Dr. Deniz Granit Kanser Haftası için, “Kanser konusunda hekim ve hastanın yanında olmak, araştırmaları desteklemek, doktorların eğitimine yardımcı olmak amacıyla 1947 yılında Ankara’da kurulmuş olan Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nun önerisiyle her yıl nisan ayının ilk haftası ‘Kanser Haftası olarak kabul edilerek, kanserle savaşa yönelik ilgi ve farkındalığın canlı tutulması hedeflenmiştir” dedi.
Kanserle ilgili olarak detaylı bilgilendirmelerde bulunan Deniz Granit, “Hücre, canlıların fonksiyonel ve yapısal olarak işlev görebilen en küçük birimidir. Hücreler birleşerek dokuları, dokular birleşerek organları meydana getirir. Bütün hücreler temelde aynı yapıya sahipse de oluşturdukları dokuya ve o dokunun fonksiyonlarına bağlı olarak özelleşirler; bu sayede vücuttaki her hücrenin belirli bir görevi vardır. Normal şartlarda hücreler vücudun ihtiyacına göre büyüyüp çoğalırken, hasarlanan veya yaşlanan hücreler de yerlerini yeni hücrelere bırakmak üzere ölürler” ifadelerinde bulundu.
“Kanser, ölmeleri gereken bu hücrelerin hayatta kalması ve ihtiyaç yokken çoğalmaya devam etmesi ile ortaya çıkar” diyen Granit şöyle devam etti, “Aslında kanser tek bir hastalık değil, birbirleriyle ilişkili hastalıklar grubudur. Anormal hücre çoğalması her dokuda veya her organda görülebilir. Yüzden fazla kanser tipi tanımlanmıştır. Kanser ve kanserin tipi genellikle kanserin kaynaklandığı doku veya organın ismiyle anılır. Durmadan çoğalan hücreler normal hücrelere yer bırakmayarak organların işlevlerini yerine getirmesini engellerler. Mevcut kanaatın aksine erken teşhis edildiği takdirde iyileşme şansı olan bir hastalıktır. Kanser vücutta ilk geliştiği yerden daha uzak kesimlere yayılırsa (metastaz) tedavinin başarı şansı düşer” diye konuştu.
Kanseri tetikleyen faktörler için de konuşan Granit, “Neden bir kişide kanser gelişirken bir diğerinde gelişmediğini açıklamak çok mümkün değildir. Ancak genlerimiz, hayat tarzımız ve çevresel bir takım faktörler gibi kanser gelişme riskini arttırıp azaltan faktörler tanımlanmıştır. Bu noktada sigara, dengesiz beslenme, şişmanlık, güneş ışınlarına uzun süreli maruziyet gibi kanser riskini arttırdığı bilinen şeylerden uzak durmak kanserden korunmada alınacak temel önlemlerdir. Bir de kişinin kontrol edemeyeceği yaş ve aile öyküsü gibi faktörler vardır” şeklinde ifadelerde bulundu.
Kanserden korunmak kadar önemli bir diğer kavram onu ‘erken tanımaktır” diyerek erken tanının altını çizen Granit, “Birkaç istisna dışında hemen bütün kanserlerde erken tanı, tedavi edilebilirlik şansını arttırır. Bir hastalıktan korunabilmek için o hastalığın nedenleri ile hastalığın oluşumunu ve seyrini bilmek gerekir. Nedenleri bilirsek onlardan kaçınarak hastalıktan korunmak, seyrini bilirsek hastalığı erken yakalayabilmek mümkün olur. Tıp alanındaki gelişmeler ve toplumun bu konudaki bilgi ve bilincinin artması ile her gün daha fazla insan kanserden kurtulabilir hale gelmiştir.
Güncel tedavilerin geliştirilmesi ile de kanseri, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi kronik bir hastalık durumuna getirmek söz konusu olabilir. Bu amaçla ülkemizde ve dünyada sık görülen meme, serviks (rahim ağzı), barsak (kolon/rektum) kanserlerine yönelik tarama programları kullanılmaktadır. Belirli aralıklarla yaptırılacak basit ve ekonomik tarama tetkikleri (mamografi, papsmear, gaytada gizli kan gibi) ile bu kanserlerin erken tanısı ve tedavisi mümkündür. Kanser ile ilgili bilgilerimizin artması, erken tanı ve tedavi tekniklerinin gelişmesi kanserle savaşta bizi daha güçlü bir konuma getirmiştir. Kanser önlenebilir ve erken tanındığı takdirde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Erken tanı hayat kurtarır” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: IHA
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...