Çin’De Ortaya Çıkan Ve Tüm Dünyayı Etkisi Altına Alan Korona Virüs Salgını Sonrası Küresel Ekonominin Geleceği Masaya Yatırıldı. İnternet Ortamından Canlı Yayınlanan Ve 2 Binden Fazla Sektör Temsilcisinin Katıldığı Oturumda Salgın Sonrası Hem Dünyada Hem Türkiye’De Ekonominin Nasıl Olacağı Tartışıldı.
Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını sonrası küresel ekonominin geleceği masaya yatırıldı. İnternet ortamından canlı yayınlanan ve 2 binden fazla sektör temsilcisinin katıldığı oturumda salgın sonrası hem dünyada hem Türkiye’de ekonominin nasıl olacağı tartışıldı.
İnternet ortamında ve ilk kez gerçekleştirilen canlı yayında, sağlık çalışanlarına ve bu zor günlerde çalışmak için dışarı çıkan, zor şartlar altında çalışan ve hizmet sektöründe hayatımızı kolaylaştıran herkese, emekçilere teşekkür sunularak başlandı. Tedbirlerimizi alarak yaşadığımız bu sıkıntılı
zamanda herkesin birbirine destek olması gerektiği vurgulandı. ‘Evde Kal’ çağrısını yineleyerek izolasyona ve sosyal mesafeyi koruyarak, aldığımız önlemlerle bu zor zamanların üstesinden geleceğimize inanıyoruz mesajı verildi.
"Gıda tedariğiniz ve lojistiğiniz ne kadar güçlü ise siz de o kadar güçlüsünüz"
Prof. Dr. Özgür Demirtaş, “Bu kriz diğer krizlerle karşılaştırıldığında ilk defa dünyanın aynı anda kontak kapattığı bir durumun içindeyiz” ifadesini kullandı ve bu işin ekonomik anlamda sağlık, finans ve reel ekonomi olarak üç bacağı olduğuna değinerek “Hem pozitif hem negatif yönde hayatımızda çok fazla değişikliklerin olacağını düşünüyorum. Evet zor zamanlardan geçiyoruz ama ekonomiler her daim kötü kalmaz. Bir yerden dönmeye başlayacaktır ama ilk önce doğru tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Çarkın stabil olarak dönmesi gerekiyor çünkü ekonomiler 80’lerdeki gibi değil, pazarlar açıldıktan sonra her şey değişti. özellikle gıda alanında, ne kadar üretimde bulunursan o kadar değerli olacaksın , kendi üretimini yapan ülkeler daima güçlü olacak gıda tedariğiniz ve lojistiğiniz ne kadar güçlü ise siz de o kadar güçlüsünüz” dedi.
Değişimde mekan-zaman-insan üçlemesi
Teknolojinin ve değişimin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Avi Alkaş bu nedenle de bu alanda uzun süredir çalışmalar yaptığını, değişimin şart olduğunu ve belki virüsün bu değişimi sadece hızlandırmış olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti; “Yeni ofis ortamları ve çalışma sistemleri, her şey çok değişecek. Dolayısıyla buradaki sosyal mesafe gereği kısa vadede takiben orta ve uzun vadede dijital teknolojiye hızlı bir geçiş yapmış olduk. Bu yaşadığımız zor süreç her yaştan insanımızın dijital kullanımını arttırmış oldu. Bu da bize herhalde krizin faydalarından bir tanesi oldu. İnanıyorum ki yepyeni çalışma formatları, paylaşım ekonomisinin ortak çalışma mekanları ve para sisteminde de ciddi değişiklikler olacak. Ayrıca ekonomide dijital değişimde de katılıyorum. Buna göre de merkez ofislerinin küçülmesi, uydu ofislerinin çoğalması, insanların yaşam alanlarına daha yakın yerlerden çalışması gibi durumlar gündeme gelecek çünkü evden çalışmak da güzelmiş Keyfini bu süreçte görmüş olduk. Burada çok süratli bir şekilde dönüşüm sağlayabileceğimiz gibi e-ticaret de çoğaldı. Aynı zamanda alışveriş merkezleri ne olacak diye de gündem maddemiz var. Boş olan gayrimenkulleri insanlığın yararına olarak değiştirmek mümkün olabilecek. Günün gereksinimi doğrultusunda da hiper-kişiselleştirme dediğimiz şeyler olabilecek. Dolayısıyla teknoloji önce insan odaklı olacak. Çünkü mekAN, zamAN ve insAN üçlemesi benim için önemli. O üçlemede “AN” var çünkü” şeklinde konuştu.