Sultangazi AK Parti İlçe Başkanı Suzan Dağlar Civan ile yaptığımız söyleşiyi siz okurlarımız için kaleme aldık. Bugüne kadar seçim sonuçları ile ilgili birçok söyleşi, panel ve seminer niteliği taşıyan yazılar yayınlanmış ve önemli tespitlerde bulunmuştuk. Ancak siz okurlarımızı yakından ilgilendiren konuların başında Türkiye’de ilk başörtülü ilçe başkanı olması sebebiyle bu an
550 bin nüfusuyla İstanbul’un en kalabalık ilçelerinin başında gelen, birçok insan tarafından varoş olarak adlandırılan Sultangazi’de kadın olmak, başörtülü olmak, ilçe başkanlığı görevini yürütmek pekte alışılmış bir durum değil. Birçok olumsuzluk örneğinin yanında olumlu olarak ta düşünülebilecek birçok neden de var. İşte bu çelişkilerin yaşandığı bu süreçte AK Parti Sultangazi İlçe Başkanı Suzan Dağlar Civan ile 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimlerin değerlendirmesini yaptık.
Editör: Sayın Başkan öncelikle İlçe Başkanlığına getirildiğinizde bazı zorluklarla karşılaştınız mı?
Suzan Dağlar Civan: Ben 20 yıla yakın bir süredir kurumsal bir işletmede yöneticilik yapmaktayım. Bundan dolayı insan ilişkileri ve sevk ve idare etmek alanında uzman olduğum söylenebilir. Uzun yıllardır AK Parti saflarında siyaset yapmaktayım. Av. Murat Atım’ın başkanlık yaptığı dönemde de ben başkan vekili olarak görev yapıyordum. Yani teşkilata uzak bir insan değil adeta teşkilatın bir parçasıydım. Bundan dolayı güçlüklerle ve zorluklarla karşılaşmam söz konusu değil.
Editör: İlçe Başkanlığına seçildikten sonra ilk sınavınızı, 7 Haziran genel seçimlerinde verdiniz, 7 Haziran genel seçimleri ile ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz.
Suzan Dağlar Civan: 7 Haziran genel seçimleri sadece ilçemizde bir sınav değildi. Aynı zamanda Türkiye genelini ilgilendiren bir sınavdı. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde hiç bir parti, mecliste çoğunluğu sağlayamadı. Seçimin ardından muhalefet partilerle yapılan koalisyon görüşmeleri de sonuç vermeyince, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, meclisi seçime götürme yetkisini kullanarak gerekli girişimlerde bulundu. Bunun üzerine Yüksek Seçim Kurulu seçimlerin 1 Kasım 2015 tarihinde yapılmasını kararlaştırdı.
Editör: 1 Kasım seçimlerinde alınan sonucu bekliyor muydunuz? Anketler böyle bir sonucu yansıtmıyordu?
Suzan Dağlar Civan: 7 Haziran seçimleri öncesi 4 ay gibi bir zaman diliminde seçim çalışmaları yürüttük. 1 Kasım seçim süreci 7 Haziran öncesine göre sönük geçen bir süreçti. 1 Kasım seçim süreci boyunca yayınlanan anketlerde, televizyon programlarında ve yazılı ve görsel basına yansıyanlarda AK Parti’nin oyunu bir miktar arttırsa da bu oran 0,7 gibi komik rakamları gösteriyordu. Bu oran da 7 Haziran’dan çok farklı bir sonucun çıkmayacağını ifade ediyordu. Ancak 1 Kasım akşamı açılan sandıklar, yapılan tespitleri doğrulamayan bir netice ortaya koydu. AK Parti oyunu beklenenin aksine % 8,6 oranında artırarak %49,5’e çıkardı. Bu yükselişte milletvekili sayısına 49 yeni vekilin katılımını sağladı. Mecliste 317 milletvekili ile temsil etti.
Editör: 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimleri arasındaki bu oy değişkenliğini neye bağlıyorsunuz.
Suzan Dağlar Civan: Seçim sonuçları Türkiye geneli olarak değerlendirilmelidir. Bu sonuç objektif bir tarzda ele alınmalıdır. 7 Haziran’da seçmen tercihini muhalefet partilerinden yana kulanmış, ancak muhalefet partileri 7 Haziran sonrası bu durumu iyi bir şekilde analiz etmemiştir. 7 Haziran seçimlerinin ardından ülkenin içerisine düştüğü durumu iyi gören seçmen 1 Kasım seçimlerinde istikrar ve huzur adına tercihini AK Parti’den yana kullanarak ülkenin içerisine düştüğü durumdan kurtarmıştır. Bu değişkenliğin nedeni seçmenin istikrar ve huzur istemesine bağlanabilir.
Editör: 7 Haziran Genel seçimlerinde seçim beyannamesinde geçmişi referans gösteren AK Parti, 1 Kasım genel seçimlerinde yeni bir seçim beyannamesi ile seçmenin karşısına çıktı bu durumu nasıl açıklarsınız?
Suzan Dağlar Civan: Geçim problemi yaşayan kitleler, büyük yatırımlardan çok, cebine yansıyanlarla ilgilenirler. AK Parti 7 Haziran’da neredeyse hiç bir ekonomik vaatte bulunmadı. Seçmenden sadece 12 yıllık iktidarı boyunca yaptıklarını takdir edip ödüllendirmesini istedi. Asgari ücretliler, emekliler, öğrenciler AK Parti’nin yaptıklarını görmekle birlikte onun yeni dönemde kendi durumları ile ilgili vaatte bulunmamasından rahatsız oldu. Buna karşın 1 Kasım seçimlerinde bundan farklı bir tablo vardı. Sayın Başbakanımız Prof. Ahmet Davutoğlu, dar gelirlilere, öğrencilere ve emeklilere yönelik önemli vaatlerde bulundu. Tercihlerini kendilerine yönelik vaatlere göre belirleyen toplumun bu kesiminin desteğini yeniden kazandı. Bu kesimle birlikte istikrar ve güven ortamını önemseyen, huzur ve barıştan yana olanlar tercihini AK Parti’den yana kulandı. 1 Kasım’da AK Parti, oylarını %50’ye yaklaştırıp 317 milletvekiline ulaşarak önemli bir seçim zaferi kazandı.
Editör: Kürt oylarının AK Parti’den uzaklaştığını söyleyebilir miyiz, yoksa bu söylem yanlış bir ifademi?
Suzan Dağlar Civan: AK Parti’nin en önemli söylemlerinin başında “ tüm Türkiye’nin partisi olmak” ülkenin tüm bölgelerinden oy almaya dayanıyordu. 7 Haziran 2015’te ve 1 Kasım seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu illerinden aldığımız oy bunun kanıtıydı. HDP ve AK Parti dışında muhalefet partilerinin Doğu ve Güneydoğu’da esamisi bile okunmuyor. Bu durum da Kürt seçmeninin önemli bir kesiminin tercihini AK Parti’den yana kullandığının kanıtıdır. Kürt oyları AK Parti’den uzaklaşmamış aksine artmıştır.
Editör: Sizce 7 Haziran sonrası neden koalisyon olmadı ve muhalefet partileri seçim sonucundan memnun mu?
Suzan Dağlar Civan: Gezi olayları ile birlikte sert bir çizgide muhalefet etmeyi tercih eden siyasi partiler “ yıkıcı güç birliği” oluşturdu. AK Parti iktidarı öncesi sürece bakarak koalisyondan endişe duyan toplum, muhalefetin 7 Haziran sonrasındaki durumuna da tanıklık ettiğinde dengelerin biraz daha muhalefet lehine değişmesi durumunda Türkiye’nin hükümetsizlikle yüz yüze kalabileceğini gördü. Toplum, muhalefeti ayrı ayrı partiler olarak tek başına ülkeyi yönetme yeteneğine sahip görmediği gibi bu partilerin hiç bir şekilde bir araya gelemeyeceğini, bir araya gelse de doku uyuşmazlığı yüzünden hizmet edemeyeceğini düşündü. 7 Haziran’da muhalefete ülkeyi yönetme yetkisini vermedi. 1 Kasım’da ise 7 Haziran sonrasındaki uzlaşmaz tutumundan dolayı onu cezalandırdı.
Editör: Sultangazi’de ki tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde neler değişti.
Suzan Dağlar Civan: Sultangazi’yi İstanbul’dan İstanbul’u Türkiye’den bağımsız ele alamasınız. Aslında seçim çalışmaları için 7 Haziran daha zaman açısından elverişliydi. Gerek Türkiye, gerek İstanbul ve gerekse Sultangazi’de alınan sonuç pekte iç açıcı değildi. Seçmen bu sonuçla mini bir uyarıda bulunmuş yapılması gerekenleri yapılması yönünde işaretler vermişti. Hükümetimiz bu uyarıyı dikkate alarak 1 Kasım seçimlerinde yeni bir seçim beyannamesiyle seçmenin karşısına geçti. Teşkilat mensuplarımız tarafından, seçmene seçim beyannamesi doğru bir şekilde anlatıldı.
1 Kasım genel seçim çalışmalarımız kısa bir zaman dilimine yayılmasına rağmen doğru ve etkileyici bir çalışma stratejiyle yürütüldü. Belediye başkanımız ve ekibi esnaf ziyaretleri yaparken, milletvekili ve bakanlarımız büyük işletmeleri sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etti. Kadın ve gençlik kollarımız ev ziyaretleriyle binlere ulaştı. İlçe başkanı olarak ben nokta atışlar yaparak eksik kalan yönleri tamamlamaya çalıştım. Başarı bu seçim çalışmasıyla birlikte geldi. Sultangazi’de alınan sonuç tüm teşkilatımın ortak gayret ve çabasının sonucudur.