Avukat Arabulucu Umut Metin
Koronavirüsün ticarete etkileri masaya yatırılıyor. Avukat Umut Metin yaşanan ticari mağduriyetlerle ilgili "Yaşananlar, gerek ülkemizde gerekse, küresel ticarette imza edilen sözleşmelerde öngörülen zaman, şekil, nitelik veya miktarda malın-hizmetin zamanında veya hiç yerine getirilemeyeceğini ortaya koyuyor. Virüs hukuki sorunlara da neden olurken, hukuki sorunlar da virüs gibi yayılma eğiliminde" dedi.
Çin’in Vuhan kentinde tespit edildikten sonra hızla yayılan koronavirüs ekonomik ilişkileri de olumsuz etkiliyor. Birçok firma Çin’deki faaliyetlerini ya yavaşlattı ya da durdurdu. Hukukçular bu durumu ticari açıdan ’mücbir sebep’ olarak değerlendiriyor.
Kapıları kapattılar
Virüs nedeniyle birçok ülke tarafından Çin ile yapılan her türlü yolcu ve eşya taşımacılığı hizmetleri salgına karşı tedbir olarak durduruldu. Çin ile olan gümrük kapılarının kapatılması yanında, Çin’de bulunmuş kişilerin tedbir alan ülkelerin bir kısmının topraklarına girişi de yasaklandı. Bu durum salgının, yalnızca Çin ülkesinde değil, dünya genelinde yolcu ve eşya taşımacılığına, ticarete engel oluşturduğunu gözler önüne seriyor.
“Hukuki sorun oluşturuyor”
Milyarlarca dolarlık kaybın ortaya çıktığı bu olağanüstü koşulun hukuken ’mücbir sebep - engellenemez durum’ olup olmayacağı ise tartışma konusu. Global Business Lawyers Alliance Başkanı ve Uluslararası Ticaret Hukuku uzmanı Avukat Arabulucu Umut Metin yaşanan mağduriyetlerle ilgili şunları söyledi: "Yaşananlar, gerek ülkemizde gerekse, küresel ticarette imza edilen sözleşmelerde öngörülen zaman, şekil, nitelik veya miktarda malın-hizmetin zamanında veya hiç yerine getirilemeyeceğini ortaya koyuyor. Virüs hukuki sorunlara da neden olurken, hukuki sorunlar da virüs gibi yayılma eğiliminde."
“Görmezden gelinemez”
Virüsün ortaya çıkardığı durumun hukuken mücbir sebep (force majeure) olduğunu ifade eden Umut Metin, "Ortada hiç kimsenin öngöremeyeceği bir durum varken, ortaya çıkan salgın hastalık halinin ticari ilişkiler/borç ilişkileri açısından hukuk tarafından konumlandırılacağı yer mücbir sebep kurumu olmalıdır. Salgının etkisi yokmuşçasına, sözleşmeye uyulmasını beklemek hukuken doğru da, adil de olmaz" dedi.
“Bir örnekle açıkladı”
Konuyu bir örnekle açıklayan Umut Metin şöyle devam etti: "Türk şirketi ’T’ ile Çinli şirket ’Ç’ arasında, Çin’den Türkiye’ye cep telefonu alım-satımı konusunda bir sözleşme imza edilmiş ise, bu sözleşmenin yerine getirilmesinde, üretim yapılan fabrikanın karantina bölgesinde bulunması veya ürünlerin sevkiyat imkanının kalmaması gibi sebeplerle, koronavirüs salgını ticareti engelleyici olmuş olabilir. Bu halde yaşanan salgını dikkate alarak Çin firması Ç’nin durumu T’ye bildirimi ve cep telefonlarını teslim edemeyeceğini izahıyla, mücbir sebep nedeniyle borcu sona erer. Çinli Ç firması, bu arada Türk şirketi T’den avans vb. bir ön ödeme aldı ise, bu bedeli de iade etmek yükümünde olur. Çin ile bağlantı olan her konuda, mücbir sebebin var olup olmadığı dikkatlice incelenmeli."
“Şimdiden düzenleme şart”
Avukat Arabulucu Umut Metin, koronavirüsün bir salgın hastalık olarak yayılmasının, ticari sözleşmelerde üstlenilen işlerin yapılması konusunda oluşturduğu riske karşı hukuki önlem almanın mümkün olduğunu da dile getirdi. Metin, "Koronavirüsün bir bahane, bir mazeret olarak ileri sürülmesini engellemenin yolu, şirketler arasındaki sözleşmelerde ’Koronavirüs salgını, keza virüse ilişkin alınan/alınacak tedbir ve tasarruflar sözleşmede üstlenilen yükümlülüklerin kısmen veya tamamen ifasına engel değildir. Söz konusu salgına rağmen taraflar işbu sözleşme ile üstlendikleri borç ve sorumluluklarını, sözleşmede yazıldığı şekil, nitelik, zaman ve miktarda ifa edeceklerdir’ şeklinde bir madde, tarafların ilerde virüsün mücbir sebep olarak ileri sürülmesine engel olur" diye konuştu.