Ekonomik İstişare Toplantısında konuşan ULUSKON İstanbul Beşiktaş İlçe Başkanı Bahar Babacan, pandemi sürecine rağmen tüketicilerin harcama yapmaktan çekinmediğini söyledi.
ULUSKON pandemi surecinde ekonomi değerlendirdi Toplantıda konuşan ULUSKON İstanbul Beşiktaş İlce Başkanı Bahar Babacan, pandemi sürecinde ekonomiyi değerlendirdi. Babacan, “Türkiye ekonomisi pandemi sürecinde bu zamana kadar yaşanan ve bundan sonra yaşanabilecek olumsuzlukları atlatma noktasında önemli bir dirence ve kuvvete sahip. Şu ana dek pandemiden ekonomik olarak en az etkilenen ve en hızlı toparlanan ülkeler arasında yer aldık. Bundan sonraki süreçte de bunu gerçekleştirmeye devam etmememiz için bir neden yok” dedi.
Pandeminin ekonomiye etkilerini değerlendiren Bahar Babacan, “Türkiye de dahil olmak üzere bazı ülkelerin olası bir pandemiye karşı geçtiğimiz yıllarda hazırlık planı yaptığını biliyoruz. Fakat bu hususta bir ekonomik hazırlık yapılması ve uygulanması bir açıdan çok zor, başka bir açıdan ise imkansıza yakın. Çok zor, çünkü olası bir pandeminin ekonomiyi hangi şekillerde etkileyeceğinin önceden kestirilmesi çok zor. Neredeyse imkansız, çünkü olası ekonomik etkiler kestirilse bile bunlara karşı devletlerin ve bireylerin ekonomik anlamda hazırlık yapması ve hazırlıklı kalması neredeyse imkansız. Hele ki pandeminin ne zaman gerçekleşeceğinin bilinemediği ve bireylerin, şirketlerin ve ülkelerin amansız bir rekabet içerisinde olduğu bir atmosferde” diye konuştu.
Pandemi Türkiye ekonomisini derinden etkilediğine değinen, “Pandeminin başlarında alınan kamusal ve bireysel önlemlerle birlikte reel ekonomi ve özellikle hizmetler sektörü ciddi ölçüde daraldı. Banka kartı ve kredi kartı ile yapılan harcamaların düzeyi bize harcama tarafında yaşananlar hususunda önemli bilgiler sağlıyor. Grafikte görüldüğü üzere pandeminin etkilerinin hissedilmeye başlamasıyla birlikte tüketici harcamalarında keskin bir düşüş yaşandı. Fakat haziran ile birlikte harcamalar neredeyse eski haline döndü. Hatta temmuz ile birlikte eski düzeylerin de üzerine çıktı. Tüketici harcamalarının bu kadar hızlı toparlanması açıkçası ben de dahil birçok kişiyi şaşırttı” diye konuştu.
Babacan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu durumun arka planında ise birçok faktörün bulunduğunu söyleyebiliriz. İlk olarak, bu hızlı toparlanma tüketicilerin gelecek ile ilgili ekonomik beklentilerinin genel olarak olumlu olduğunu gösteriyor. Tüketiciler pandemi ortamında dahi harcama yapmaktan korkmuyor. İkincisi, haziranda yaşanan parasal genişleme ve kredi maliyetlerindeki azalma tüketim eğilimini ciddi ölçüde beslemiş görünüyor. Fakat ağustos ile birlikte parasal genişlemede sınırlara ulaşıldığını ve kredi maliyetlerinin artmaya başladığını eklemek lazım. Üçüncüsü, hükümetin bu sancılı dönemde reel ekonomiye çok çeşitli şekillerde yüz milyarlarca lira düzeyinde katkı sağlamış olması tüketicilerin alım gücünü ve toplam talebi destekledi.”
“Pandemiyle birlikte insanların kağıt parayı kullanma derecelerinin belirli ölçüde azaldığını söyleyebiliriz. Yine, internetten yapılan alışverişler de ciddi ölçüde genişledi. Bu iki faktörün kart ile yapılan alışverişlerin miktarını artırmasını bekleriz. Bu nedenle pandemi öncesiyle sonrasını karşılaştırırken bu iki faktörü göz önünde bulundurmamız gerekir. Fakat bu iki etkinin genel resmi çok fazla değiştirmesini bekleyemeyiz. Sonuç olarak tüketim harcamaları yaz aylarında en azından eski düzeylerine ulaşmış olmalı.”
“Üreticiler ve satıcılar da öne çıkan göstergeler de ise sanayi üretim endeksi, kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi. İlk olarak, sanayi üretiminde nisanda ciddi bir daralmanın olduğunu ve bunun mayısta devam ettiğini görüyoruz. Fakat, haziranda yaşanan ciddi toparlanma ile birlikte pandemi öncesi düzeyler yakalandı. Pozitif gidişat temmuzda da sürdü. Kapasite kullanım oranı ise yaşadığı ciddi düşüşten sonra yaz aylarındaki yükselişi ile birlikte neredeyse pandemi öncesi düzeylerine döndü. Benzer bir süreç reel kesim güven endeksinde de yaşandı.”
“Bütün bu veriler ikinci çeyrekte yaşanan ciddi daralmadan sonra Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğini büyümeyle kapatacağına işaret ediyor. Fakat yıllık büyümenin ne şekilde gerçekleşeceği bu sonbahar-kış döneminde ikinci dalganın gelip gelmemesine bağlı. Bu noktada ikinci dalgadan kastımın mart-nisan dönemindeki ilk dalga şiddetinde hatta daha da şiddetli bir dalga olduğunu belirtmem gerekir. İkinci dalganın gelmediği senaryoda Türkiye ekonomisi toparlanmasını sürdürür. Fakat ikinci dalganın yaşanması en muhtemel senaryo ve bu senaryoda nisan-mayıs dönemindeki kısıtlamaların ve önlemlerin bir benzerini bu sonbahar-kışta tekrar tecrübe edeceğiz.”
“Üretim ve tüketim cephesinde o dönemde görülen daralmaların bir benzerini tecrübe edecek olmamız gibi. İnşallah bu ikinci senaryoyu yaşamayız, fakat yaşanabileceklere karşı da kendimizi hazırlamamız gerekiyor. Türkiye ekonomisi pandemi sürecinde bu zamana kadar yaşanan ve bundan sonra yaşanabilecek olumsuzlukları atlatma noktasında önemli bir dirence ve kuvvete sahip. Şu ana dek pandemiden ekonomik olarak en az etkilenen ve en hızlı toparlanan ülkeler arasında yer aldık. Bundan sonraki süreçte de bunu gerçekleştirmeye devam etmememiz için bir neden yok.”