İnsanların Covid-19’a yakalanma korkusunu araştırıldı. Araştırma sonuçları her 7 aileden birisinin süreçten olumsuz etkilendiğini, evde 20 yaş altı çocuk ve gençler olan ailelerde korku düzeyinin çok yüksek olduğunu, özellikle üniversite öğrencilerinin korkusunun anlamlı düzeyde yüksek olduğunu gösteriyor.
İnsanların Covid-19’a yakalanma korkusunu araştıran A.Ü.Sosyal Hizmet Bölümünden Prof. Dr. Veli Duyan liderliğinde doktora programında bulunan Gül Karahan, Dr. Timuçin Yıldırım, Cenk Adıgüzel’den oluşan multidispliner ekibin 7 günde bin 830 kişiye ulaşarak yaptığı çalışma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Araştırma sonuçları katılımcıların Covid-19 sürecinde yüzde 15’inin evden hiç çıkmadığını, yüzde 67’sinin ise sadece alışveriş yapma gibi gerekçelerle kısa süreliğine evden çıktığını ortaya koydu. Çalışmanın pek çok çarpıcı sonucu arasında kadınların Covid-19 korkusunun erkeklerden çok daha yüksek olduğu, yaş arttıkça Covid-19 korkusunun azaldığı, öğretim düzeyi arttıkça Covid-19 korkusunun azaldığı, çalışmayan ve bu süreçte evden hiç çıkmayanların Covid-19 korkusu en yüksek toplumsal kesimi oluşturduğu yer alıyor.
Araştırma sonuçları her 7 aileden birisinin süreçten olumsuz etkilendiğini, evde 20 yaş altı çocuk ve gençler olan ailelerde korku düzeyinin çok yüksek olduğunu, özellikle üniversite öğrencilerinin korkusunun anlamlı düzeyde yüksek olduğunu gösteriyor.
Yakın aile ilişkileri de Covid-19 korkusunu artıyor, korku aile üyeleri üzerinde bulaşıcı bir etki yaratıyor ve nitekim yalnız yaşayanlar korku düzeyi en az olan toplumsal kesimi oluşturuyor.
Araştırma sonuçlarına göre yoksulların korku düzeyi orta ve üst ekonomik sınıfa göre çok daha yüksek. Çarpıcı sonuçlardan bir diğeriyse haber kaynaklarına ilişkin; araştırma insanların Covid-19’a ilişkin haber alma kaynaklarının sayısı arttıkça korku düzeyinin arttığını, katılımcıların yüzde 80 gibi çok büyük bir oranının haber alma kaynağı olarak televizyonu tercih ettiğini ve bunu yüzde 73 ile sosyal medya araçlarının takip ettiğini gösteriyor.
Araştırma sonuçları kendisiyle barışık insanların Covid-19’dan daha az korktuğunu, psikolojik dayanıklılık düzeyi arttıkça korku düzeyinin azaldığını ve benzer şekilde sosyal yeterlilikleri yüksek olanların korku düzeyinin düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Diğer yandan araştırmacılar, insanların yüzde 70 gibi büyük bir kesiminin covid-19 salgını sürecinde olumlu ya da olumsuz değişim yaşadığını ve olumlu ya da olumsuz her değişimin Covid-19 bulaşma korkusunu tetiklediğini ifade ediyor. Araştırmada katılımcıların yüzde 30’unun bedeninde olumsuz değişim yaşarken yüzde 39’unun duygularının olumsuz etkilendiğini, katılımcıların yüzde 43’ünün maneviyatı değişmezken yüzde 43’ünün de maneviyatının olumlu yönde değiştiği saptandı. Sonuçlar Covid-19 korkusunun komşuluk ilişkilerini olumlu etkilediği ölçüde olumsuz da etkilediğini ortaya koydu.