Tarihçi Süleyman Faruk Göncüoğlu, Eyüpsultan Türbesini Anlattı

Genel 17 Nisan 2020 17:31
A
a
Eyüpsultan Belediyesi’nin evde kalan vatandaşları bilgilendirmek amacıyla Ebu Eyyub El Ensari Hazretlerinin kabri şerifinin önünde yapılan canlı yayında, Şehir Tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu, Eyüp Sultan Türbesi’nin tarihini, burada bulunan kutsal emanetleri ve Ebu Eyyub el Ensari Hazretlerini anlattı.
Eyüpsultan Türbesi’nin tarihin beşik noktası olduğuna değinen Faruk Göncüoğlu, şu açıklamaları yaptı: “Eyüpsultan Türbesi hem İslam tarihi, hem Türk İslam tarihi içerisinde hem de İstanbul’u fethetmek için gelen Arap orduları ve Bizans dediğimiz Doğu Roma İmparatorluğu’nun sosyal ve dini hayatındaki dönüm noktasıdır. Dünya tarihini de öğrenmiş oluyoruz. Eyüpsultan Türbesi her Eyüplünün dışında her İstanbullunun ve artı tüm İslam dünyasının bilmesi gereken bir şahsiyet ve ziyaret merkezidir. İşte bu sebepten dolayı da 1930’lara kadar bütün İslam dünyasında, Türk dünyası, İran bölgesi olmak üzere Hacca gidilirken ilk ziyaret edilen bölgeydi burası. Eyüpsultan bu gün İstanbul’un Medine bölgesidir.”
Konuşmasında Ebu Eyyub el Ensari’nin, Peygamber Efendimizin hadislerine kaynak olarak değerlendirilen, hadisleri ezberinde tutan önemli alimlerden biri olduğuna değinen Göncüoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bütün tarihi kaynaklarda Halid Bin Zeyd olarak geçen Ebu Eyyup el Ensari Hazretleri, Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettiğindeki ilk ev sahibi, Peygamber Efendimizin mihmandarı, sancaktarı, seferden dönerken onun çadırının bekçisi, onu muhafaza etmek için her türlü mücadeleyi veren insan, sırdaşıdır. Ebu Eyyup el Ensari Hazretleri İslam tarihi içerisinde ve sahabe içerisinde ilk hafızlardan birisidir. İlerlemiş yaşına rağmen Kuran-ı Kerim’in hafızlığını tamamlamış önemli bir zattır.”

“Eyüpsultan türbesi, İstanbul’un fethinin dönüm noktasıdır”
Ebu Eyyub el Ensari’nin kabrinin bulunması ile fethin seyrinin değiştiğini vurgulayan Süleyman Faruk Göncüoğlu, şunları söyledi: “İstanbul’un fethiyle alakalı bir hadisi şerifi var. ‘İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.’ Peygamber Efendimizin bu hadisi şerifine nail olabilmek için İslam orduları buraya kadar geliyor. Tarihler miladi 678’i gösterirken İslam orduları İstanbul’u Eyüpsultan tarafından, Ayvansaray noktasından İstanbul’u kuşatmaya girişiyorlar. Ve miladi 679 tarihinde Ebu el Ensari Hazretleri yeni bir kafileyle İstanbul’a geliyor. Bu esnada iki rivayete göre İstanbul’u ya ziyaret ettiğinde ya da cihad ederken rahatsızlanıyor vefat ediyor. İstanbul ordusuyla Bizans bir anlaşmaya varıyor ve kabri buraya defnediliyor. Bizans kaynaklarına göre İspanyol hacılar Kudüs’e giderken burayı da ziyaret ediyorlar ve buraya bir ışığın indiği rivayet ediliyor. İstanbul’un fethi burada başladığında Ebu el Ensari Hazretleri’nin kabri burası mı sahih mi değil mi diye Akşemsettin Hazretleri rabıta yoluyla Allah’a tefekkür eder. Burası olduğu delilleriyle bir taşla, Şahide taşıyla kesinleşir ve İslam ordularının İstanbul’un fethindeki en önemli etken olmaya başlar. Eyüpsultan Türbesi İstanbul’un fethinin dönüm noktasıdır.”

“Eyüpsultan türbesi dünyada nadir türbelerden biridir”
Göncüoğlu konuşmasının devamında, “Eyüpsultan Türbesi, Fatih döneminde İstanbul’da inşa edilen ilk türbe ve Eyüpsultan Camii de bu türbeden müteşekkil inşa edilen İstanbul’un ilk selatin camisidir. Sultan II. Mahmut döneminde değişiklikler yapılıyor, Kanuni döneminde epey bir değişiklik oluyor. Bugün türbenin içinde ziyaret ettiğimiz yerler mezarlıktı, II. Beyazıt döneminde etrafında mezarlar vardı. Daha sonra II. Mahmut döneminde bunlar kaldırılıyor. I. Ahmet döneminde sebil inşa ediliyor ve türbe kompleks haline geliyor. Her Osmanlı padişahı bu türbeye hizmetler yapıyor. Eyüpsultan Türbesi tarihin dönüm noktasıdır. Biz Eyüpultan Türbesi’nin tarihini öğrendiğimizde hem genel İslam tarihini öğrenebiliyoruz, hem dünya tarihine vakıf olabiliyoruz, hem de Osmanlı tarihindeki bütün hizmetlerin vakıf anlayışının ve fetih olgusunun bütün dönemlerini bir çizelge gibi görebiliyoruz. O yüzden Eyüpsultan Türbesi İstanbul’da nadirdir, dünya tarihinde de nadir türbelerden bir tanesidir” bilgisini verdi.

Türbede bulunan mukaddes emanetler
Büyük bir kısmı Topkapı Sarayı’nda bulunan, mukaddes emanetlerin Eyüpsultan Türbesi’nde de bulunduğunu belirten Göncüoğlu, şu açıklamaları yaptı: “II. Mahmut döneminde yapılmış bir sandukanın üzerinde bir örtü yer alıyor; o örtünün altında da yekpare bir Kabe örtüsü yer alıyor. Türbenin içerisine girdiğimizde hemen türbenin ziyaret kapısının karşısına düşen duvarda bir dolap var ve bu dolapta Peygamber Efendimizin ayak izinin kalıbının alındığı Nakş-ı Kadem-i Şerîf yer almakta. Peygamber Efendimizin diktiği hurmanın yaprağından üzerine işlenmiş bir yaprak burada emanet olarak yer alıyor. Peygamber Efendimizin mübarek sakalı şerifinden bir parça bulunuyor. Bu mukaddes emanetlerin Peygamber efendimizi hatırlayıp ona salavat getirmek amacıyla ziyaretlere açılıyor. Buradaki amaç tapınmak veya şifa bulma değildir. Türbe içerisinde ayrıca Adile Sultan’ın yaptırdığı çilehane vardır. Duvarında kıbleyi gösterme amacıyla bir Kabe tasviri vardır. İstanbul’daki üç parçalı Kabe’yi gösteren çini parçalarından biridir bu.”
Öte yandan İl Müftü Yardımcısı Bilgiç’in yaptığı konuşma ve dua da Eyüpsultan Belediyesinin sosyal medya hesapları üzerinden canlı olarak yayınlandı. İstanbul’un manevi fatihi Ebu Eyyub El Ensari Hazretlerinin kabri şerifinin önünde manevi huzurunda, Eyüp Sultan Camii’nin avlusundan yapılan canlı yayını evlerinden, iş yerlerinden izleyen müminler hep birlikte duaya iştirak ederek amin dediler.
Müftü Yardımcısı Bilgiç, canlı yayın imkanı sağladığı için Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken’e teşekkür etti.
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

anket ANKET

alinti yazarlar ALINTI YAZARLAR
hava durumu HAVA DURUMU
e-gazete E-GAZETE
sayfalar SAYFALAR
arşiv HABER ARŞİVİ
linkler LİNKLER
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat