Suudi Arabistan ile Hizbullah arasındaki gerilimde, uygulanan yaptırımların henüz sonuç vermediği ancak örgütün gelecekte karşılaşacağı zorluklardan endişe ettiği belirtildi. Uzmanlara göre Riyad yönetimi ve Körfez ülkeleri, Lübnan'a İran ile mücadelede ne kadar ciddi oldukları mesajını vermek istiyor.
Suudi Arabistan'ın Lübnan güvenlik birimlerine yapacağı 4 milyar dolarlık askeri yardım kararından 19 Şubat 2016'da vazgeçmesi Hizbullah'ın Lübnan siyasetindeki rolü nedeniyle iki ülke arasında bozulan ilişkileri gün yüzüne çıkardı. Krizin başlamasından bugüne bir buçuk aylık zaman diliminde, Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Hizbullah'ı terör örgütü ilan etmesi, KİK ülkeleri içinde Hizbullah ile ilişkisi tespit edilenlerin sınır dışı edilmesi gibi gelişmelerle her geçen gün gerilim daha da tırmandı.
Atlantic Council Beyrut Refik Hariri Merkezi Araştırmacısı Hanin Gaddar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin yaptırımlarının şu ana kadar Hizbullah'ın 'gücünü, pozisyonunu, siyasetini etkilemediğini' ancak Hizbullah'ın bundan sonra yaptırımların şiddetinin artmasından 'endişe duyduğunu' söyledi.
Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin yaptırımlarının yanı sıra ABD Kongresinin ve Hazine Bakanlığının uygulayacağı ekonomik yaptırımların Hizbullah'ı yaralayacağını belirten Gaddar, 'Bu uzun bir operasyon, şu ana kadar görülenler yaptırımların başlangıcı. Bu, Hizbullah'ın ekonomik araçlarının yanı sıra, Hizbullah'a temas eden ekonomik çevreye de zarar verecek. Büyük ya da küçük Hizbullah ile iş yapan herkesi engelleyecek. Bu da eninde sonunda Hizbullah'a darbe vuracak.” dedi.
Gaddar, Körfez ülkelerinin, Hizbullah ile ilişkisini tespit ettiği kişileri sınır dışı ederek baskı uygulama çabasının çok etkili olmayacağını, ancak kitlesel sınır dışı olması halinde örgütün etkileneceğini henüz bu aşamaya ulaşmadığını dile getirdi.
Gaddar, Hizbullah için 'Bunun başlangıç olduğunun farkındalar. Şu ana kadar büyük bir etki yapmadı ancak biliyorlar ki bir sonraki aşama yakında. Körfez'deki Şiilerin kitlesel şekilde sınır dışı edilmesi, onları yaralayacaktır. Çünkü, buraya Hizbullah'ı suçlayarak gelecek ve Hizbullah'tan yardım isteyecekler. Bu insanlarla ilgilenebilecek kadar para ve iş imkanına sahip değiller. En iyi ihtimalle hükümette iş sağlasalar bile bunlar düşük maaşlı işler olacak. Bu durum tabanında büyük bir etki yapacak.' diye konuştu.
Gaddar, Suudi Arabistan ve ABD Kongresinin kararlarıyla gelecek ekonomik yaptırım ve siyasi baskının ötesinde örgütün daha fazla alana yayılma politikasının Hizbullah'ın kendi tabanında memnuniyetsizliği artırdığını anlattı.
Hizbullah'ın 'tüm bunların sonunda Suriye'den döndüğünde Lübnan'daki durumla yüzleşmek zorunda kalacağını' belirten Gaddar, 'Hizbullah tabanı, artık örgüte eskisi gibi bakmıyor. Kitlesi için Hizbullah yegane seçenek ancak aralarındaki ilişki eskisi gibi inanç üzerine değil. Finansal yetersizlik arttıkça bu memnuniyetsizlik de artacak.' değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Katar Üniversitesi Körfez Çalışmaları Merkezi Başkanı Abdullah Babud ise Lübnan'daki Körfez müttefiklerinin aldıkları tüm desteğe rağmen bir bütün oluşturamadığını ve Hizbullah'ın müttefikleriyle kıyaslandığında zayıf kaldığını aktardı.
Babud, 'Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, Lübnan'daki müttefiklerine, İran ile mücadelede ne kadar ciddi olduğunu anlatmak istedi. Bir şok etkisi yaparak onları uyandırmak istedi. Ancak bu, Körfez müttefiklerini zayıflatacak. Eğer böyle yapmaya devam ederlerse, Lübnan'ı İran tarafına doğru daha da kaybedebilirler. Bu siyasetin başarılı olacağından şüpheliyim.' diye konuştu.
Kaynak: AA
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...