“Yarım Saat Egzersizle Diyabet Ve Parkinson’Dan Korunun”
Uzmanlar, sanılanın aksine Diyabetin Parkinson ile ilişkisi olmadığını açıkladı ve “Günlük 30 dakika yapılan kardiyo egzersizlerinin hem insülin direncini azaltmakta hem de Parkinson hastalığının ilerlemesini yavaşlatmakta olumlu etkilerinin olduğu ispatlandı” uyarısında bulundu.
Medipol Üniversitesi Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER) Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Zırh ve Nöroloji Uzmanı Dr. Başak Bolluk Kılıç, Parkinson hastalığına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Zırh, Parkinson’un beynin hareketleri düzgün ve düzenli yapmasını sağlayan bölgelerindeki ‘dopamin’ adlı maddenin eksikliği ile ortaya çıkan kronik nörolojik bir hastalık olduğunu söyledi. Sıklıkla yaşın ilerlemesiyle birlikte beyindeki dopamin salgılayan hücrelerin azalması veya hasara uğramalarıyla Parkinson’un ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Zırh “Geçirilmiş kafa travması, cıva, kurşun gibi ağır metaller ile uzun süreli temas halinde kalmış bulunulması, bazı ilaçların uzun süre kullanılması gibi nedenlere de bağlı olarak Parkinson ortaya çıkabilir. Dopamin miktarı azaldıkça Parkinson’un belirtileri de hızla gün yüzüne çıkmaya başlar” dedi. Zırh, şu belirtiler baş gösterdiğinde doktora başvurulması gerektiğinin altını çizerek "Vücudun bir tarafında daha ön planda olmak üzere, istirahat halinde ellerde ‘para sayar’ tarzda titreme, hareketlerde yavaşlama, kolların vücut salınımına iştirak etmemesi ve vücuda yapışık olarak yürünmesi hastalığın ilk belirtilerindendir. Ayrıca bakışlarda donuklaşma ve yüz mimiklerinde azalma ile birlikte ‘maske yüz’ diye ifade edilebilen yüz hali; küçük adımlarla ve öne eğilerek yürüme bu hastalığın başlangıç safhasında olunabileceğini düşündürmeli ve hastalar bir nöroloji uzmanına başvurmalıdır" diye konuştu.
Hastalığın görülme sıklığı ve bulgularının, yaşa bağlı olarak göreceli ilerlediğini belirten Zırh, şöyle devam etti: “60’lı yaşlarda, 50’li yaşlara oranla on kat daha sık görülüyor, 70’te de kendi içinde daha sık. Yani aslında; eğer 120 yaşına kadar yaşasaydık, muhtemelen hepimizde o yaşlarda Parkinson bulguları görülecekti. Ancak bir kişiye 40 yaşından daha önce Parkinson hastalığı tanısı konursa bu ‘Genç yaşta görülen Parkinson hastalığı’ olarak adlandırılır. Tüm Parkinson hastalarının sadece yüzde 5 ila 10’unda hastalık başlangıç yaşı 20 ila 40 yaşları arasındadır. Genç yaş grubundaki hastalarda genetik nedenler araştırılmalıdır. Parkinson hastalığı erkeklerde kadınlara oranla biraz daha sık görülür. Ailede bir ebeveyn veya kardeşte Parkinson hastalığı varlığı, o kişide hastalık gelişme riskini yaklaşık iki kat arttırır. Kalıtsal özellikteki Parkinson hastalığı daha çok genç yaşlarda başlar ve tüm Parkinson hastalarının yaklaşık yüzde 5’ini oluşturur.”
“Kardiyo yapın Akdeniz tipi beslenin”
Son günlerde sık konuşulan Parkinson ve Diyabet birlikteliği ile ilgili Dr. Bolluk Kılıç Diyabet ve Parkinson’un birbirini tetiklemediğine dikkat çekerek “Etken maddesi Metformin olan bir Tip 2 Diyabet ilacının Parkinson’u tetikleyebileceği iddiasını ispatlayacak bilimsel kanıt bulunamadı. Aksine Metformin kullanımının Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklara olumlu etkisinin olduğunu gösteren çeşitli araştırmalar ve yayınlar mevcut” ifadelerini kullandı. Hem Diyabet hem Parkinson için egzersizin son derece önemli olduğuna değinen Bolluk Kılıç şunları kaydetti: “Günlük 30 dakika yapılan yürüme, koşma ya da yüzme gibi kardiyo egzersizlerinin hem insülin direncini azalttığını hem de Parkinson hastalığının ilerlemesini yavaşlatmakta olumlu etkilerinin olduğunu; karbonhidrattan ve katı yağlardan uzak, sebze ve meyve içeriği çeşitli Akdeniz tipi diyetin ise her iki hastalık grubu için de en uygun beslenme biçimidir.”