Trabzon’da yaşayan Giresunlu Elektrik Mühendisi Sabri Gül (60), 2003 yılında şirket iki arkadaşına diplomasını vererek ortak oldu. Kendisi de elektrik tesisatı ve içme suyu alanlarında müteahhitlik işleri yapan Gül, ortaklığı sadece kağıt üzerinde olduğundan arkadaşlarına vekalet verdi ve hiçbir şirket faaliyetine katılmadı. Gül, söz konusu şirketten de 2007 yılında kendi isteği ile ayrıldı. Şirket ortağı olarak bulunduğu söz konusu 4 yılda ve ayrıca 2014 yılına kadar geçen sürede Gül, kendi işlerinde herhangi bir vergi veya SGK borcu nedeniyle işleme tabi tutulmadı.
MAL VARLIĞINA HACİZ KONULUNCA NEYE UĞRADIĞINI ŞAŞIRDI
Ancak Sabri Gül, geçen yıl kendisine ait şirketin işleri kapsamında bir tapu satışında SGK prim ve vergi borcu olduğu gerekçesiyle mal varlığına haciz konulmasıyla neye uğradığını şaşırdı. Gül, yaptığı araştırma sonucunda 2003-2007 yılları arasında ortağı olduğu inşaat şirketinin yaklaşık 800 bin lira sigorta primi ve vergi borcu olduğunu öğrendi. Şirket ortakları ile görüşen ancak iflas ettiklerini öğrenen Gül, tüm borcun kendisine kalması nedeniyle adeta yıkıldı.
TAPU DAİRESİNE GİTTİ, GERÇEĞİ ÖĞRENDİ
Şirket ortaklığından 2007 yılında ayrılmasına rağmen 7 yıl boyunca bu borcun karşısına çıkmamasına bir anlam veremediğini kaydeden Gül, bütün mal varlığına haciz konulduğunu belirterek, “Tapuda yapacağım bir şahsi işlem için gittiğimde 2014 yılında tapudaki mallarıma haciz kararı alındığını öğrendim. 2007’de şirket ortaklığından ayrılmış olmama rağmen bu işin 7 yıl sonra karşıma çıkması çok garip. Bu 7 yılda ben devletle iş yaptım ancak hiçbir sorunla karşılaşmadım. Ancak 7 yıl sonra karşıma bu sorun tesadüfen çıktı. Ben de bunun üzerine söz konusu inşaat şirketinin 2003-2007 yılları arasında TEDAŞ İl Müdürlüğü ve Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi’nde bazı ihaleler aldığı, söz konusu iki kurumun idare ve ödeme yetkililerinin, iş bitiminden sonra Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü’nden ’Sigorta primi, gecikme zammı ve borçları’ bulunup bulunmadığını sormadan, ilişiksiz belgesi istemeden ilgili şirketin hak edişlerini ödedikleri ve kesin teminat mektuplarını iade ederek bana sigorta prim borçları ve vergi borçları sebebiyle haciz gelmesine neden oldukları iddiasıyla gerekli yerlere başvurdum" dedi.
" ’SEHVEN ÖDENMİŞ’ DEDİLER”
"Geçmişte ortağı olduğum şirket 7 adet dönemin Giresun TEDAŞ İl Müdürlüğü’nden, 2 adet de Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Hastanesi’nden ihale almış" diye devam eden Sabri Gül, "Bahsi geçen ihalelerden dolayı meydana gelen SGK prim borçları ve vergi borçları ile ilgili şirketin sorgulanması yapılmadan hak ediş ödemelerinin tamamının yapıldığı, ihalelerin sona ermesine müteakip kesin teminat mektuplarının ’SGK borcu yoktur’ yazısı almadan iade edildiği, Giresun İl İdare Kurulunca hazırlatılan bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen mektup iadelerinin yapıldığı görülmüştür. Yaşadığım tüm bu olaylar neticesinde Giresun Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi verdim. İl İdare Kurulunun 27 Temmuz 2015 sayılı kararı ile ödemelerin ’sehven’ yapıldığının anlaşıldığı valilik kararı olarak tarafıma bildirilmiştir” ifadelerini kullandı.
“MEMURLARIN YARGILANMASI DA YETKİLİLER TARAFINDAN ENGELLENDİ”
Gül, konuyu daha sonra Ordu Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıdığını ifade ederek, "Bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere 9 Temmuz 2015 tarihindeki kararda haklarında 5 bin 237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257 maddesi kapsamında 4 bin 483 sayılı kanunun 6. maddesi uyarınca soruşturma izni verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen Bölge İdare Mahkemesi 2015/147 sayılı kararı ile sehven ödeme yapıldığına dair 8 Ekim 2015 tarihinde karar verildiği tarafıma bildirildi. Şirket yetkililerinin 25 Aralık 2005 tarihinden sonra ‘vergi borcu yoktur’ yazısı olmamasına rağmen Prof. Dr. İlhan Özdemir Hastanesinden alınan iki adet iş için -SGK’dan borcu yoktur- yazısı alınmadan şirketle nasıl sözleşme yapıldığı, hak ediş ödemelerinin nasıl yapılarak kesin teminat mektubunun hangi evrakla çözüldüğünün bilinmesine rağmen (bilirkişi raporunda) dönemin Giresun TEDAŞ İl Müdürlüğü’nden 27 adet, Prof. Dr. İlhan Özdemir Hastanesi’nden 18 adet hak ediş ödenmesinin sehven yapılamayacağı 8 Nisan 1989 gün 20 bin 133 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmenlik hükümleri uygulanmadan ödemelerin yapıldığı görülmüş olmasına rağmen açıkça suç işlenmiştir. Bu suça katılan memurların yargılanması da yetkililer tarafından engellenmiştir. 778 bin TL’lik SGK ve vergi borcu bugün yaklaşık 800 bin TL oldu. Bu hadiselerin neticesi SGK ve Vergi Daireleri, alacağını yasal yollarla tahsil etmeyerek ortaklığımdan dolayı beni sorumlu tutarak bütün mal varlığıma haciz kararı koydurarak beni mağdur duruma düşürmüştür. Sabri Gül olarak bankalardan teminat mektubu alamamama sebep olarak iş hayatımın son bulmasına sebep olmuştur” diye konuştu.
“VALİLİK SORUŞTURMA İZNİ VERMEDİ”
Konuyla ilgili defalarca Giresun Valiliği’ne gittiğini ancak bir sonuç alamadığını öne süren Gül, “Bana ’Şikayetiniz üzerine Valiliğimizce ilgili kurum yetkilileri hakkında yapılan ön inceleme sonucunda; ilgililer hakkında iddia ettiğiniz konularında görevlerini kötüye kullanma suçu unsurları oluşmadığı kanaati ile ilgililer hakkında Valilik makamınca soruşturma izni verilmemesine dair karar verilmiştir. Ancak dönemin TEDAŞ İl Müdürlüğü yetkililerinin KİT personeli olması sebebiyle genel hükümlere göre işlem yapılması gerektiğinden haklarında hazırlanan soruşturma dosyası Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir’ yazılı bir cevap verdiler” açıklamasında bulundu.
YANLIŞI YAPAN MEMUR İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİ
Söz konusu iddialarla ilgili Giresun Valiliği’nden herhangi bir açıklama yapılmazken, yapılan hata ile alakası olduğu iddia edilen dönemin TEDAŞ memurlardan birinin "Ben bu hatayı nasıl yaptım" diyerek intihara teşebbüs ettiği öne sürüldü.
Kaynak: IHA
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...