Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, göz kuruluğu problemi olan, ince korneaya sahip hastalarda da kullanılabilen, çok yüksek ve çok düşük miyop ve astigmat gibi görme bozukluklarını, bıçaksız, ağrısız ve alternatif yöntemlere göre daha kısa sürede iyileşme imkânı ile tedavi etme özelliğine sahip "Relex Smile Lazer"le göz tedavisi için hasta kabul edilmeye başlandığını duyurdu.
Günümüzde sayılı kliniklerde, Türkiye’de ise sadece birkaç merkezde uygulamaya girmiş olan ve görme bozukluklarını tedavi eden ReLEx SMILE lazer teknolojisi, Kıbrıs’ta sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde kullanılmaya başlandı.
Hastaların, artık yurt dışındaki merkezlere gitmek zorunda kalmadan yararlanmaya başlayabilecekleri SMILE lazerle göz tedavisi, geleneksel görme düzeltme tekniklerini, tedavi sırasında ve sonrasında sağladığı konfor, kısa süren tedavi ve iyileşme süresi, düzeltme doğruluğu ve güvenilir olması nedeniyle geride bırakıyor. Görme bozukluğu yaşayan kişilere, ön muayene ve tetkikler için randevu verilmeye başlanan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde, göz yapısı lazer tedavisine uygun bulunan hastalar, ReLEx SMILE Lazerle tedavi edilebilecekler.
Tüm tedavi sürecinin tek bir adımda, eski LASIK teknolojilerinde olduğu gibi operasyon sırasında cihaz değişimine ve korneal kapakçık açılmasına gerek kalmadan gerçekleştirildiği, uygulamanın ortalama 22 sn. sürdüğü ReLEx Smile lazer tedavisinde, lazer cihazı tarafından oluşturulan 2mm'lik ince bir kesiden, lentikül denilen, kornea içinde oluşturulan, kırma kusurunu düzeltecek dokunun çıkarılması ile birlikte, tedavi uygulaması ortalama üç ya da dört dakikada sona ermektedir.
Önceki lazer tedavi yöntemleri olan PRK, Lasik ve Excimer Lazerden farklı olarak, ReLExSmile Lazer tedavisi, ince kornealarda da lazer cerrahisi imkânı sunmakta, kornea biyomekaniğini (sağlamlığını) daha iyi koruyarak, doğal gözün yapısına en yakın sonucun elde edilmesine olanak sağlamaktadır. Miyopta -10, astigmatta +/- 5 dereceye kadar görme bozukluklarının düzeltilmesi ve özellikle kuru göz hastalarında da uygulanabilir olması sağladığı başlıca avantajlar arasındadır.
Diğer yöntemlerden farklı olarak, korneal kapakçık kesisi olmaması nedeniyle tedavi sonrası gözü ovalama veya göze fiziksel temas halinde, kapakçığın kayması veya yer değiştirmesi gibi riskler ortadan kalkmaktadır. Tedavi sırasında görme kaybı olmaması, sessiz ve kokusuz bir tedavi olması, hastada minimum rahatsızlık ve hızlı iyileşmeye imkân sağlaması diğer avantajları arasında yer almaktadır. Genellikle operasyon sonrası bir iki gün içerisinde görme iyileşmekte ve bir iki hafta içerisinde de stabilizasyon sağlanmaktadır.
Kaynak: IHA
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...