Şair Ve Yazar Sunay Akın, Uğur Mumcu Anısına Düzenlenen “Kırılan Canlar” Programında, Bilginin Işığını Ortaya Çıkarmak İçin Mücadele Eden Ve Bu Uğurda Hayatını Kaybeden İsimleri Andı. Akın Programda Mustafa Kemal Atatürk’Ten Ernesto Che Guevara’Ya, Takiyüddin Efendi’Den Namık Kemal’E, Resneli Niyazi Bey’Den Ahmet Samim’E, Hasan Tahsin’Den Nazım Hikmet’E Kadar Bir Dizi Aydının Hikayesini Çarpıcı Bir Dille Anlattı.
Şair ve yazar Sunay Akın, Uğur Mumcu anısına düzenlenen “Kırılan Canlar” programında, bilginin ışığını ortaya çıkarmak için mücadele eden ve bu uğurda hayatını kaybeden isimleri andı. Akın programda Mustafa Kemal Atatürk’ten Ernesto Che Guevara’ya, Takiyüddin Efendi’den Namık Kemal’e, Resneli Niyazi Bey’den Ahmet Samim’e, Hasan Tahsin’den Nazım Hikmet’e kadar bir dizi aydının hikayesini çarpıcı bir dille anlattı.
Şair ve yazar Sunay Akın, 24 Ocak 1993’te arabasına konulan bombanın patlaması sonucu hayatı kaybeden gazeteci-yazar Uğur Mumcu anısına düzenlenen “Kırılan Canlar” programında, bilginin ışığını ortaya çıkarmak için mücadele eden ve bu uğurda hayatını kaybeden isimleri andı. Etkinlik Uğur Mumcu’nun fotoğrafının sahneye yansıtılması ve alkışlarla başladı. İlk kez bu konseptle düzenlenen etkinlikte Sunay Akın, “Mumcu’yu anlamak için bilginin ışığından gitmek gerekiyor. O ışığı yakalayıp karanlıkları aydınlatabilirsek, işte o zaman Mumcu’yu ve diğer aydınları gerçekten anlayabiliriz” dedi. Uğur Mumcu’nun kaleci olmasından bahseden Akın, “Annesi ona üstünü kirletme, üstünü başını parçalama dediği için o kaleci olmadı ama bir bombalı saldırıda parçalanarak aramızdan koparıldı. Ben o gün de annesini düşünüyordum, bugün de annesinin o sözlerini düşünüyorum” diye konuştu.
“Bilimin ve sanatın ışığından şaşmayın”
Daha sonra Türkiye’nin fikir ve bilim dünyasına etki etmiş önemli isimlerden söz eden Akın, Türkiye’nin ilk gök bilimcisi Takiyüddin Efendi’nin rasathanesinin 1585 yılından yıkılmasından ve bir sonraki rasathanenin ancak 1923 yılında kurulduğundan bahsederek, şunları söyledi: “Harf Devrimi, bize geçmişi unutturdu diyenler var. Böyle bir şey yok. Asıl problem, bilimle, aydınlanmayla, sanatla ülkemizin yükselmesinin, insanlarımızın aydınlanmasının önüne geçmektir.”
İzmir’de hürriyet ve bağımsızlık için canını feda eden gazeteci Hasan Tahsin’den, köy enstitülerine ve oradan Usta (Ustura) Kemal’e ve Nazım Hikmet’e kadar ülkemizin kültürel değer ve motiflerine yönelik bir dizi yolculuk yapan Akın, “Bu ülkeyi bilimin, kültürün ve sanatın ışığı kurtaracak. Eğer geçmişte o ışığa sarılmış olsaydık bugün ne kadın cinayetleri, ne yoksulluk, ne de başka bir olumsuzluk olacaktı. Siz siz olun bilimin ışığından ayrılmayın. Bir ülkenin asıl serveti hisse senetleri değil hissi senetleridir” diyerek, programının sonlandırdı. Akın dakikalarca ayakta alkışlanırken, izleyicileriyle de “selfie” yapmayı ihmal etmedi.