Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, Batı Platformu’Nun Mart Ayı Toplantısının Konuğu Oldu. Toplantıda “Avrupa Merkezli Medeniyet Anlayışı Ve İslam” Konusu Ele Alınırken, Karlığa, İslamiyet’İn Batı’Yı 900 Senelik Cehalet Uykusundan Uyandırdığını İfade Etti.
Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, Batı Platformu’nun Mart ayı toplantısının konuğu oldu. Toplantıda “Avrupa Merkezli Medeniyet Anlayışı ve İslam” konusu ele alınırken, Karlığa, İslamiyet’in Batı’yı 900 senelik cehalet uykusundan uyandırdığını ifade etti.
İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesindeki düşünce kuruluşlarından Batı Platformu’nun Mart ayı toplantısının teması “Avrupa Merkezli Medeniyet Anlayışı ve İslam” olarak belirlendi. Toplantının ana konuğu Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, İslam medeniyetinin Batı medeniyetinin oluşmasındaki katkılarını tarihsel boyutuyla ortaya koydu. 18. yüzyıldan itibaren tüm dünyada egemen olan Batı Merkezli Medeniyet algısının oluşmasındaki dayanaklara değinen Prof. Dr. Bekir Karlığa, Batı’nın üstünlük iddiasının sadece Batı emperyalizminin ve sömürgeciliğinin kazandırdığı gücün ötesinde bir anlam taşımadığını söyledi.
“Orta çağ karanlığı içerisinde derin uykudaydılar”
Batı kültürünün oluşmasında en önemli motor güçlerden birinin İslam düşüncesi, bilimi, kültürü ve sanatı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bekir Karlığa, “Özellikle 12. yüzyılda İslam dünyasının bütün bilgi mirası, düşünce ve kültür birikimi Batı’ya aktarıldı. O günlerde Orta çağ karanlığı içerisinde derin bir uykuya dalmış olan Batı, İslam dünyasından gelen etkilerle yavaş yavaş uyanmaya başladı. 13. yüzyılda başlayan Rönesans hareketi 16. yüzyılda zirveye taşındı. Batı yeniden kendini keşfederek, yeni bir yorumla yeniden dünya gücü haline gelmeye başladı. Aynı zamanda skolastik ve dogmatik uykusundan da böylece uyandı. Bu uyku Batı’yı aşağı yukarı 900 sene korkunç bir cehalet karanlığı içeresine sürüklemişti. Batı’da bilim, düşünce ve uygarlık alanında büyük bir boşluk vardı” dedi.
“Ne Batılı olduk ne de Batı bizi kabul etti”
Batı medeniyetinin Türkiye’ye yansımalarını anlatan Prof. Dr. Bekir Karlığa, “Biz Batı medeniyeti ile 18. yüzyılda yakın temasa geçtik. 19. yüzyılda ise Tanzimat Dönemi ile beraber modernleşme hareketimiz başladı. Cumhuriyet Dönemi ise Batılılaşmanın zirveye taşındığı bir dönemdi. Bu dönemler boyunca Türkiye önemli tecrübelerden geçti. Türk aydınında Batı karşısında zaman zaman bir kompleks hasıl oldu. Kimi zamanlarda bu kültür tepki gördü. Türkiye’nin seyri Batı karşıtlığıyla Batı hayranlığı arasında devam ediyor. Kültür çatışmaları ise Türkiye’de farklı anlayışların doğmasına sebep oldu. Güçlü tarihi, köklü medeniyetimize karşı bir soğukluk meydana geldi. Güvensizlik durumu ortaya çıktı. Bunun neticesinde Türk aydını Batılılaşmayı kendisi için hedef haline getirdi. Ancak tam manasıyla ne kendi kültür kimliğimizi devam ettirebildik ne Batılı olduk ne de Batı bizi kabul etti. Dolayısıyla bu çatışma hala daha devam ediyor ve bunu toplumun her kesiminde görebiliyoruz” diye konuştu.
“Hiçbir kültür diğerlerinden üstün değil”
Batı kültürünün üstün olduğu algısının yanlış bir düşünce olduğunu da belirten Karlığa, ”Hiçbir kültür diğerinden üstün değildir. Batı kültürünün üstün görülmesi aslında Batı Merkezli Medeniyet algısından geliyor. Batı kendini hep dünyanın merkezinde görmektedir. 16. yüzyılda yapılan haritalarda görüldüğü gibi dünyanın merkezi Batı’dan başlar. Hâlbuki Batı kültürü diğer kültürlerden üstün değildir. Her medeniyet ve her kültür birbirlerinden beslenir. Batı’nın üstünlük iddiası Batı emperyalizminin ve sömürgeciliğinin kazandırdığı gücün ötesinde bir anlam taşımaz. Nitekim şu anda Yunanistan sınırındaki göçmenlerin durumu da gösteriyor ki Batı’nın emperyalist tavrı hala etkin bir şekilde devam ediyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.