Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nde teravih namazı sonrası düzenlenen programda Prof. Dr. Kemal Sayar ‘Kibir ve Tevazu’ konusunu ele aldı.
“EYÜPSULTAN’DA RAMAZAN’IN BİR ŞEHRİ NASIL DEĞİŞTİRDİĞİNİ, İNSANLARIN RUHUNA NASIL DOKUNDUĞUNU GÖRÜYORSUNUZ”
Konuşmasının başında, Ramazan’da yolunu mutlaka Eyüpsultan’a düşürdüğünü belirten Kemal Sayar, “Çünkü Ramazan’ın toplumsal neşesi burada en çok hissediliyor, burada Ramazan’ın bir şehri nasıl değiştirdiği, insanların ruhuna nasıl dokunduğu görülüyor. Burada güzellerin huzurundayız. Bu belde çok kutlu bir belde. Her seferinde insanın gönlünü titreten bir yer” dedi.
“KONUŞTUĞUMUZ KADAR SUSTUĞUMUZ BİR AY”
Prof. Dr. Sayar konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ramazan ayı konuştuğumuz kadar sustuğumuz bir ay. Dışa baktığımızdan daha çok içe bakmamız gereken bir ay. Nefis muhasebemizi yapmamız gereken, kendimizi sorgulamamız gereken, kendimizi yeniden inşa etmemiz gereken bir ay. Ramazan bizi yeniden hayata oryante ediyor. Ramazan, her şeyi tüketerek ancak var olabileceğimizi, tüketim çılgınlığı içinde kendimizi var edeceğimizi söyleyen modern kapitalist uygarlığa karşı aslında bin yandan bir başkaldırı, bir meydan okumadır.
“İNSANI EN ÇOK ALDATAN ŞEYLERDEN BİRİ HAYATI BİZİM KONTROL ETTİĞİMİZİ ZANNETMEK”
İnsanı en çok aldatan şeylerden bir tanesi hayatı bizim kontrol ettiğimizi zannetmek. Pek çok ruhsal sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Biz, hayatın dümeni bizim elimizde zannediyoruz. Sonra birden bedenin yokluğuyla karşılaşıyoruz. O zaman insan kendi acziyetini farkediyor, evrenin içinde küçücük bir nokta olan bir gezegende küçücük bir nokta olan bir varlık olduğunu fark ediyor. Bu evrenin bir sahibi olduğunu ve hayatlarımızın ancak ulvi bir gaye için, ulvi bir amaç için yaşanırsa kıymetli olduğunu fark ediyor.
“RAMAZAN BANA GÖRE VÜCUDU ÖLDÜRÜYOR, RUHU DİRİLTİYOR”
İnsan evladı aceli bir varlık, bu acelecilik içinde aslı olan en temel şeyi kaybediyor. O da hepimizin ölüm yönelimli varlıklar olduğumuzu, her birimizin günün birinde öleceğimizi ıskalamaktır. Bir gün toprağın altındaki o serinliğe uzanacağımızı bildiğimiz zaman hayatımızı da hakkını vererek iyilik, güzellik, hakikat uğruna yaşayabiliriz. Ramazan bana göre bir bakıma vücudu öldürüyor, ruhu diriltiyor.
“İYİLİK YAPIP, YAPTIĞI İYİLİĞİ ASLA HATIRLAMAYAN KİŞİ İHSAN GÖRMÜŞTÜR”
Ramazan aynı zamanda infak ayıdır, halden bilme ayıdır. Muhtaç durumda olanlara ulaşmamız, hemhal olmamız da Ramazan ayını hakkıyla yaşamanın unsurlarından bir tanesidir. Verdiğini unutan, iyilik yapıp o yaptığı iyiliği asla hatırlamayan kişi zaten yeterince ihsan görmüştür.
“TEVAZU DEMEK ‘SENİ DUYMAK İÇİN BENİ UNUTMAK’ DEMEKTİR”
Tevazu’nun en sevdiğim tanımlarından biri ‘Seni duymak için beni unutmak’. İnsan kendini kainatın merkezinde algılıyor. Fakat mütevazi insan, kendi ile meşgul olduğundan daha çok başka insanlarla meşgul olan, kendini unutabilen insandır. Kendini unutmak bu dünyada büyük bir şifadır. Bir sürü sıkıntı ve dert kendimizi unutamamaktan, kendimizi fazla düşünmekten kaynaklanıyor. Kendini unutmak derken gündelik dert ve tasaları unutmaktan bahsediyorum. Onlardan geçip ‘Ben bu aleme ne verebilirim’ dediğimiz anda tevazunun alanına gireriz. Yapıp ettiğimiz her işte iyiliği, güzelliği haktan bilmek, hatayı kusuru kendinden bilmek. Başkalarını tam, kendimizi noksan görmek. İşittiğimiz güzel sözleri naklederken bile bu benden dememek, bu büyüklerden demek. Kendi nefsimizi aradan çekmek, yapabildiğimiz kadar kendimizi kibirden geri çekmek gerek"
Program sonunda ise Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken adına Başkan Yardımcısı İsmail Uysal, Kemal Sayar’a hediye takdiminde bulundu.
Bu arada Prof. Dr. Kemal Sayar, salonda bulunan kitapseverlere kitaplarını imzaladı.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...